“ Sizden buna karşılık hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım âlemlerin Rabb’ine âittir. ‘’ | Şuarâ - 109
Şüphesiz hamd yalnız Allah'adır. O'na hamdeder, O'ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayet verdiğini kimse saptıramaz. O'nun saptırdığını da kimse doğru yola iletemez.
Süphesiz sözlerin en güzeli Allah’ın Kelam’ı, yolların en hayırlısı Muhammed Sallallahu aleyhi ve ve sellem’in yoludur. Işlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlarıdır. Her sonradan çıkarılan şey bid’attir ve her bid’at sapıklıktır. Her sapıklık da ateştedir.
“Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır.” |Al-i İmran 104
Bundan sonra;
Bazı uydurma şüphelerle, kadının yüzünü örtmeden de tesettürlü olabileceği şeklindeki batıl görüş yayılmakta, batılılaşmaktan ve taklitçilikten kurtulamayan insanlar Allah subhana wa taala'nın ve rasulü aleyhissalatu wassalam'ın önüne başka isimleri geçirmektedirler.
Bu söylemiş oldukları ve yapmış oldukları batıl işin dinde bir yeri yoktur. Dayandıkları ise falanca hocalar,falanca kurumlardan başka bir şey değildir. Oysa ki; biz onlara sözlerin en güzeline; Allah subhana wa taala ve rasulu aleyhissalatu wasselam'ın sözünü tatbik etmeye davet ediyoruz, delilimizi gösteriyoruz, onlar ise bize falanca hocayı örnek gösteriyorlar. Bu yaptıkları ile Allahın ve Rasulun sözünü çiğniyorlar başkalarının sözünü yüceltiyorlar.
Abdullah b. Abbas radiyallahu anh diyorki;
“Neredeyse gökten başınıza taş yağacak! Ben size Allah’ın Rasulü böyle söylüyor diyorum, siz ise, bana Ebu Bekir ve Ömer şöyle söyledi diyorsunuz.”Allah subhana wa taala diyor ki ;
Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır. (Ahzap-36)
Yine bu kimselere bu yaptıkları batıl işin adının tesettür olmadığını söylediğimizde ‘’ hadi sizde bizim size gösterdiğimiz gibi, bize Rabbimizin ayetini veya Rasulunun sözünü gösterin ‘’ dediğimizde bize Kuran-ı azimüş şan’dan parantez içindeki sözleri gösterip bunları Rabbimizin ayetleri olduklarını idda ediyorlar ki bu Allah subhana wa taala’ya apaçık bir iftiradır. Parantez içindeki kısımlar ise meali yazan kimselerin kendi yorumları ve zanlarıdır. Bu uydurmanın kaynağına gittiğinizde göreceksinizki laiklik ve cumhuriyet hangi beldeye girdiyse o beldede Allah subhana wa taalanın ayetleri ifsat edilmeye çalışılarak avrupalılaşma ve modernleşmeye gidilmek istenilmiştir. Bundan dolayı Kuran’ın özüne bir şey yapamayacaklarını bilen hainler sinelerin özüne girmiştir!
Örneğin; Nur suresi 31. ayetinde ‘’..görünen kısımları müstesna..’’ derken Allah subhana wa taala, bir çoğunuzunda Kuran mealinde bulunan parantez içinde ‘’ (yüz,el,ayak) ‘’ tabiri eklenmiştir. Bu sözden Allah subhana wa taala beridir. Rabbimiz böyle bir şey dememiştir. Bu bir beşerin kelamıdır, Rabbimizin ayeti değildir. Nitekim arapçasına kelime kelime bakarsanız da bu söylediğim hakikati göreceksiniz. Ne el ne ayak ne yüz tabiri bulunmamaktadır. Allah subhana wa taala unutkan değildir öyle söylemek isteseydi onuda eklerdi, o bize noksan bir kitap da indirmemiştir . Bu zikri bozamayacaklarını bilen gafiller Allah subhana wa taala’nın arapça olarak indirdiği kelama elbette bir şey yapamaz, şayet buna yeltenirlerse biz oyunlarını mutlaka apaçık görürdük.
Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik. (Yusuf -2)
Bunun için türkçe olarak çevirdikleri ayetlerden bazı kilit noktalara (modernleşmek,normalleşmek için) parantez içlerinde yukarıda verdiğim örneklerdeki gibi bir şeyler ekleyerek müminleri Allah ile kandırmaya çalışmaktadırlar.
Hiç şüphesiz, zikri biz indirdik; onun koruyucuları da gerçekten biziz. (hicr-9)
Malesef bugune kadar bu konuyla alakalı olarak hiç bir hoca(!) alim(!) mümin(!) bu tuzaktan ve onların global planlarından bahsetmedi. Kadınlara dawah yaparken karşılaştığımız en büyük ve ciddi problemlerden bir tanesi bu parantez içlerindeki yanıltmalar,uydurmalar; bu bizi zor duruma sokmakla beraber sözümüzdeki anlaşılırlığı da zorlaştırıyor. Biz onlara nur suresi 31. ayeti gösterdiğimizde ‘’..ama Kuranda el yüz ve ayak müstesna diyor..’’ diye cevap veriyorlar. Tebliğ konusunda kız kardeşlerimizin aceleciliği ve kitap okurken çoğunun fıska kayışları onları bu konuları tespit etmekten alıkoyuyor, malesef karşılarındakilere ‘’ ..ama validelerimiz, sahabe hanımları böyle giyinirlermiş, hadisler var hatta..’’ deyip hadisleri göstererek onlara tebliğ etmeye çalışıyorlar. Onların yapmış olduğu bu ameli küçümsemekten Allah subhana wa taala’ya sığınırım. Lakin meselenin özü şudur;
Peygamber keyfine göre konuşmaz. O ancak kendisine vahyolunanı söyler. (necm-3)
Zaten Allah subhana wa taala bize arapça olarak indirdiği Kuran’da tesettürü böyle vahyetmiştir. Evet, validelerimiz böyle giyiniyorlardı, sahabe hanımları da böyle giyiniyordu ( radıyallahu anhum). Çünkü Allah subhana wa taala böyle emretmişti. Onların takvalı olmak zorunda olduklarından dolayı kendi insiyatifleri ile veya Rasulullah aleyhissalatu wasselam’ın onlara has emri ile yaptıkları bir amel değildi. Bu Peygamber hanımları ve mümin hanımlara has Allah subhana wa taala’nın emriydi.
Bundan dolayı tesettür ile ilgili tebliğ yapacak kız kardeşlere veya tesettür ile amel edecek kız arkadaşlara bu çağrıma kulak vermelerini temenni ediyorum. Bu konuda size böyle söyledikleri zaman onlara bu parantez içlerindeki kelamların bir yorum olduğunu söyleyerek söze başlayın. Bizimde onlarında inandığı kitabı açıp gösterin. ‘’ İşte ayet burada! Sen şimdi bir beşerin sözünemi iman edeceksin yoksa Allah subhana wa taalanın sözünemi ‘’ deyin! Ve iyi bilin ki Rabbimizin ayetleri bütün yaratılmışların sözünden münezzehtir. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’adır!
Bu çalışmamda peçe’nin (nikab) farz oluşunun delillerini net ve en kısa şekilde açıklayıp, bu konu etrafında yayılan şüpheleri gidermeye çalıştım. Rabbimden bu kısa çalışmamı mizanıma hasenat olarak yazmasını, kardeşlerimizi, zevcemi ve beni dinde muvaffak kılmasını dilerim.Şüphesiz ki O’subhana wa taala duayı işitir ve icabet eder.Şüphesiz ki O’subhana wa taala amelleri zayi etmez. Yapmış olduğum hatalar var ise Allah subhana wa taala beni affetsin. Sizlere burdaki noksanlıkları arıtarak ulaşmasını nasip etsin.
Astağfurallahal azim wa atubi ilaykh!
Salat ve selam Rasulünün,ashabının,tabiin üzerine olsun.
"Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir." | Yasin-17
Umm Osama
Kostantiniyya | 1 Safer 1437