Bu Akşamki Partiye Geliyor Musun ?

8 1 0
                                    

"Bu akşamki partiye geliyor musun ?"
"Yasemin davet etti ama sanmıyorum."

"Sana inanamıyorum. Okulun en güzel kızlarından birisi seni partiye davet ediyor. Hatta en güzeli ve sen gitmiyorsun öyle mi ?"
"Yasemin okulun en güzel kızı falan değil."

"Şaka mı yapıyorsun. Peki hala sence okulun en güzel kızı kim ?"

Okyanus. Okulun en güzel kızı Okyanus' tu. 

"Evet. Sanırım haklısın. Yasemin."

dedim. Okyanus' un ismi bana kalmalıydı. Onu kendime saklıyordum. İçeride bir yerde. Adını bile kimse bilmesin istiyordum.

"Dostum bak anlıyorum cool takılıyorsun. Yine de bu kadar yetmez mi ? O Yasemin yani bir şans ver ve partiye gel."

"Sanmıyorum."
"Yeter bu kadar. Geliyorsun."

dedi ve arabayı evin önünde durdu.  Evimin önünde. Arabadan indi anahtarları Kemal abi ye attıp koşmaya başladı. Ne yapıyordu lan bu ? Arabadan indim annem çoktan kapıyı açmıştı.

"Meral teyze. Nasılsın ?"

"İyiyim Öndercim sen nasılsın."

"Sağol Meral teyze. Bu akşam okuldan bir arkadaşımızın doğum günü partisi var. Özüm de gelebilir mi acaba diye soracaktım."

"Bu gün Cuma çocuklar keyfisinize bakın."

dedi annem. Kapıdan içeriye girip annemin yanaklarından öptüm. 

"Gitmeyeceğim. Önder boş ağazlılık yapıyor."

"Evet gideceksin bak Meral teyzem de izin verdi."

dedi sadece gözümü devirmekle yetindim. Partilerden hoşlanmıyordum. Terlemiş insanlardan. Islak vajina kokusunun sigara ve bira kokusuna karıştığı o koku tufanından. Yanaklarından salyaları akan sızmış insanlardan. Saatler ilerledikçe koku tufanını bastıracak keskinlikteki kusmuk kokusundan. 

"Eskiden partilere bayılırdın."

dedi annem ve salondan çıktı.Evet. Eskiden bayılırdım. Eskidendi... 31 çekmeyi yeni bıraktığım, düzüşmeyi yeni öğrendiğim zamanlar. Her kızı aynı gördüğüm zamanlar. Bütün parti iğrençliklerini çekebilir olduğunu düşündüğüm zamanlardı. 

"Kimin ki bu parti ?"
"Sence ?"

"Nerden biliyim lan ?"

"Yasemin' nin oğlum sen bu kadar mı şuğursuzsun."
"Siktir lan göt. Tamam her neyse."

"Harika."

dedi Önder kanepeden kalkıp.

"Ben eve gidip hazırlanacağım 7 de seni alırım."

Ardından ben hiç bir şey söylemeden evden çıktı. Ruh hastası bebe.

"Özüm."

diye seslendi içeriden annem. Kanepeden kalkıp sesin geldiği yere gittim. Mutfağa.

"Öykü' nün kütüphaneden aldığı kitapların bu gün geri gitmesi gerekiyormuş. Götürsene şunları."

dedi masanın üzerindeki birkaç kitabı gözüyle işaret ederek.

"Niye ben götürüyorum. Kendisi götürsün."

dediğim Öykü koşarak aşağıya indi. Öykü benim baş belası kız kardeşimdi.

"Evet anne. Bak kabul etmez demiştim. Ben geri götürürüm.
"Hayır sen cezalısın."

Yine başını derde sokacak bir şey bulması beni hiç şaşırtmıyordu. Bu beni içten içe keyiflendiriyordu. 

"Ne gülüyorsun be. Anne lütfenn ben götürürüm. Hem yeni kitaplar alacağım hadi lütfennn."
"Seni Kağan' la görüşmekle ilgili uyarmıştım. Cezalısın. İki hafta okula gitmek dışında bu evden çıkmayacaksın."
"Kağan benim arkadaşım."
"Evet. Beni korkutan da o. Cebinde konyak taşıyan insanlarla arkadaş falan olamazsın."

"Özüm partiye gidebiliyor ama."
"Çünkü o 18 yaşında benim güzel küçük kızım. İstersen abine yeni alınacak kitapların listesini verebilirsin."

dedi ve Öykü' yü başından öpüp mutfaktan çıktı. Öykü oturduğu sandalyeye yığılırken güldüm. Boş çıpınışlarını izlemek çok eğlenceliydi.

"Ne gülüyorsun be !"

diye cırlayıp kütüphane kartımı üstüme attı. Kartı yerden aldıp ve kitapları kucakladıktan sonra mutfaktan çıktım. İçeriden Öykü' nün tiz çığlıkları yükseldi. 

"Ben çıkıyorum."





Ölü Uğurböcekleri LokaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin