Karanlık Serisi 1: Arkhei'in Varisi

Bölüm 1

Sahip olduğum bütün şeyler sadece birkaç parça kıyafet ve eski bir yataktan ibaret. Bir tapınaktaki orta yaşlı bir adam benimle ilgileniyor. Bu kişi Hagne Krallığı'ndan bir ateş büyücüsü "Ruth". Ailemi hiç tanımadım ve kendimi bildim bileli sokaklarda hırsızlık yaparak geçinmeye çalışıyorum. Bu dünyada eğer büyü gücün yoksa hiçbir şeysin. Krallığın küçük bir kasabası olan Khoru'da doğmuş olmalıyım çünkü daha önce hiç bu kasabanın dışına çıkmadım. Kasabadaki çocuklar sürekli benimle uğraşırdı özellikle de valinin oğlu "Khar", uzun süre dayak yedim. Khar ve tayfası sürekli olarak beni kovalar ve döverlerdi. Söylediğine göre iğrenç ve yaşamayı hak etmeyen bir varlıkmışım. Kendisi hava elementine sahip ancak bir okçu. Ben ondan kaçamadan okları vücuduma saplanırdı. Kasabada yaşayan çok yaşlı ve kör olan bir kadın beni iyileştirir ama sonrasında direk evden atardı.

Kasabadaki insanlar benden nefret ediyorlardı nedenini bile bilmiyorum. Sadece küçük yetim bir kız olmak bu kadar nefret edilesi bir şey mi? Bir gün o kasabadaki aptallardan birisi beni yakalayıp köle tacirine verdi. 3 hafta boyunca bir kafeste kaldım. Sürekli olarak güzelliğim sayesinde çok para kazanacağını söyleyerek beni hırpaladı ama yüzümde herhangi bir hasar bırakmamaya özen gösterdi. Kasabanın biraz dışında küçük bir handa beni satmak için çıkardı. İçerideki kişiler şişko ve sürekli kahkahalar atan insanlardı. Her biri sahip oldukları şeylerle diğerlerine hava atmaya çalışıyordu. Ülkede köle satışı yasaktı ancak gizli bir şekilde satışlar yapılıyordu. Ve köle taciri bağırmaya başladı; "Henüz 7 yaşlarında simsiyah saçlı masmavi gözlü bu mükemmel güzellikteki kızı satışa çıkarıyorum. Kendisinin elinden her iş gelir ve yemek masrafı bile çok azdır. Neredeyse hiçbir şey vermeyerek günlerce işlerinizi yapabilir. Herhangi bir büyü gücü yok bu yüzden size karşı herhangi bir saygısızlık dahi yapamaz. Fiyatı 20 gümüşten başlatıyorum." İnsanlar deli gibi el kaldırarak bir fiyat sunarken o orta yaşlı adam elini kaldırdı ve "30 altın veriyorum eğer kimsenin itirazı yoksa şu an kızı alıp gideceğim." Bir köleye "30 Altın" vermek mi? Bu adam ya aptal ya da zengin bir sapık olmalı diye düşündü köle taciri. Tabi ben aşırı derecede korkmuş iken orta yaşlı adam bileğimden kavradı ve beni handan çıkardı. Beni atına bindirip yol almaya başladık. O kadar korkuyordum ki adeta sesim çıkmıyordu. Ve yumuşak bir sesle sordu "Adın ne?" Adım mı? Daha önce kimse bana adımı sormadı. Ki zaten bir adım da yok. Korkarak "Bir adım yok." diye cevap verdim. Adam gülümsedi; "Bana kendinden bahset küçük kız."

"Ben Khoru kasabasından bir yetimim. Ne yaşımı ne de adımı biliyorum. Ailemi hiç tanımadım ve büyü gücüm de yok. Eğer kızmazsanız sizin isminiz nedir?"

Adam bekledi ve "Adım Ruth. Bu kasabadan çok uzakta olmayan bir tapınakta yaşıyorum. Bir ateş büyücüsüyüm ve ikinci elementim ise su." dedi yumuşak bir ses tonuyla. Adamın ses tonu, o yumuşak gülümseyişi beni rahatlattı ve "Benim gibi bir çocuğa neden 30 altın verdiniz?" diye sordum.

"Eğer seni ben satın almasaydım, o iğrenç herifler kim bilir ne emeller için kullanacaklardı seni. Ve sende farklı bir hava sezdim. Büyü gücün olmadığını söylüyorlar ancak bundan emin değiliz değil mi?" dedi gülümseyerek. "Çoğu çocuğun elementi bu yaşlarda ortaya çıkar ve eğer büyü gücün varsa seni çırağım olarak yetiştireceğim ve ilerideki hayatının gerçekten çok çalışma ile geçeceğinden emin ol" diye ekledi. Daha önce kimse bana bu şekilde davranmamıştı. Hayatımda ilk defa bir insan benimle gülümseyerek konuşuyordu. Kasabadaki yaşlı teyze benimle asla konuşmaz "otur". diye bağırdıktan sonra iyileştirir ve dışarıya atardı. Ancak bu adam bana ustam olacağını söylüyordu.

6 saatlik yolculuğun ardından 2 dağın ortasına kurulmuş bir eski tapınak gördüm. Çevresinde bir sürü ağaç ve hemen yanında bir şelale vardı. Bu kadar güzel bir yere bakakalmışken Ruth'un sesini duydum. "İşte geldik, artık burası yeni evin küçük hanım. Ama öncelikle sana bir isim bulmalıyız hiçkimse isimsiz kalmamalı değil mi?" diyerek garip bir kahkaha attı. Bu adam gerçekten bana iyi davranıyordu. "Kendine bir isim seçmek ister misin?" diye ekledi.