Décimo Primeiro

895 84 29
                                    

Genç oğlan hastanenin önünde kendini cesaretlendirmeye çalışıyordu, öte yandan diğeri hastane odasında kolunda serumlar ile uzanıyordu yatağında.

Taehyung, Jimin'in yanına gelmesini istemiyordu. Zaten şunun şurasında 1 haftalık ömrü varken gelmesini hiç ama hiç istemiyordu.

Jimin ise Taehyung'un yanına gideceği için çok heyecanlıydı. Oğlanı 4 yıldır göremiyordu, çok özlemişti. Onu bırakmasının nedenini az çok tahmin ediyordu. Ama dua ediyordu ki öyle çıkmasın.

Turuncu saçlı genç durduğu yerde sıkılmaya başlarken kendine cesaret verip içeri girmeye hazırlandı. Hastaneden içeri girdiği sıra danışmadaki kadınla göz göze geldi, bu lisedeki arkadaşı Hyemi'ydi. Bir zamanlar araları gerçekten çok iyiyken üniversite için ayrılınca birden konuşmamaya başlamışlardı.

Kız gülümserken, çocuk ona doğru ilerledi.

"Hoşgeldin Jimin, uzun zaman oldu." kız gülerek söylerken çocuğun içi burkuldu. Hiçbirşey olmamış gibi konuşuyordu kız.

"Hoşbuldum Hyemi, aynen uzun zaman oldu. Ben burada kalan Kim Taehyung'un oda numarasını ve doktorunu öğrenmek istiyordum." Kız, Taehyung'u tanıyordu elbet, hastalığını da biliyordu, zamanının kalmadığını da.

"Tabii, oda numarası 685, 4. katta. Doktoru ise aynı kattaki danışmaya sorarsan gösterirler, adı Kim Seokjin."

"Teşekkürler Hyemi, kolay gelsin"

"Sağol Jimin, sanada geçmiş olsun" Jimin başıyla teşekkür edip asansöre bindi. Kat düğmesine basarken eli zangır zangır titriyordu.

Kata geldiğinde karşısındaki danışmaya gidip doktorun odasını öğrendi, ve boş olduğunu. Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Artık bacakları bile titriyordu.

"Merhaba bay Kim. Ben Kim Taehyung'un yakınıyım, ve hastalığını öğrenmek için geldim." Bay Kim umutsuzca gülümseyip eliyle koltuğu işaret etti.

~~~

Jimin odadan çıktığı gibi göz yaşlarını tutamadı, düşündüğü çıkmıştı. Taehyung onu kanseri yüzünden bırakmıştı, onun üzülmemesi için terketmişti turuncu saçlıyı.

Göz yaşlarını silip 685 numaralı odanın kapısına gitti.

Kapıyı tıklatmadan sessizce açıp içeri girdi, Taehyung o sıra elinde en sevdiği dergiyi okuyordu. Jimin, onu gördüğü an göz yaşları tekrar süzüldü gözlerinden. Taehyung ise kimin kapıyı çalmadan içeri girdiğini merak ederek kafasını kapıya çevirmesiyle, elindeki dergi yeri boylamıştı.

"J-jimin?" Taehyung onun ağladığını görür görmez kendi gözleri de dolmuştu. Yine onu üzdüğü için bin kere lanet etti kendine, hayatına hiç girmeden ölmeyi diledi. Ama herşey için çok geçti, olmuştu bir kere.

"Taehyung.." Jimin dayanamayıp sarıldı kafasında saç olmayan cılız bedene. "keşke en başından söyleseydin gerizekalı. Belki kurtulabilirdin." Ağlamalarının arasından duyulan kelimelerle Taehyung kendini tutanayıp hıçkırığını saldı odaya.

"Öğrendiğimde.. Herşey için çok geçti Jimin, sana söylemek istemedim. Üzülmeni istemedim. Sen öğrenmeden dünyadan defolup gitmek istedim."

"Tam bir salaksın. Sen beni bıraktığında ne hissettim biliyormusun? Nasıl perişan oldum, öldürmek istedim kendimi biliyormusun? Öğrendiğinde direk kaçmak yerine bana söyleyebilirdin. Daha iyi olurdu belki, mutlu olurduk ve sen kurtulurdun. Kanserin en büyük tedavisi huzurlu, mutlu olmak değilmidir zaten?"

"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..." Taehyung burnunu diğerinin boynuna koyarak özürlerini sıraladı.

O gece boyu birlikte aynı yatakta uzanarak konuşmuşlardı, ve Jimin, 4 yılın ardından en mutlu olduğu ve en üzgün olduğu gün ilan etmişti bu günü.

######

Kavuştukar

Ama hemen sevinmeyin

Final bir sonraki bölüm eheueheu

✔Cafuné  §VMin§Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin