UNCONDITIONALLY

432 5 2
                                    

ZAC'İN AĞZINDAN ;

Kafede hesaba bakıyordum.Tanrım batmak üzereyiz.Yok satıyoruz.Ama böyle arkadaşlarım olduğu sürece varsın,zarara girelim.Hiç yalnız bırakmadılar beni.Biz bir takımdık.5 kardeş gibi.Maria,Justin, Austin,Angela ve ben.İlk okuldan beri hiç kopmadık ve şimdi Justin'in açtığı kafede hafta sonları yardıma geliyoruz.Ben gazeteciyim.Angela ve Austin öğretmen.Onlarında hikayesini anlatacağım size. Maria ise avukat.Maria ile sadece pazar günleri görüşebiliyoruz.Ama bugün cumartesi ve O yok.Ben böyle ne ara büyüdüğümüzü düşünürken Austin içeriye heyecan ile girdi.Kafayı yemiş gibi gözüküyordu."Taylor,Taylor Lautner geldi.Yani adamları.Yani pasta almaya.Sanırım."dedi."Bize doğru dürüst gelen kimse yok Taylor Lautner mi gelecek ? Dalga geçme benimle.dedim."Bana inanmazsan kapının önündeki arabanın içindekine bak.Şu camları simsiyah olan araba."Kalbimin atışları hızlanmıştı.Gazeteci olmama rağmen görmemişken O'nu böyle bir tesadüfle görürsem delirirdim galiba.İçeriye girdim.Evet delirdim.Karşımda gözlüğünü çıkarıp bana bakan bir Taylor Lautner görüyordum.Diğerleri çoktan yemişti kafayı.Justin hariç.O her zamanki gibi ağır başlılığını koruyordu."Bize doğru dürüst müşteri gelmezken Taylor Lautner geldi.Vay canına dedim."Kimseden ses çıkmayınca küstahça "Zaten o yüzden geldik.Yani kimse gelmeyince.Hem kimse bizi görmez."dedi Taylor. " Neler istersiniz efendim ?"dedim yüzümü ekşiterek."Bütün hepsini.Yani dükkandaki bütün her şeyi. Ayrıca bu yetmez.Biliyorsunuz yarın benim doğum günüm.Büyük bir doğum günü yapmak istiyorum. Daha çok pasta lazım.Benim mutfağımda yaparsınız.Size gereken malzemeleride sağlayabilirim."dedi. Fikir hoş geldi.Bugün içinde bitiririz ve yarına her şey hazır olur basit iş.Ayrıca O havalı gerizekalının evinide görecektim ve her şeyden önemlisi fotoğraflarını çekip gösterecektim patronuma.Böylece benim ne kadar büyük bir gazeteci olduğumu herkes anlayacak. Her neyse işleri bitince arabalarına atladık.O küstah parçasının yanında oturuyordum.Aramızda egosu oturuyordu.Bütün ünlüler gibi.Nefret ediyorum.Belkide o egoları görmemek için çok haber yapmıyorum.Yolda hiç konuşan olmadı.Arabadan inip eve bakınca hiçbirimiz hayranlığımızı gizleyememiştik.Sırf bu yüzden ünlü olmak isterdim.Bir oyuncu.Hemen mutfağa girip işimize başlamıştık.Onlar da daveti işleriyle ilgileniyorları.Sevgilisini merak ediyordum.Böyle bir günden nereye gitmişti.Belki alışverişe gitmiştir.En az işi ben yapıyordum.Evi gizlece çekiyordum telefonumdan.Mesaj yazıyormuş gibi.Gün böyle sürmüştü.Taylor Lautner ile tek kelime bile konuşmadık.Gazeteci olduğumu öğrenirse beni burada bir dakika bile tutmaz.En iyisi kimliğimi gizleyip,biraz daha bilgi edinmek.

TAYLOR'IN AĞZINDAN ; 

Doğum günü çocuğu ben.Bugün benim doğum günüm.Her zamanki gibi sabah erken kalktım fakat bu sefer spor yapmadım.Son bir kere bütün her şeyi gözden geçirdim.Her şey mükemmel olacaktı. İnanıyorum.Saat 11.30'a geldiği zamanlarda kız arkadaşım-Jessica-gelmişti.Dün bütün gününü bugün için ne giyeceğini düşünerek ve alışveriş yaparak geçirmişti.Bu kızı terketmeliyim.Gerçi daha 21'imdeyim ve böyle fırsatları kullanmalıyım.Önce yatak,sonra kapı.Kural bu.30'dan sonra belki bu kurala uymayıp düzenli bir hayata geçebilirim.Öyle yaşamak müthiş ötesi.Jessica bir yandan pastaneden toplayıp getirdiğim-doğum günüm için bana hizmet eden-insanlara bakıyordu.Onları en ince ayrıntılarına kadar inceliyordu.Mavi gözlü olan çocuğun-ismi Zac olması lazımdı-içine düşecek gibi bakıyordu.Tamam,bu doğum gününde O'nunla mutlu bir kaç poz verip terkedeceğim. Tek istediği ünümden ve yakışıklılığımdan yararlanmak.Bakalım hangimiz hangimizden yararlanacak.Ben böyle düşünürken bana "Aşkııım."dedi.O'na mimiksiz bir şekilde baktım." Dalmışsın.En az 5 kere Taylor dedim." "Dalmıştım.Heyecandandır.Bütün her şey hazır.Parti saat 19:00'da başlıyor.Saat daha 16:30.Ben nasıl dayanacağım ? dedim ve çıktım mutfaktan.Biraz gerginim.Son anda bir şey olacak ve her şey berbat olacak diye çok korkuyorum.Stresimi atmam lazımdı.Her yerde Jessica'yı arıyordum.Partiye yaklaşık bir buçuk saat vardı.Ben en fazla 20 dakikada işimi bitirip geriye kalan bir saat 10 dakikada giyinirdim.Ama O ancak bir buçuk saatte hazır olurdu.Zaten cevap bile vermiyordu.Dakikalar birbirini kovaladıkça midemin içindeki kelebeklerde birbirini kovalıyor.Ve saat gelip çatıyor.Yavaş yavaş misafirler doluyor.Servisler yapılıyor.Her şey harika.Jessica ile birlikte gelenleri karşılarken Zac ve çetesi ikramlarda bulunuyor. En zevkli kısıma geçiyoruz.Müzikler harika.İlk önce Selena Gomez'in ve Katy Perry'in Birthday adlı şarkıları çalıyor.Selena Gomez benim eski sevgilim.Umarım o takıntılı gazeteciler ve bazı gerizekalı davetliler bunu yanlış anlamaz.Ne saçmalıyorum ben.Partiye özellikle onların alınmaması için talimat verdim.Çok güzel bir şarkı.Çalmasında hiçbir sorun yok.Ardından Rihanna'dan Birthday Cake şarkısı çalıyor.Doğum günü havasından yavaş yavaş çıkıp dans etmelik şarkılar açıyorlar. Şimdi Karaokeye geçiyoruz.Gözlerim Jessica'yı arar gibi yaparken bir yandan şarkı listesine bakıyor.Gözüm Britney'in parfüme şarkısına takılıyor.Klibi biraz aklımda canlanıyor.Acaba Jessica'ya Parfümü söyletip sonra terk mi etsem ? Böyle kara kara düşünürken birden "Oooo" gibi saçma sapan sesler çıkarıyor millet.Noluyor burada ? Dağılın bakalım demek istiyorum.Toplandıkları yere doğru gidiyorum.Birde ne göreyim ! Sanırım Jessica parfüm sıkmak için o adamla kıyafetlerini çıkarmışlardı.Ve sağ tarafımdan yüzünü kapatarak Zac geçiyor. 

UNCONDITIONALLYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin