Karanlık

86 8 5
                                    

Patttt diye ses duyuldu. ve herşey yok oldu...

( 4 yıl önce)
Yalnızlık onun en büyük düşmanı.
geceleri kendisine yıldız sanan küçük peri kızımız madhubala saree'si bulutlara renk katıyor o gülümsemesi dünyayı sanki kıyametten kurtarıyor.

- Heyy Madhu neredesin cabuk yanıma gel..

Madhu :
Oh oh bu o beni çağrıyor ne yapacağım şimdi. Tanrım saat baya geç oldu ne cevap vereceğim şimdi ben ona çok kızacak. Tamam tamam geliyorum bir dakika.

- Saat kaç farkında mısın? Küçük hanım.

Madhu Saat'e bakar;

- Ah ah şu Saat'e bak ne kadar terbiyesiz hemen geç oluveriyor ben ona dedim ki saat bey hemen geç olmayın yoksa ben yıldızlara uzun süre bakamıyorum sonra geç kalınca benim abim beni merak ediyor bu saat hiç söz dinlemiyor. 

- Demek öyle benimle dalga geçersin haa gel buraya. Madhu' yu gıdıklamaya başlar abisi.

güneş yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlamıştır başbaşa yatan iki kardeş uyanır. saat sabahın yedi ' si olmuştur. Yataktan ninja gibi fırlayan madhu hızlıca yeşil sareesini giyip kolej yolunu tutar. Caddede gördüğü ilk taksiyi durdurmak ister ama o kadar çok trafik vardır ki hareket dahi edemez ve taksiye binemez.  kolej' e geç kalacağını anlayınca hemen arkadaşına telefon açar.

- Hey cabuk beni almaya cadde üstüne gel koleje gec kaldım.

- Öhöm Öhöm Canım çok hastayım bugün koleje gitmeyeceğim Ve telefonu pat diye kapatır.

Off ben şimdi ne yapacağım. Ohh ohh saat sekiz olmuş en iyisi koşmak koş madhu koş...

Madhu koşmaya başlar 100 m koşmak zorunda kalır.  Kolej uzaktan yavaşça görünmeye başlar madhu o sevinçle daha hızla adımlarla koşmaya başlar ve küt diye bir ses ve yere serili bir madhu. Dizi ve eli kanlar içinde. Ayakkabısı Biri yırtılmış biri yolun öbür ucunda.

- Of yaa bu da ne? Asıl şimdi ben ne yapacağım nasıl bu hale geldim yaa ben?

Güneşli hava birden bire bulutlar ile kapanmış yeryüzü sanki karanlığa boğulmuştu.  O sert rüzgar tüm herşeyi söküp götürecek gibi esiyordu.  Ayağa kalkan madhu birden sarsıldı. Saree havada uçuşuyor. saçları yüzünü kapatıyor. sadece büyük gözleri ve o kırmızı dudakları görünüyordu elindeki çantası yarı açık şekilde yere bırakıp yavaş yavaş yürümeye başlar o yürüdükçe sanki her şey ondan uzaklaşıyormuş gibi geliyor.

- Neler oluyor?

Karanlık giderek artıyor. Ve o rüzgar tufan gibi herşeyi söküp alıyor ama ne var ki Ona madhu'ya hiç dokunmuyor.  Dünya'daki herşey O tuhaf ile yok olmuştu hayatta bir tek sanki  o kalmıştı. Tufan gitmiş ama o karanlık hayla üzerindedir ufak bir ışık dahi yoktu dünya son kıyametini yaşamıştı gibi...

O karanlık yavaş yavaş bir Ay'ın ışığın ışığı ile aydınlanmaya başlar. Ve bir ses...

- Cabuk git buradan.

Madhu şaşkınlık içinde o sesin nereden geldiğini araştırırken tekrardan "cabuk git buradan."

- Kimsin sen? Diye bağırmaya başlar madhu.

Ve o ay yavaş yavaş yüzünü kapatır yine her taraf kapkaranlık olmaya başlar. Madhu çok korkar ama o cesaret yüreğini kullanmaktan çekinmez.

- Hayır gitmeyeceğim. Sen kimsin bunu öğrenmeden asla. Ne istiyorsun benden?

ses gelmiyordu. Madhu korkmuş ve yaşlı gözlerini yavaşça o bulutlara doğru kaldırır. Ne görsün birde iki cift göz. Korkudan yine yere düşen madhu. Diğer dizi'ni yara etti. yavaşça ayağa kalkan madhu gözyaşlarına hakim olamamış ağlamaya başlamıştır. O acı onu hüngür hüngür ağlamaya teşvik etmişti. kısa süre sonra ağlamayı kesmiş gözlerini açmıştı o karanlık yok olmuş. Güneş tekrar o sıcak yüzünü göstermişti. 
Peki bu şey neydi?  sorusu madhu'nun beynini kemiriyor duruyordu. bütün şeyler kendi haline yavaş yavaş dönüyordu. Madhu ilk işi saatine bakmak oldu. o da ne?  saat hayla sekiz olduğu bir dakika bile geçmedi mi? diye sorular sorar. Ellerinin acısı ile avuçlarına bakar kanadığını fark edince tabii ya ben düştüm heralde o düşme ile kendimden geçtim ve hayal gördüm diye kendini avutur. Peki o bulut arasından bakan gözler o ses bütün bunlar hayal miydi? Hayır,hayır bir açıklaması olmalı.

Ay'da aşk gecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin