Adım Baran . Ama herkes bana baroni der ailemden çok uzaktayım şu anda onlar için bu sorun değil . Nasıl olsa ben onları önemsemiyorum onlarda beni . Üniversiteyi onlardan kurtulmak için kazandım zaten. Ramiye geleli 1 ay oldu . Burası çok ıssız ve değişik bir yer ama hemen arkadaş buldum adı Taha çok iyi bir arkadaş Arkadaş grubuda öyle tabii nedenini bilmiyorum ama bana biraz garip geliyorlar. İçlerinden bir Tahayı birde Yusufu seviyorum ve tabiki Berkeri . Berkeri pek sevdiğimden emin değilim ama hoşlantıya gidiyor sanki kardeş gibi . Neyse ben bu hafta Raminin sonundaki eve çağırdılar . Ev galiba Yusufun eviymiş ben daha önce hiç görmedim zaten Yusuf çok garip biriydi . Kolunun içinden geçen bir dövmesi vardı . Tahada geleceği için hemen kabul ettim. Ama yinede içimde bir kuşku vardı . Çünkü tahaya nasıl güveniyorsam abdullahada o kadar güveniyordum. Çok garipti . Bazen gözlerini hiç ayırmadan bana baktığını görüyordum . Niye selam vermek yerine bana öyle bakıyordu ki ?
3 Gün Sonra
Aman Allahım ! İşte beklediğim gün yarın . Günler ne de çabuk geçmişti . Ama Son günlerde Taha bana biraz garip davranıyordu . Sanırım gitmek istemiyordu . Onu ikna etmek için çok çaba sarfetmiştim 1 günde ne olabilir ki ?
Ertesi gün
Berkerin arabasıyla yola çıktık . Berker direksiyondaydı. Yusuf onun yanında benle taha arkadaydık. Sanki daha sakindi ama korku dolu bakışlarıyla karşılaşıyordum zaman zaman Ve sonunda araba durdu. Karşımda küçük ama şirin olmayan evle karşılaştım . Etrafta çok ıssızdı . Hatta Ramiden bile daha ıssızdı. Yusuf kapıyı açtı. İçeride yerler tahtadandı . Mobilyalarda öyle hatta 20 yıllık belkide daha eskii. Eve geleli nerdeyse 1 saat oluyordu. Akşam olmuştu bile. Laptop ve telefon çekmiyordu Burada ne işimiz vardı !!!! Yatmak için yataklarımıza geçtik . Benim penceremden resmen orman gözüküyordu . Pencereden bakarken önümden bir karaltı geçti. Tam uyumaya çalışırken tıkırtılar duydum . Ama bu tıkırtılar odamın içindeydi . Sanki biri başucumda geziyormuş gibi. Yataktan kalkarak direk Tahanın yanına gittim . - Taha sende benim duyduğum tıkırtıları duydun mu ? Cevap gelmedi . Pencerinin önündeki sandalyede oturup öylece duruyordu . ' Taha beni duyuyormusun ?? Yanına gidip sandalyeyi çevirdiğimde yüzü korkunç bir hale gelmişti ! Ağzı açık ve gözleri olduğundan daha açıktı . Tahanın kolunda bir şekil vardı . Biçakla oyulmuş karenin içinden ok geçen bir şekil . Ama bu nasıl olabilirdi ? Aynı şekil Yusuftada vardı . Kapı kapalıydı aşağıdan ayak sesleri gelmeye başladı . Hemen merdivenlere doğru koştum ve aşağıya doğru baktım . Yusuf elinde satır ile merdivenlere doğru çıkıyordu . Hemen Tahanın odasındaki dolaba doğru saklandım . Birden bir el hissettim . Eli takip ettiğimde Berkerin cesediyle karşılaştım . Bağırmamak için kendimi zor tuttum . Bu arada ayak sesleri de kesilmişti . O delikten Yusufun elinde satırla odanın tam ortasında durduğunu gördüm satırdan kanlar akıyordu . Dolaba doğru yaklaştı . Ve dolabı açtığında ben tam karşısında duruyordum . Tam satırı indirecekken kolundan tutup kaçmaya başladım . Hemen peşimden geldi . Ama ben nerdeyse dışarıya ulaşmıştım . Tam arabaya doğru giderken satırı kolumda hissettim . O an öyle bi acı duydum ki bayılmak üzereydim . Yusuf satırı tam kaldırdığında birşeyler olmaya başladı. Yusuf çok garipti Çok acı çekiyordu . Birden yere doğru yattı . Gözleri yumuktu. Sanki az önceki halinden eser yoktu . Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda hastanedeydim . Birden Yusuf kapıyı açtı ve içeri girdi. Ben bağırmaya başladım ama beni susturdu . Ve herşeyi anlatmaya başladı . Baran çok üzgünüm bir kaç haftadır bana birşeyler oluyor . Aniden sesler duyuyorum . Resmen onlarla konuşuyormuş gibi . Onlar , kendi bedenlerini , kendi cesetlerini arıyorlar . Bu olay yaşandığından beri artık beni rahatsız etmiyorlar. ' Baran lütfen beni affet. Çok üzgünüm ' O günden sonra birdaha hiç Yusuf ile karşılaşmadım .