Sessiz ve kimsenin sokakta olmadığı bir gecede beni yerleştirdiler Londra caddelerine.Evet ben bir telefon kulübesiyim ama komşum olan yani kırmızı olanlarından farklı olarak mavi renkliyim.Bir de her tarafım camla kaplı değil.Zamanına göre yeni ama eski dönem telefon kulübesi gibi tasarlanmışım.Her neyse tipimi boş verelim şimdilik.İlk yerleştiğim sıralar insanların bazıları arama yapmak için gelirlerdi.Onları sevdiklerine bağlardım.Bu hoşuma da gitmiyor değildi.O konuşmalarda öyle sırlar öğreniyorum ki öyle böyle değildi.Ağza bile alınmaması gereken cinsten.Mesela geçenlerde kraliçeye yapılacak bir suikast planı konuşmuşlardı.Neyseki bu plan gerçekleşmeden polisler yakaladı onu.Bir keresinde çocuğun biri içime geçmiş:"Hadi söyleyebilirsin bunu Matt.Yok yapamam ben bunu ama çok zor.Cesaretini topla bakalım Matt.Ara ve söyle."diyordu.En sonunda numarayı çevirdi fakat zavallının şansına telefonu açan olmadı.Bir hüzünle dışarı çıkarken kendi kendine :"yüz yüze söyleseydin böyle olmazdı."diye söyleniyordu.Bunlar hiçbir şey değil.Koskoca nineler,dedeler ve onların torunları "Tardis" diya bağırarak yanıma geliyor,fotoğraf çekiliyordu.İlk zamanlar hiç anlamadığım insan grubu bunlardı.Sonuçta ben iletişim için vardım.Fotoğraf çekilmek için değil.Bazen de bu gruptaki bazı insanlar aralarında kapısını açarsın açamazsın diye iddiaya girmeleri var.Hatta "Doctor çık dışarı!" diyip bağıranları bile vardı.Daha sonradan öğrendiğime göre bunların buralarda 50 yıldır devam eden Doctor Who isimli bir dizi varmış.Bana Tardis diye bağırmalarının nedeni Doctor'un zaman makinesinin bana benzemesiymiş.Bu dizileri yüzünden işlevim iletişimi sağlamak yerine fotoğraflara ikon olmak oldu.Eğer Londra'da mavi renkli bir telefon kulübesiyseniz,hayat çok garip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tardis Mavisi
FanfictionLondra'da bir telefon kulübesi olsaydınız siz ne hissederdiniz? *Tamamlandı.