O Oyuncak Ayı Sadece Bir Oyuncak Ayıydı

117 14 2
                                    

"29, ve 30! Sağım solum arkam önüm sobe! Hunnie, saklan!" 

Hao ve Sehun, birlikte oyun oynuyorlardı. Hao kısa bacaklarıyla etrafta koşturarak Sehun'u bulmaya çalışıyordu. Sehun'un odasına bakmaya karar verdi. Yatağın arkasındaki siyah parlak saçlar dikkatini çekmişti, Sehun oradaydı!

Yavaşça yatağın arkasına yaklaştı ve Sehun'u işaret ederek konuşmaya başladı. "Hunnie, buldum seni!" Gülerek saydığı yere gitti ve yüksek bir sesle "Ebe sobe!" dedi. Sehun yüzündeki sahte üzüntüyle konuşmaya başladı. "Evet, ben ebeyim değil mi?" Küçük kız sırıtarak başını salladı, ve Sehun yavaş adımlarla saymak için yerine geçti. Ancak, salondan Hao'nun annesinin sesi duyuldu.

"Hao, gitme vakti!"

Hao, ağlamaklı bir sesle itiraz etti. "Ama ben saklanamadım!" Bu Sehun'un işine gelmişti. Yüzündeki sırıtış ile konuştu. "Yapacak bir şey yok, Hao." Hao Sehun'a bir bakış attı. "Ebe olmaktan kaçamayacaksın! Haftaya görüşürüz." Dilini çıkartıp, annesinin yanına gitmeye koyulmuştu. Sehun bu hareketine gülümseyip, onun arkasından salona yürüdü. Küçük kız sırt çantasını ve pembe güneş gözlüklerini takmış, annesinin elini tutmuştu. "Her şey için teşekkürler, Sehun!" Kız kardeşi onun yanaklarını sıkıp gülümsemişti.

"Abla, kaç kere bunu yapmamanı söylemiştim?" Bıkkın bir sesle itiraz etmişti Sehun. "Ama, bu hoşuma gidiyor." Ablası Sehun'un bakışlarıyla korkmuş, ve konuşmuştu. "Uh, tamam bir daha yapmayacağım." Sehun bir anda ifadesini değiştirmiş ve gülümsemişti. Az önceki ifadesiyle şimdiki ifadesi arasında fazla fark vardı.

Ablası ve yeğenini uğurlamıştı. Cidden, onları çok seviyordu. Annesi ve babası öldüğünde, onların yokluğunu birlikte atlatmışlardı. Ailesinden tek yakınları ablası ve onun kızıydı. Yavaşça kapıyı kapattı. Kapının çıkardığı tok ses irkilmesine neden olmuştu. Savsak adımlarla içeriye yürüdü. Rahat, yumuşak koltuğuna oturup televizyonu açtı.

Televizyonda, bir aksiyon filmi vardı. Ancak aksiyon filmlerinden nedense haz etmezdi. Birkaç dizi ve, en sevdiği Talk Show programı vardı! Kesinlikle bunu izlemeliydi! Bu programın yanında tabii ki en iyi abur cubur giderdi. Gülümseyerek mutfaktan abur cuburlarını aldı ve salona geri geldi. Biraz üşüyordu, bir battaniye alıp üzerine örttü ve keyifle televizyon izlemeye başladı.

Reklam girdiğinde, bir süre gözlerini dinlendirmek amacıyla gözünü televizyondan ayırdı ve gözlerini birkaç kez açıp kapattı. Ardından gözlerini odada gezdirdi. Ve gözüne bir şey ilişmişti. Bu Hao'nun oyuncak ayısıydı! Hao, oyuncak ayısını büyük ihtimalle burada unutmuştu. Hemen yanındaki oyuncak ayıyı inceledi. Bu oyuncak ayıyı çok seviyordu Hao. Ancak Sehun için şu an o oyuncak ayı sadece bir oyuncak ayıydı. 

Yumuşak tüylü ayıyı yanına bırakıp, televizyon izlemeye devam etti. Program bitmek üzereydi, birkaç kanal değiştirdi ve bir film bulmuştu. Şimdi de onu izliyordu. Neredeyse bütün abur cuburları bitirmişti. Uykusu geliyordu. Saat gecenin 12'siydi. Göz kapakları istemsiz ve yavaşça kapanmaya başlamıştı.

Sehun, tatlı uykusundan yarım saat sonra yüksek bir sesle uyanmıştı. Gözlerini açtığında, sesin geldiği tarafa baktı. Bir çocuk vardı! O, nereden evine girmişti? Yoksa hırsız mıydı? Çocuk, Sehun'un ona baktığını fark ettiğinde korku ve endişe dolu gözlerle onu izlemeye başladı. Sehun, ne yapacağını bilmiyordu. Ağzındaki cips kırıntılarıyla çocuğu izliyordu.

------------------------------------------------------------------------------------------

Büyük ihtimalle devam ettiremeyip silerim ama neyse kdfvdlkfvldkr

AYICIK // SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin