“Geç kaldığım için özür dilerim Bay Jones" Konuşmaya başladığında sinirle gözlerimi devirdim.
"Önemli değil Bay Bieber lütfen boş bir yere oturun ve bir daha derse vaktinde gelmeye çalışın"
Bay Jones çocuğu kısa bir süre süzdükten sonra tekrar konuşmasına devam etti. Bay Jones'ın masmavi gözlerine bakıp etkileyici konuşmasını dinlerken yanıma birisinin oturduğunu fark ettim . Kafamı yana yana çevirdiğimde sabah beni ezecek olan çocuğu gördüm . Sınıfa girince Bay Jones ona ne demişti? Ah evet hatırladım sanırım Bieber 'dı .Evet çocuğun soya dı Bieber.Ben bunları düşünürken o konuşmaya başlamıştı bile.
"Tanıştığımız sanmıyorum ben Justin."Elini bana doğru uzattı ve sevimli bir şekilde güldü,Ama ben ona sırıtmak yerine gözlerimi devirip onüme döndüm.Sanırım bu onu çok sinirlendirmişti çünkü ban uzattığı elini şimdi yumruk yapmıştı.Yan gözle ona baktığımda boynundaki damarın patlayacağını zannettim.Ben bir şey yapmamıştım ki yani sadece ona adımı söylememiştim birde ban uzattığı elini sıkmamıştım yani bunda sinirlenecek ne vardı ki?Onun bu hali beni biraz ürkütmüştü ve aniden konuşmaya başladım.
"Alicia" yavaş bir şekilde ona bakmadan konuştum.
"Ne?" Sesi gerçekten çok boğuk çıktı bunun üzerine boğazını temizledi.
"Adım . Alica."
Ona yavaşça baktığımda kafasını sallıyordu. Âmâ hala boynundaki damar fırlayacak gibiydi. Bu sefer ben elimi uzattım elime baktı ve tek kaşını kaldırıp bana döndü. Sanırım ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Daha sonra yumruk yaptığı elini gevşetti ve elimi sıktı. Birkaç saniye sonra elimi tüm gücüyle sıkmaya başladı ve bunun üzerine ağzımdan acı dolu bir inleme çıktı. Sanırım bu onu mutlu etmişti çünkü aptal gibi sırıtıyordu. Tam bu sırada zil çaldı ve herkes sınıftan çıkmaya başladı ama o benim hala elimi sıkıyordu.
"Elimi bırakır mısın? Canım acıyor" Acı içinde konuşmaya başladım
"Eğer bir daha beni görmezden gelirsen seni şurada öldürürüm. Beni anladın m seni küçük sürtük?"
Hiç bir şey söylemeden elimi ondan kurtardım. Hızlıca ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Arkamdan kolumu tuttu ve beni kendine çekti. Ben daha ne olduğunu anlamadan o beni çoktan duvara fırlatmıştı. Daha sonra yanıma gelip beni bedeni ile duvar arasına sıkıştırdı.
"Sana beni anladın mı dedim "Kulağıma doğru bağırırken düşündüğüm tek şey buradan bir şekilde kurtulmaktı. Gözümden bir damla yaşın gelmesi ile bakışlarımı yere sabitledim. Çenemden tutup hızla kafamı çevirdiğinde bal rengi gözleri ile karşılaştım.
"Seninle konuşurken bana bakacaksın" Bağırması ile gözlerimi kapattım ve sonra uyarısın hatırlayıp tekrar açtım.
"Sana son kez soruyorum seni küçük sürtük Beni anladın mı?"
Sonunda onu onaylarcasına kafamı salladım.
"Buna sevindim. Umarım uyarımı dikkate alırsın küçük hanım "Göz kırptıktan sonra sınıftan çıktı. Sırtım gerçekten çok ağrıyordu ve elime baktığımda elinin izi çıktığını fark ettim. Tanrım kıpkırmızı olmuştu ve kesinlikle moraracaktı. Yavaşça duvardan ayrılıp sırtımı ovdum ve sıramda unuttuğum çantamı alıp sınıftan dışarı çıktım. Koridorda ilerlerken bana verilen dolabın yanında durdum ve kitaplarımı koydum. Dolabımın kapağını kapatıp arkama döndüm ve Justin'in etrafını sarmış kızları görmem ile istemsiz bir şekilde kaşlarım çatıldı. Tamam çocuk hoştu. Yani bal rengi gözleri, dolgun dudakları fiziği ve dövmeleri ile gerçekten çok seksiydi tanrım ne diyorum ben. Bu çocuk odunun teki az önce sınıfta yaptıkları da bunu kanıtlıyordu. Gözlerimi devirip koridorda yürümeye devam ettim. Telefonuma gelen mesaj açıp okumaya başladım.
Kimden:Nick
"Sakın kimseye babamızdan bahsetme !" Alayla kaşlarımı kaldırıp cevap yazmaya başladım.
Kime:Nick
"Bahsedersem ne olur ahmak?" Bu sorunun cevabını gerçekten çok merak etmiştim neden kimseye bahsetmemeliyim ki? Ben bunları düşünürken mesaj geldi. Bir yandan mesajı okuyup bir yandan da kantinde boş bir masa arıyordum. Sonunda boş bir masa bulduğumda kahve alıp oraya oturdum ve gelen mesajı tekrar okudum.
Kimden:Nick
"Eğer yaşamak istiyorsan babamdan bahsetmezsin çirkin ördek yavrusu burası California değil. Babamızın nasıl işlerle uğraştığını çok iyi biliyorsun ve şunu sakın unutma babamın düşmanları gerçekten çok fazla. Ağzını sıkı tut. Okul çıkışı seni almaya geleceğim."Nick'in attığı mesaj ile donup kaldım. Acaba buraya gelmekte yanlış bir şey mi yaptım?
Öncelikle şunu söylemek istiyorum bunu hiç kimsenin okumayacağını düşünüyordum çünkü hiç düşünmeden yazdım ama lütfen hikaye hakkında yorumlarınızı yazar mısınız ?Çünkü bu benim ilk hikayem sanırım biraz öneriye ihtiyacım. Okuyanlara teşekkürler :)