Yine her zaman ki gibi pisliklerin dolaştığı sokaklardayım.İnsanlar nereden geldiğini,nasıl yapıldığını yada kimlerin elinden geçtigini düşünmeden birçok şeyi kullanıyorlar.Bu...İĞRENÇ!Çalıştığım iş yerinin patronu olan Erwin Smith,bugünkü işler için benden yardım istedi.Zaten şirkette en çok bana güvendiği için özel işlerinde beni çağırırdı.Şirkete geldim ve otomatik kapı açılınca içeri girdim.Patron Erwin'in odasına doğru yürüdüm.Kapıyı ellerimde eldiven olmasına rağmen çalamadım.İş çantamdan bir peçete çıkardım ve elime sarıp kapıyı çaldım:
"Gel" Patron Erwin'den onay gelince içeri girdim.Çaktırmadan peçeteyi kapının yanındaki çöp kutusuna attım ve kapıyı ayağımla kapattım.Patron Erwin'in yanında bir başkası daha vardı..Giydiği gömlek bütün kaslarını ortaya çıkarmıştı.Çok güzel gözleri vardı.Bana sıcak bir gülümseme ile bakıyordu.Gözlerimi o kişiden çevirdim ve patron Erwin'e baktım.Oda bana baktı ve:
"Eren.Aslında bugün seni bir iş için çağırmadım.." yanındaki adamı gösterdi:
"Bu Levi.Sana bazı konularda yardım edebileceğini söyledi.Bende kabul ettim" şaşkınca baktım.Bana birşey sormadan,bana bakması için birini mi bulmuştu bu adam!?Ne düşünüyor lan bu!?:
"Bu bazı konular dedikleriniz?Ne mesela?" o Levi denen adam bir adım öne çıktı:
"Ben bir psikoloğum.Her hangi bir iç sıkıntı,daralma yada hastalık gibi sorunlarınızda size yardım edebilirim" bu adam bilerek mi "hastalık" kelimesini bastırarak söyledi?Yoksa hastalığım olduğunu bilmeyerek mi?Patron Erwin gülümsedi:
"Onu yeni arkadaşın olarak görebilirsin" Levi sıkışmak için elini uzattı.Zorla gülümseyerek tiksinti ile titreyen elimi kaldırdım ve Levi'nin elini tutup sıktım.Bana baktı ve:
"Tanıştığıma memnun oldum Eren-san"
"-san?Benden büyük değil misin?"
"Ben 20 yaşındayım" NE!?Bu adam benden küçük olamaz!!
"B-ben 23 yaşındayım.." bana gülümsedi:
"Biliyorum.." nerden biliyor?
"Peki..Sana Levi desem sıkıntı olmaz her halde"
"Olmaz tabiki.!Nasıl isterzen öyle seslen bana"
"Tamam...Levi" Patron Erwin'in odasında biraz daha konuşup vakit geçirdikten sonra Levi ile beraber şirketten çıktık.Bir kafeye gittik ve oturduk.Bana kahve ısmarladı.Bende ayıp olmasın diye içmek zorunda kaldım.Saat 1:09 olmuştu ve eve gitmem gerekiyordu.Ama Levi benimle konuşurken o kadar neşeliydi ki,bozmak istemedim...Saat 2:50'ydi.Levi saate bile bakmadan benimle konuşmaya devam ediyordu.Artık söylemeliyim çünkü gözlerimi açık tutamıyorum:
"Levi..."
"Efendim?"
"Şey..Artık eve gitmem lazım.Malum,yarın iş var.Yatmam gerekiyor"
"Ah.." Levi'nin yüzü bir anda çöktü.Ona baktığımı anlayınca zorl gülümsedi:
"Anladım ^^ haklısın.Bende seni biraz fazla sıktım" yok canım..Sadece 5-6 saat konuştun o kadar..Bu adam benimle dalgamı geçiyor yahu!? -.- Levi ayağa kalktı.Bende onunla birlikte kalktım.Elini bana uzattı.Bende elini tutup sıktım:
"Yarın görüşebilme imkanımız var mı?"
"Ne zaman olacağına bağlı.."
"Hmmm..İşten sonra?"
"Olabilir"
"Bana numaranı verir misin?"
"Tabii" numaralarımızı birbirlerimize verdik.Ama Levi'nin numarasını yanlışlıkla kaydetmedim.Bende bir daha sesimi çıkarmadım.Levi ile hesap konusunda kavga ettik.Levi benden öncs davranıp hesabı ödemeye gitti.Bende daha fazla bekleyemedim ve Levi'ye söyleyip kafeden çıktım.Evime gittim.Hemen üzerimi değiştirdim ve eldivenlerimi yıkayıp ellerimide alkolle yıkadım.Sonra,artık yıkamaktan çatlamış olan ellerime baktım.Ne kadar süredir bu hastalıkla baş başaydım?3 sene..?5 sene..?Hm...Hatırlayamadığım kadar uzun bir zaman geçmiş...Odama gittim ve kendimi yatağa attım.Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım......
Sabah saat 4:02'de uyandım.İşe gitmeme daha 2 buçuk saat olmasına rağmen hazırlandım.Telefonum titremeye başlayınca telefonumu elime aldım.Bilieyen bir numaraydı.Açtım ve mesaja baktım:
-Selam Eren-san
-Ben Levi
-Bugün o kafede buluşacağız
-Söylemeyi unutmuştum
-Haa bu arada..
-günaydınLevi'nin attığı mesaj benim istemsizce mutlu olmamı sağladı.Aşağı indim ve bir yandan kahvaltı hazırlarken diğer yandan da Levi'yi telefonuma kaydediyordum.Kahvaltımı yaptım ve masayı toplayıp ellerimi yıkadım.Dişlerimide fırçaladıktan sonra eldivenlerimi de giyip evden çıktım.Yavaşça şirkete doğru yürüdüm.Şirkete geldim ve içeri girdim.Kendi odama gittim ve işlerimi halletmeye başladım...
...
Yaklaşık 6:23'e kadar süren yoğun bir iş günüydü.Normalde 5:00'te falan çıkardık ama bugün yeni evraklar gelince bayağı karışık ve yoğun bir gün oldu.Şirketten çıktım ve dün Levi ile gittiğimiz kafeye doğru yürüdüm.Kafeye geldim ve kafe kapısının önünde Levi'yi beklemeye başladım..
...
Yaklaşık yarım saattir kafenin kapısının önünde beklememe rağmen Levi hala görünürde değildi.Artık Levi'yi görme hislerim artmaya başlamıştı.Bunun neden olduğuni hala anlamış değildim.Son bir umut ile Levi'yi beklerken,Levi'nin telefonuma gönderdiği mesaj ile,tüm umudum ve kalan mutluluğum uçup gitmişti...
-Eren-san..Ben.Üzgünüm..Bugün gelemeyeceğim.Bir işim çıktı ve bugün biteceğini sanmıyorum..Üzgünüm..Başka zaman..
ÖNEMLİ!!
Eveeet!Bu benim ilk Ereri'm~ umarım beğenirsiniz.Bölümler 1 veya iki gün ara ile gelicekler.Çünkü ilk önce hikayeleri süzgeçimden geçiriyorum.
Anlamı:hikayeyi önce deftere yazıp,okuyup,birde buraya yazarken bir daha okuyunca bayağı zaman alıyor.Bu yüzden de 1-2 gün ara ile gelecek.Her neyse.Burayı okumanız yararlı.Bazen buraya hikaye hakkında bilgi vereceğim zaten.Sizi seviyorum!!Bayyyy~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı?Fobi mi? (Levi×Eren)
RandomBir şirkette çalışan Eren Jaeger,mizofobi hastalığının kurbanıdır. (Mizofobi:temizlik kurallarına ölçüsüz denecek şekilde uyma.Temizlik hastalığı.Başkalarının dokunduklarına dokunamama) Levi ise onu kurtaracak olan bir psikolog tur.Acaba Eren Levi'y...