Kişilik Bozukluğu

195 15 3
                                    

"Samanta Carter neyiniz oluyor?"

"Arkadaşıyım."

"Özel olarak konuşmaya gerek yok. Sizde duymalısınız Bayan Carter."

"Peki." diyerek doktorun anlatacağı şeyleri dinlemeye başladım. Aptal Carrie beni buraya getirmeseydi evde film izliyor veya uyuyor olacaktım. Ama bayan zeki ve bay psikoloğun benim dedikodumu yapması gerekiyordu! Hem de ben buradayken! Neymiş bazı sorunlarım varmış. Şuna delisin desene. Bu arada Samanta Carter benim. Kişilik bozuluğum falan varmış. 

"Bayan Carter dinliyor musunuz?"

"Evet tabi." yapmacık bir gülümseme atıp dinlemeye başladım.

"Tıpta bazı kişilik bozuklukları vardır. Çeşit ,çeşit. Sizdede bunlardan bir tanesi var. Tedavisi mümkün ama sizinde yardımınız gerekiy-"

"Yardım etmeyi sevmem."

"Yardımınız gerekiyor. Lütfen sözümü kesmeyin."

"Emriniz olur."

"Emir değil rica. Nerde kalmıştık ,sizde 1 çeşit kişilik bozukluğu mevcut. 1-Narsistik Kişilik Bozukluğu "

"O ne?" Carrie benim yerime konuştuğunda bende 'O ne?' bakışını doktora gönderdim. Doktor derin bir nefes alıp devam etti.

"Narsistik Kişilik Bozukluğu: Kendini beğenme ,üstünlük görme ,küstahlık temel belirtilerdir. Ve sizde bolca bulunuyor."

"Teşekkür ederim. Bay ben herşeyi bilirim."

"Rica ederim Bayan Carter. Aileyle alakalıdır. Temelde anne ve babayla yapılan çatışmalar yatar. İlaç tedavisi denyebiliriz. Ama en etkilisi psikoterapi."

"Ben kendini beğenmiş bir şekilde hayatıma devam edebilirim Carrie. Buradan gidelim."

"Hayır Sam tedavi olmalısın."

"Resmen deli muamelesi görüyorum."

"Şu an bir bakıma öylesiniz Bayan Carter."

"Konuşmaya devam ederseniz Dayak Yemeyi Seven Doktor muamelesi göreceksiniz." 

"Samantan arabanın anahtarları sende. Eve gidiyorsun. Ben randevu olayını ,okul kaydını falan hallediyorum."

"Tamam ama eve gelmeden önce bir kuaförede uğra."

"Neden?"

"Yeni saç kesimin berbat!" diyerek yüzümü buruşturdum. Gözlerini şaşkınlııkla açtığında konuşmaya devam ettim. "Evet tedavi olmalıyım. Bunu söylememeliydim. Görüşürüz." diyerek dışarıya kaçtım. Eve gelince beni öldürecek.

Arabada hem Britney şarkısına eşlik ediyor ,hem de bir market bulmaya çalışıyordum. Şakıya o kadar dalmıştım ki yağmur yağmaya başladığını yeni fark ediyordum. Lanet olasıca sonbahar!  Kafamı cama yaklaştırıp önümü göremeye çalışıyordum. Silcekler çalışıyordu ama hala hiç bir şey göremiyordum. Çok bulanıktı. Önüme bir gölge çıktığında arabayı hızla durdurdum. Gözlerimi kacaman açıp ellerimle direksiyonu parçalarcasına sıkıyordum. 

"Lütfen birine çarpmış olmayayım. Çarptıysam da ölmesin. Tanrım lütfen." diye fısıldayarak arabadan indim.

Arabanın önüne ilerlediğimde bir kedi yerde yatıyordu. Kafamı yana yatırıp kediye baktım. Ayağa kalkmaya çalışıyordu. Ama bir şey onu engelliyordu. Yanına yaklaşıp kollarının altından kaldırdım. Korktuğu gözlerinden belliydi. Onu kucağıma alıp arabanın arkasından battaniye çıkardım. Battaniyeyi ıslatmamaya çalışarak arabaya bindim.

"Şimdi kedi bakımından anlamam. İdare et. En azından bir tane veteriner bulana kadar." Battaniyeyi yuvarlak bir biçimde yan koltuğa koyup kediyide üstüne bıraktım. İşim gücüm yok kediyle uğraşıyorum. Evet işim yok ama konumuz bu değil! Yolda ilerlerken bir kafenin önünde durdum. Kafamı kediye çevirdim.

"Burada senin için uğraşıyorum. Sakın yerinden ayrılma." diye onu uyarıp arabadan indim.

Sanki uyarını takıcak. 

Benim bir i.sesim var!

Herkesin iç sesi vardır ahmak!

Seni yeni fark ettim ve hiç sevmedim.

Ben uzun zamandır buradayım ve seni hiç bir zaman sevmedim.

Ne güzel duygularımız karşılıklı! İçeriye adımladığımda iç sesimle kavgayı kestim. Garsonlardan birine ilerleyip durdurdum. Kız bana döndüğünde gözlerim kocaman açıldı.

"Sen Carrie'nin üvey kardeşisin?"

"Seni görmekte güzel Samanta."

"Değil mi? Her neyse buralar da veteriner var mı?"

"Evet yolun aşağısında."

"Teşekkür ederim ve seni Carrie'ye söyleyeceğim."

"Hayır.

"Evet!" diyerek dışarıya çıktım. Bittin kızım sen!

SorunluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin