Soğuk Günler

54 5 4
                                    

"Hayat, bazı kadınlara saçlarını kestirdiği için pişman olup ağlama lüksü vermez… Hatta bazı kadınlar sırf saçlarıyla uğraşmamak, onlarla uğraşarak vakit harcamamak için kısa kestirir saçlarını… Ağlamak lükstür bazı kadınlar için… Zamanında o kadar çok ağlamıştır ki katılaşmıştır gözyaşı… En büyük acılarını tek bir damla gözyaşı karşılamaya yetebilir… O kadar çok hayal kırıklığı yaşamıştır ki… O kadar sık kar yağmıştır ki o en güvendiği dağlara… Hiçbir şey şaşırtamaz onu… Gardı hep elindedir… Kendi sorunlarını tek başına çözer… Çünkü bilir ki ne zaman yardım istese bir karşılık bekler yardım eden ama ondan yardım istense elinden geleni esirgemez kimseye… Kendi yaralarını kendi kapatır… Zaten kendinden başkası onun kadar üzemez onu… Ve yine kendinden başkası onun kadar mutlu edemez… Gerektiğinde hangi konuda kimden fikir alabileceğini bilir… Ama kendi doğrularına ters düşen hiçbir fikir ona göre değildir… Kavanoz kapağını açmak için bir erkeğe ihtiyaç duymaz bazı kadınlar… Çünkü kapağın havasını alınca kolaylıkla açılabileceğini bilir… Çünkü balıklar önüne tepside sunulmamış, o tutmayı öğrenmiştir… Kimsenin kimseyi kendisi kadar düşünemeyeceğini bilir… Çünkü insan, doğası gereği bencildir… Dostluk, kardeşlik nutukları iyi günlerin meyveleridir… Hayatta her zaman ama her zaman tek başına olduğunu öğrenmiştir… Erkek ve kadının her konuda eşit olduğunu savunup hesap ödemeye gelince geri duran kadınlardan değildir. Masaya gelen hesaba ilk önce elini atmaktan hiç çekinmez… Masada erkek varken garsonla muhatap olabilir, siparişini kendi söyleyebilir. Onunla uğraşanlar olur ama o sadece kendisiyle uğraşır… Zaaflarını, eksiklerini kapatmak için… Hep bir adım daha ileriye gitmek için… Hataları olur ama onlara zaferleri kadar sahip çıkar… Çünkü bilir ki zafere giden yoldur onlar… Pişmanlıklarını gurur tablosuna dönüştürmeyi öğrenir… Biriyle birlikte olduysa kendi istediği içindir, sadece istenildiği için değil… Sevdiği için evlenir… Zengin koca hayalleri kurduğu için değil… Duygularına boyun eğmez, onları kontrol etmeyi bilir… Mantığıyla çelişen duygularını ekarte edebilir… Düşer, kalkar… Düşürürler, kalkar… İşte bu yüzden ağlamaz bazı kadınlar, saçlarını beğenmedi diye… Bu yüzden mutlu etmek de zordur onları, üzmek de"
Diyerek başlamak istedim.
Sabah güneşinin yüzüme vurmasıyla yeni bir gün dogduğunun farkına vardım.Sadece günler doğuyor.Sonra akşam olanlar aklıma geldi.Birine neden güvenirsiniz? Ya çok sevdiğinden ya da çok değer verdiğinden değil mi ? Ne sevdiğim ne de değer verdiğimden güvenmemiştim ben ona sadece o kadar çok yalnızdım ki tek çıkar yolumun o olduğunu sanmıştım. İnsanlar çok garip verilen sözler tutulmalıdır. Tutamayacağın sözlerinde sözünü vermemeli. Böyle düşündüğüm için yalnızım. Keşke çocuk ruhlu olsam herkezin her dediğine inanmasam daha az gülsem bende sevilirdim değil mi? Ah acılar seni bütünüyle bir yıldız yapıyor. Her defasında kayan ama hala hayatta olan bir yıldız. Hazırlanmam gerekiyordu. Kalkıp hazırlanmaya başladım. Beni öpücükleriyle uyandıran bir annem hiç olmadı. Sadece işi olduğu zaman kızı oldum ben onun hiçbir zaman öpmedi öpemedim ben annemi. Kokusunu bilmem mesela. Babamla hic yan yana oturup muhabbet etmedim ben. Etmem de zaten. Keşke babamı degiştirmem gibi bir şansım olsaydı. O sadece koskacaman bir acı. Ne geçen ne de kuruyan. İlk günki gibi acı veren bir yara. Ona her baktığımda yaşayamadığım çocukluğum gelir aklıma annemin bağırışları gelir. Masumca kulaklarımı kapattığım sessizce ağladığım günler gelir. Hep kötü günler gelmez. Bazende sarıldığım günler gelir aklıma beraber uyuduğumuz saatler. Bir kızın ilk aşkıdır babası benimde ilk acım. İlk yenilgim ilk tecrübesizliğim gelir.Çare bulamadığım tek derdimsin baba, kabuk bağlamayan tek yaramsın. Evden çıkarken annemin sesini duydum "ayda buraya gelir misin ?" Diyordu. Yanına gittiğimde anannemlere gideceğini bidaha eve gelmeyeceğini diyordu. Her günkü muhabbet. Her defasında küser sonra geri dönerdi eve. Peki deyip çıktım evden. Durağa gittim gitmemle dolmuş da gelmişti. Biraz müzik dinlemek istedim. Dinlerken dalıp gittim. En sevdiklerinizle hiçbir sorun olmamasına rağmen uzaklaştınız mı ?  Meydayla öyleydik artık. Eskiden yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezken selam dahi vermiyoruz artık birbirimize. Sebep onu çok fazla sevmem çok fazla değer vermem gözümden sakınmamdı. Enes çok iyi biri evet biliyorum. Ama benim arkadaşım çok tecrübesiz ilk sevdiği uğruna beni bile bırakacak kadar çok seviyor. Bundan korktuğum için hep tuttum elinden. Ama istemiyor artık. Boyle düşündüğüm için aramıza mesafe koydu. Bende o mesafeyi kaldırmak yerine o mesafeyi korudum. Sera benim doğru bildiğim yanlışları düzelten dünya harikası birşey. Beni yaşamaya inandıran biri. Bilin ki düşmek değildir insanları üzen. Elinden tutar gibi yapıp, aslında itenlerdir insanı hayata küstüren. O elimi tutmaktan vazgeçmedi. Kendi dertlerini unutup ayağa kaldırmaya çalıştı. Ali'nin bana hediye ettiği en güzel varlık. Ah ali ah. Beni tekrardan hayata döndureceğine inandığım adam.Acıya dayanacak kadar güçlü bir Kadın olabilirim.
Ama bu benim bunu hakettiğim anlamına gelmezdi ali. Bunları düşünürken okula yaklaştığımı gördüm. Dolmuştan indim yürümeye başladım. Ortalık sessiz ve sakindi. Mercan aklıma geldi birden. Her babam aklıma gelince o da gelir. Kendi derdimi ölçüp tartarım. Sonra susarım benden kötüleride var diye. Sarılıyorum ona bu acıyı beraber atlatmak için öpüyorum. Acımıyorum ona. Çünkü biz acınacak durumda değiliz. Acınacak insanlar varsa onlarda bize bunları yaşatanlardır. Hayatının en güzel çağında en çok babaya ihtiyaç duyduğu zamanda yeni bir anne giriyor hayatına. Bu nasıl bir şeydir biliyomusun ? Yeni bir oyuncak isterken hayatına seni oyuncak olarak gören birini getiriyorlar öyle birşey. Sen oynayacam bebek ararsın. O senin hayatını ve hayatındaki kişilerle oynar. Zor bizim yaşadıklarımız çok zor. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Herşey geçecek mi yoksa yeni mi başlıyor bunu bilmemek...

Sevgisiz HatunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin