Hepimiz bu boktan hayatı yaşıyorduk .Bir bardağı daha duvarda parçaladım.Hiçbir fiziksel acı hisetmiyordum.Ruhsal acım çok daha fazlaydı.Dışarıdan annemin çığlıklarını duyuyor fakat kendimi kontrol edemiyordum.Bir bardağı daha parçaladım.Herşeyi kırmak ,yakıp yıkmak istiyordum .Yine kriz geçiriyordum.Ben BUĞRA SARAÇOĞLU. Dışarıdan herşeyi olan, tek veliaht ve satın alamayacağı hiçbir şeyi olmayan biri olarak gözüksemde aslında benim hiçbirşeyim yok.Çünkü ben herşeyimi yani kadınımı kaybettim. O benim bu dünyada sahip olduğum en güzel şeydi. Evin geniş mutfağında ne bulursam kırıyor ve dağıtıyordum. Kriz geçirdiğim zamanlarda hıncımı birşeyleri dağıtarak çıkarıyordum.Bardağı elime aldım ve bu sefer bir yere atmak yerine elimde sıkmaya başladım. Elimden kanlar akıyordu ama ben hiçbir şey hissetmiyordum.Kapı zorlanmaya başladı ve açıldı.İki görevli geldi ve kollarımı tuttular . Ben onlardan kurtulmaya çalışırken bir sağlık görevlisi ansızın koluma iğne yaptı. Yine her kriz geçirişimdeki gibi sakinleştiri yapıyorlardı. Bedenim beni artık taşıyamazken dizlerimin üstü yere düştüm. O sırada kapıda bana korkmuş gözlerle bakan annemi ve babamı gördüm.Sonra yavaşça yere yığıldım. Annemin gözleri yavaşça bardağı sıkan elime kaydı ve bir çığlık daha attı. Şimdiye kadar yanıma gelmeye korkan annem koşarak yanıma geldi ve sıktığım elimi açmaya çalıştı ama elimi öyle bir sıkıyordum ki cam parçalarının elimin içine battığından emindim. Görevlilerin zorlamalarıyla elimi açtım.Annem elimi görünce hıçkırarak ağlamaya başladı ve mutfağı terk etti.Elimi temizlediler ve beni odama taşıyıp yatağıma yatırdılar.Hala içimde kalan öfke parçalarıyla odamda herhangi bir kriz içi bekleyen görevlilere çıkın dışarı diye kükredim . Korkuyla dışarıya çıktıklarında biraz daha sakinleştim. Annemin bana yardım etmesi için tuttuğu özel asistanimın halt yemeleri yüzünden geçirdim bu krizi. Kadınım yani Defne'm için yaptığım odaya girmişti. O oda benim için çok özeldi. Hizmetlilere o odaya girmemelerini söylemiştim.Aksi takdirde nasıl çıldırmış olduğumu görmüşlerdi.Ama o meraklı asistan bozuntusu ikazımı dinlememiş ve odaya girmişti. O odada Defne'min kıyafetleri ,parfümleri,kestirdiğinde gizlice aldığım saçları ve daha birçok özel eşyaları bulunuyordu.
En önemlisi de onun için çizdiğim tabloları vardı. Meleğimi kimsenin görmesini istemiyordum. O sadece benimdi ve hep öyle kalacaktı.O bu dünyadan melek oluşunun ardından tam 5 ay geçmişti. Asla onun öldüğünü kabul edemezdim.5 aydan bu yana birkez bile mezarına gitmemiştim. Çünkü meleğimin mezarına toprak atamazdım ki ben.Onun üzerinde gelinlik olması gerekirken, onu beyaz kefenle görmeye dayanamazdım. Ona evlenme teklifi etmiştim,evlenecektik.
GEÇMİŞ
Kampüsten çıkmıştık ,benim son model spor arabama doğru ilerliyorduk. Çok mutluydum,sevdiğim yanımdaydı ve 1 aya kalmadan evlenecektik. Defne'min yüzünde yine güller açıyordu,zaten o gül yüzüne somurtmak yakışmazdı. "Sevgilim biz 1 aya kadar evleniceğiz değil mi? Ya buna inanamıyorum". dedi birtanem. "İnansan iyi olur güzelim çünkü çok yakında Defne SAMYELİ değil Defne SARAÇOĞLU olacaksın. Bence buna alışmaya başla derim ben". dedim. "Sen benim yanımda olduktan sonra hiçbir sorun yok benim için".dedi.Arabaya yaklaşırken birden Defne kolumda tuttu ve kollarıma yığıldı. Hemen Defne'mi kucağıma aldım ve arabaya bindirdim .Doğruca hastaneye sürdüm. Hastaneye kucağımda meleğimle girdim . Hastane bizim olunca herkes beni tanıyordu.Hemen doktor diye bağırmaya başladım.Defne'yi sedyeye yatırdım. Onu odaya aldılar ve serum taktılar.Sonra doktor odadan çıktı . Ben nesi var diye sorunca odasına geçmemizi söyledi. Doktor"Tam olarak anlayamadım tetkiklerin yapılması lazım ama siz hastanın son zamanlardaki şikayetlerini söylerseniz hastalığının ne olduğunu daha çabuk öğrenebiliriz."dedi. "Baş dönmesi,baş ağrısı vardı. Son zamanlarda gözleri de kararıyordu." dedim. Ben doktora gidelim dedikçe iyiyim deyip beni geçiştiriyordu. Kan tahlili gibi şeyler yapıldıktan sonra hastaneden çıkış işlemlerini yaptık ve arabaya doğru gitmeye başladık."Defne'm beni çok korkuttun iyi misin şimdi, eğer kendini iyi hissetmiyorsan hastaneyi bu doktorların başına yıkarım".dedim."İyiyim sevgilim bir şeyim yok"Defne ne kadar iyiyim desede ben korkuyordum. Sonuçlar temiz çıkana kadar da iyi olmayacaktım. Aradan 1 hafta geçti .Defne'deki belirtiler devam ediyordu.Bugün okula gitmedim ve hastaneye gittim .Sonuçları görmek istiyordum.O sırada telefonum çalmaya başladı.Ekranda Defne'm yazısını görünce biraz panikledim.Telofonu açtım ,"Buğra sen nerdesin?Her yerde seni arıyorum."dedi."Canım biraz işim vardıda bugün gelmeyeceğim"dedim.Şüpheli bir sesle"Ne işin varki senin "dedi."Bilirsin babamın işleri şirketteyim bir iki dosya imzalayacağım". dedim.O sırada hastaneden anons yapıldı,"hastanemizde bulunan bir hasta için acilen 0 Rh negatif kana ihtiyaç vardır ,hastaların ilgilenmesi ricada bulunur."dedi. Bende "İşte şimdi boku yedin BUĞRA "dedim."BUĞRA sen birşey mi dedin?Ayrıca o anonsta neydi?"dedi."Bende odamdaki televizyon açık oradan ses geliyo ".dedim .Bence yemedi ."Prensesim sonra ben seni ararım şimdi işim var" dedim ve kapattım.Defne'ye bir açıklama yapmam lazım,neyse sonuçlar bir çıksın sonra hallederim diye düşündüm.Ben sonuçları beklerken yanıma sarışın bir hemşire geldi ve doktorun beni odasında beklediğini söyledi.Odaya gitmeye başladım.Odaya girdiğimde doktor bana oturmamı söyledi."Bakın BUĞRA bey Defne hanımın hastalığı hakkında bir fikrim vardı ve sonuçlar bunu kanıtladı.Defne hanımda kanser teşhisi koyuldu.Beyninde bir tümör var.Hastalık ilerlemiş ve ameliyat gerekiyor.Yoksa hastayı kaybedebiliriz."dedi.Ben hiçbirşey diyemedim.Dışarıya çıktığımda hala aklımda doktorun sözleri vardı."Hasta,kanser, beyninde tümör var ,ameliyat lazım,yoksa hastayı kaybedebiliriz."Defne'ye durumu söyledim ve tedaviye başladılar .Defne'yle kalmak için bir ev almıştım. İçini o kendi zevkine göre düzenlemişti. O evde kalıyorduk.Artık uyuyamıyordum .Yanında uyuyan meleğim gidicek diye öyle korkuyordumki. Tedavi nedeniyle bedeni yıpranmış ve zayıflamıştı.Gene uyuyamamıştım ,Defne'mi izliyordum.Sanki son kez görebilecekmişim gibi.Gördüklerimle yutkunamadım ,meleğimin yastığa saçları dökülmüştü.Ben saçlarına bakarken Defne'm uyanmıştı.Benim baktığım yere bakınca gözleri doldu ve ağlamaya başladı.İçimden birşeyler kopuyordu."BUĞRA bana öyle bakma biliyorum çirkinim ve saçlarım daha çok dökülecek, sen beni beğenmiceksin "dedi."Bak ne olursa olsun seni bırakmam duydun mu beni.Ben sana tutukluyum.Sen bunları düşünüpte üzme kendini, bunları birlikte atlatıcağız."dedim. Günler çok çabuk geçiyordu.Ameliyat günü yaklaşmıştı.21.04.2016 Defne'min ameliyat günü ve bizim düğün tarihimiz. Ne ironi ama.Ve o gün geldi.Yaşayan ölüden farksızdım.Uyumuyor ,yemiyor ve eve bile uğramıyordum. Defne'mi hazırlarlarken ben bi köşede oturmuş öylece duvarı izliyordum.Arkadaşlarım hep yanımdaydı. Hemşireler odadan çıkarken içeriye girdim.Hastalıktan zayıflayan bedeni hastane kıyafetleri arasında kaybolmuştu. Ağlamaya başladı, hemen ona sarıldım."BUĞRA biliyorsun %50 kurtulma ihtimalin var ve ölebilir, "demeye kalmadan sözünü kestim."Hayır sen kurtulucaksın."Ellerini dudaklarıma götürdü. "Lütfen beni dille,eğer ölürsem ağlamayacaksın,bana söz ver".dedi."Söz" derken bile ağlıyordum. "Senden son birşey istiyorum "dedi."Söyle güzelim" dedim."Beni öpermisin"dedi.Hemen onu öpmeye ve o güzel kokusunu doya doya içime çekmeye başladım, son kez olduğunu bilmeden.Defne sanki veda eder gibi davranıyordu. Hemşire odaya girdi ve ameliyatın başlayacağını söyledi. Defne sonkez bakar gibi baktı yüzüme sanki unutmamak için . Ameliyat başladı.Aradan 8 saat geçmesine rağmen ameliyat bitmemişti.Pezevenk doktorların hiçbiri bir cevap vermiyordu.Kapıdan bir doktor çıktı. Hastanın yakınları sizmisiniz diye sordu. Evet diye cevapladık.Annesigilde doktorun ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu.Belki o kelimeler kaderimizi belirleyecekti.Doktor" Başınız sağolsun ,hastayı kaybettik "dedi.Ve hemen ben ameliyat haneye daldım.Gözlerim bulanıklaştı,Defne'min üzerine beyaz örtü örtmüşlerdi.Hemen örtüyü çektim ve konuşmaya başladım."Hayır sen ölmedin bana şaka yapıyorsun. Ama ben bunu sevmedim kalk ve bana şaka olduğunu söyle,lütfen ."Ama meleğim ne kıpırdıyor ne de o hayat bulduğum gözlerini açıyordu.İlk krizimi o zaman geçirdim .Herşeyi kırıp döktüm.Kolumdaki acıyla ne olduğunu anlamaya çalışırken ,başım döndü ve sonrası karanlık. Uyandığımda başımda annem,babam ve arkadaşlarım vardı.Kolumdaki serumu söktüm ve kalkmaya çalıştım,ama engel olmaya çalıştılar. Rüzgar ve Arda kolumdan tutarken, Arda'ya yumruk attım.Odadan çıktım ve Defne'mi aramaya koyuldum.Kaldığı odada yoktu.Annem ve arkadaşlarım peşimden geliyorlardı." Defne nerdesin?"diye bağırmaya başladım."O öldü oğlum ,kendini de bizide üzme lütfen. "dedi."Hayır o ölmedi, ölemez, beni bırakmaz." dedim.Nereye gittiğimi bilmeden giderken duvarda morg yazısını görmemle dondum kaldım.Oraya doğru giderken engel olmaya çalışıyorlardı."Bırakın beni!"diye bağırdım ama sanki gücüm çekilmiş gibiydi,karşı koyamıyordum."Artık o öldü,bunu kabullenmelisin BUĞRA "dedi annem."Hayır Defne'mi orada bırakamam.O karanlıktan korkar .Orası çok soğuk meleğim orada üşür ,onu kurtarmam lazım."dedim.Ellerinden kurtulmaya çalışırken birden yanağım sola döndü. "Kendine gel o öldü oğlum bizide kendini de üzme "annem yanağımı okşadı . Yere çöktüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım.Artık heeşeyimi kaybetmiştim.
GÜNÜMÜZDEN DEVAM
Ne kadar öldüğüne inanmasamda artık kabullenmuştim. Bazen rüyalarımda görüyordum.Birkez daha görebilmek için uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK YAZ
Teen FictionO kalbi ,ruhu ,bedeni yaralı bir adamdı.Ne hiçkimseyi anlıyor ,ne de derdini anlatabiliyordu. Ölmek ve sevdiğinin yanına gitmek istiyordu. O yıkılmaz hiçbir zaman acı çekmeyen adamın canı yanıyordu. Kalbinin olduğu yer şuan bomboştu. Fiiliyatta bi...