1/get wet.

99 11 25
                                    

♡Jung Hoseok.

Şu sıralar çalışmaktan çok fazla banyo yapamadığım için ellerimi yağlı saçlarımın arasından geçirirken bir yanda kliniğimin genel durumuna bakıyordum. 

"Tanrım..." Keyfim kaçarken derince iç geçirdim. "Durum felaket."

Yaklaşık 3 ay önce kişilik bozukluğu olan bir hastamın kucağıma oturup bana sapıklık yapmasını burada çalışan güvenlik görevlisi videoya çekmiş, internete yaymıştı. 

Ve tabiki haksız olan ben olmuştum. 

Hastalarım anında benden geri çekilirken bir süre sonra iş arkadaşlarımda istifa etmişti. 

Ayda 1 ya da 2 hasta gelirdi. O da hiçbir şeyden haberi olmayan yaşlılar olurdu.

Kısacası şu sıralar hayatım bok gibiydi. 

Parasızlık beni iyice bunaltırken, birde sokağa çıktığım zaman insanların aşağılayıcı bakışları bedenimi hedef alıyordu.

Mükemmel bir şekilde ilerleyen hayatım bir anda altüst olmuşken ne yapacağımı bilmiyordum. 

Kliniğim iflas etmek üzereydi. Her ne kadar işimi o kadar fazla sevmesem de tek geçim kaynağımdı. Bu yüzden bu iş benim hayatımdı. 

"Bay Jung bir tane adam sizinle görüşmek istiyor. Randevusu yok ama içeri alayım mı?"

Zengin bir müşteri olması için içimden bütün dualarımı ederken "Tabii." dedim. Hyomin başını hafifçe salladıktan sonra odadan çıktı. 

İşinden ayrılmayan tek kişi Hyomin'di. Beni bir baba gibi gördüğü için tüm skandallara inanmayı reddetmiş, işinden ayrılmamıştı.

İçeri giren görkemli adamla istemsizce ayağa kalktım. Güçlü biri gibi görünüyordu. 

Elini bana uzattığında güçlü bir şekilde sıktı. 

"Adım Kim Seung Yoon." 

"Jung Hoseok."

Ona oturacağı yeri işaret ettiğimde hafifçe gülümsemiş ve yerine oturmuştu. 

"Tedaviyi size mi uygulayacağız?" diye sorduğumda yüzünü belli belirsiz bir hüzün çökmüştü. 

"Bana değil kızım Kim Jennie'ye."

Tek kaşım havaya kalkarken "O neden burada değil o zaman?" diye sordum. "Hastayı bizzat görmem gerekiyor."

"Bana bak doktor." 

Seung Yoon'un bakışları bir anda ciddileşmişti. 

"Bir hastanı kucağına alıp sapıklık yaptığını biliyorum. Ama başka çarem kalmadı. Güney Kore'de bulunan bütün psikiyatristlere gittim. Hiçbiri kızımı iyileştiremedi. Yurt dışına da göndermek istemiyorum, mutlaka kaçar ve ortadan kaybolur. Bu yüzden son çare sensin. Onu iyileştirmeye bak Jung Hoseok. Aksi takdirde çok kötü şeyler olur."

Oturduğu koltuktan kalkıp kapıya yönelirken birkaç cümle daha söylemişti. 

"Kliniğinin iflasta olduğunun da farkındayım, bu yüzden eğer Jennie iyileşirse sana yüklü bir miktarda para vereceğim. Bu arada mutlaka kızımın yanına bir adam dikeceğim, senin gibi sapıklara güven olmuyor."

Ardından kapıyı kapatıp çıktığında yaşadığım utançla birlikte yanaklarım kızardı. Tenimde açık renkli olduğu için belli oluyordu. 

İnsanlar beni uçkuruna düşkün sapık bir herif olarak tanıyordu. Yaklaşık 2 yıldır kimseyle cinsel ilişkiye girmemiştim halbuki. 

Ön yargı iğrenç bir eylemdi. Masum insanların bu unsur yüzünden hayatı mahvolurken bende onlardan biri olacaktım sanırım. Bunu istemiyordum. 

Bu yüzden o kızı iyileştirecek, paramı alacak, ismimi temize çıkaracaktım. 

Her şey ise daha hastalığını bile bilmediğim o kıza bağlıydı. 

__

Yağmur aniden bastırdı. İri damlalar içinde ölüm akan bir senfoninin titrek notaları gibi yola dökülürken elimde bulunan sarı şemsiyeyi açıp kendimi bunaltıcı yağmura karşı korudum. 

Islak ve soğuk olan şeyler beni bunaltıyordu. Öyle büyük bir rahatsızlık veriyordu ki tüm benliğimle yağmurdan tiksiniyordum. 

Yaya geçidinde yürümeye devam ederken yüzümü gizledim. İnsanların aşağılayıcı bakışlarına maruz kalmak istediğim son şey bile değildi. 

Hissettiğim baskı ile elimdeki şemsiye bir güç tarafından çekilirken bunu çeken kişiye karşı şaşkın bir bakış ile kalmıştım. 

"S-sen ne yapıyorsun?"

Karşımdakinin saçları dağılmışken tişörtünün önünde kan izleri vardı. 

Saçları sol gözünü kapatırken açıkta bıraktığı sağ gözü ile korkunç bir şekilde bana bakıyordu. 

Tek bir kelime etmeyişi beni korkuturken şemsiyemi birkaç saniye içinde paramparça etmişti. 

İri gözlerimle ona bakarken o elini uzatıp bana dokunmaya çalışacakken refleks olarak geri çekilmiştim. Ne yapıyordu?

Yağan yağmurun şiddetini arttırmasıyla birlikte kız yere düşmüş çığlık atarak ağlamaya başlamıştı. 

Gökyüzünde yağan her bir su damlası beni deliye çevirirken gitmem gerektiğini düşündüm. 

Yapamadım. 

Onu burada bırakırsam eğer aklım tamamen burada kalacaktı. Bu yüzden insanların garip bakışlarını umursamadan ceketimi başının üzerine koyarken şaşkın bakışları beni bulmuştu.

Sonra ne mi oldu?

Birkaç tane takım elbiseli adam onu yaka paça siyah bir jipe bindirirken sadece bakakalmıştım. 

__


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

juvia ↪ hoseok.jennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin