Yine içini ısıtan bir güneş olmadan güne uyanmıştı Annie. Bugün Nick ve Izzy ile beraberdi. En sevdiği, en çılgın arkadaşlarıyla beraber... Onları çok seviyordu, ama kimse Blake gibi olamazdı. "Blake gibi.."
Onu çok sevdiği kadar da ondan utanıyordu. Yanındayken içinde değişik bir heyecan, bir tutku oluyordu. Yarın da olacaktı. Yarın saat 14.30'da da olacaktı..
-"Orada mısın Annie?"
Bu Nickin sesiydi. Annie birden sarsılıp:
"Pardon Nick. Dalmışım" dedi usulca. Nick ise: "Onun farkındayım" dedi gülümseyerek. "Eee ormana geliyor musun?"
Annie düşündü.. Ne ormanı bu? Hiç dinleyememiş arkadaşlarını ki heyecandan... "Şey, bu orman konusu nedir?"
Arkadaşlarının yüzü asıldı birden. Izzy atıldı: "Annie bizi dinlemiyorsun. Ne güzel!"
Annie yanakları kızarırken cevap verdi: "Ya özür dilerim, yarınki Blake ile olan görüşme için heyecanlıyım da.''
Nick kahkalara boğuldu: "İlk sevgilisi olacak arkadaşım nasıl hissediyor acaba??" Bunu gülerek söylemişti. Annie ona bir bakış atıp devam etti: "Eee o orman konusu nedir?"
Izzy cevapladı: "İki sokak ötede, kimsenin gitmediği yer varya..." Annie hemen sözünü kesti: "Hayır Izzy, hayır! Oradan korkuyorum ben ve içindeki yaratıkların ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun! Ben gelmem oraya, asla!" dedi. Izzy de korkuyordu ama gerçekten merak ediyordu orayı. Nick Annienin omzuna kolunu yaslayarak: "Annie, herkes öyle söylüyor ama kimse girmemiş. Hem bir macera daha yakalarız." Annie somurtuk bir şekilde: "Aman ne macera!" dedi ve ormanı düşünmemeye çalıştı.
Rüyasında ise, yine Blake ile birlikteydi...