Gece, düzlüğün ortasında bir at, başı ve boynu sırtıyla aynı seviyeye gelene kadar ileri uzamış, dörtnala koşuyordu. Etrafında; nal sesleri, düzlüğün çevresini saran dağlara çarpıp, tekrar ovada yankılanan bir grup başka at vardı. Hepsinin boyunları ve başı ok gibi ileri uzamıştı. Hepsinin tüyleri kabarmış, damarları şişmiş, gözleri kocaman açılmıştı. Sıcak nefeslerini rüzgâra karşı boşaltırken, ayaklarıyla kuru toprağı eşiyor, zifiri karanlığı tozutuyorlardı. Binicilerinin bir ellerinde dizginler, diğer ellerinde henüz soğumamış tüfekler vardı.
En öndekileri, öldürdükleri adamın kokusunun sıcak havayla karıştığını hayal etti. Biraz da tiksinerek nemli havayı kesik kesik soludu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkırda Ölüm Var (Ön Okuma / e-kitap)
General FictionKardeşinin intikamı peşinde koşan bir adam... Öldürülen masum insanlar... Başı sonu olmayan bir kan davası... *Bozkır: Yarı kurak ve kurak bölgelerde, ilkbahar yağmurlarıyla yeşerip yazın sararan sert çayırlar, otlar ve çalılıklardan oluşan bir bitk...