Sevmek her şeye yeter mi? Zaman kavramı bilindiğinden beri sorulan klasik sorulardan bir tanesi bu olsa gerek.Âşiklarin değil de aşık olduğunu sananlarin avuntusuydu sanki. Zira seven insan sorgulamaz teslim olmuştur daha en başından.Ne denirse densin , kulağı duysa da kalbi anlamaz.Sevgilinin bir hareketi dağ gibi görünür gözüne, tekrar tekrar onu düşünür.Dudaklarinda tebessüm olup yansır.Kalbinde büyütür o zerreyi.Velhâsil gerçek sevgili Cânân'dan aldığı aşkla Canını gezdirir yer yüzünde...
Bir çoğumuzun hayran olduğu bu sevgili figürü neden kendimiz olamayız peki? Okuması bile bunca Güzelken yaşaması nasıldır bildik mi? Artık böylesi sevgiler ,böylesi sevenler masallarda kalmasaydi keşke.. Keşke'nin o yakıcı pişmanlığını tatmasaydik.. Kırılmış kalpleri tamir ederken kendi kalbimizden verdiğimizi bilseydik, yeni bir kırgınlık şarkısı daha yazilmazdi belki, kim bilir.. İşte kim bilir diye belirsizliğe attığımız vebâlin bize ait olduğunu fark etseydik bu kadar şair olmazdı belki..Kalem aşk'tan çok ayrılığı yazar oldu çünkü.Kelam'lar değişti hızla. Yiten, değişen , giden her özneye rağmen biz gitmeyelim Sevgi'den, seven insan olmayı terk etmeyelim.İncitmeden yolu, sevgi köyüne niyetlenelim.Anladik mı Sevgiden öte köy yok bu mavi gökte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
içimden geldiği gibi...
ChickLitGitmek için çıkacağımız yollarda pişman olmak korkusu adım attirmaz çoğu zaman.Niyetimizin iyi oluşuna bakmadan ; ya kötü olursa diye içimize daha en baştan umutsuzluk tohumu ekeriz.Bu tohumdan olsa gerek kendimizi olan mevcut duruma alıştırmaya çal...