O nefret ettiğim sesle,birlikte babamın o güzel seside alarmın sesine eşlik etti.Ve mecburen uyanmak zorunda kaldım.Uyumayı çok seven biri için kelimenin tam anlamıyla uyanmak bana "zulüm" gibiydi.Bavullarım hazırdı.Yemek bile yemeden giyinip evden babamla birlikte çıkacaktık.Altıma kot şort giyip,Ağustos ayında olduğumuz için üzerime siyah ve kırmızı kareli bir gömlek giyip göbeğimde bağlamıştım.
Makyajımı ise gözüme bir kalem çekip somon rengi rujumu sürüp sonlandırdım.Saçımıda yandan bol bir şekilde ördüm.Ardından babam seslendi.
"Cansel hadi ama otobüsü kaçıracağız."
"Tamam baba beş dakikaya geliyorum."
"Tamam ama çabuk ol."
Zaten sırt çantamda hazırdı yoo en sevdiğim kitabımı unutuyordum.Bulduğum her fırsatta kitap okurdum.neyse ayağımada beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve evden çıktık.Babamla birlikte minibüse bindik ve otogara gidicektik.Otobüs onbirdeydi ve şuan saat onbir.Off yinemi geç kaldık.Yoo saat 10:55.Ödüm kopmuştu.Beş dakikamız vardı. Babamla birlikte bavullarımızı indiriyorduk.Minibüsten inerken gözüme bir arma takıldı.Siyah bir Meleği andırıyordu.Nedense tanıdık geliyordu.Ve o ses.
"İstanbul, İstanbul yolcusu kalmasın."
Karşımda bilin bakalım kimi görmüştüm.
Barış.
Gelmişti ve tam da karşımdaydı.Üzgün görünüyordu.Babama yardım ettikten sonra Barış'ı son görüşüm diğer adıyla ölüm,koşarak yanına gittim ve Barış'a sarıldım.Kokusunu içime çektim.Doğa ve Rüya' da Barış'la beraber gelmişlerdi.Doğa ve Rüya benim kankalarımdı.Onları son görüşümdü.Doğa ve Rüya,onlarla birsürü güzel anılarım vardı.Otobüse biniyorduk.Gözlerimde bir ıslaklık hissettim.Ağlıyordum.Onlarda ağlıyordu.Sonunda gidiyorduk.Buna üzülmelimiyim yoksa sevinmelimiyim.Onlar bana el sallıyorlardı. Bende onlara.3 saat yolumuz vardı.
Aslında neredeyse 1saat kalmıştı.Peki 2 saat nasıl geçmişti.Yarım saat ağlayarak, yarım saat telefonda geçirerek,1saatte kitap okuyarak.Telefonumdan bildirim sesi gelmişti.Rüya mesaj atmıştı ve mesajında şöyle yazıyordu.
-Kanka İstanbul'da mısınız.
-Daha gelmedik kanka.
Yazdım ve birdaha bildirim sesi gelmedi.Nihayet gelmiştik.İstanbul'a daha önce gelmiştim ama gezmek içindi.Eh birazda olsa özlemişim.Öncelikle bir taksi bulmamız gerekiyordu.Sonrada havalimanına gitmemiz gerekiyordu.Taksiye binip havalimanına gittik.Uçağın kalkmasına 20 dakika vardı.Kahvaltı etmediğimiz için havalimanındaki bir büfeye uğradık.Ben karışık bir tost alırken babamda simit yemeyi tercih etti.Yanınada sıcak bir çay içtikten sonra kahvaltımızı sonlandırdık.Uçağın kalkmasına 10 dakika vardı.Son hazırlıklar yapılıyordu.Bavullar yerleştiriliyor, insanlar uçağa akın ediyordu.Uçak hareket etti ve benim bilinç altım yok oldu sanırım uyumuştum son olarak babamın sesini duydum.
"İyi uykular miniğim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
Teen FictionBir "Serseri'nin ve benim hikayem...💜 Okulu yüzünden İzmir'e taşınmak zorunda kalan kızımız Cansel... Sokakta onu görünce korkup yolunu değiştirenler yanı sıra bir Playboy olan Canberk Cansel'in dilinde serseri diye gezen Canberk Cansel'e kızacak m...