Cumartesi 7 farklı gün içinden, bana göre en güzel olanı. Çünkü bütün bir haftanın yorgunlugundan sonra, cuma gecesi uyuyup, uykunuzu çok iyi bir şekilde alıp uyandiginiz oglendir cumartesi. Kuru gürültüyle, bagirisma sesiyle, sirtiniza vuran sogukla uyanmis olsaniz bile guzeldir cumartesi. Her sey bi kenara, cumartesi tatildir. Eger dersaneye gitmiyorsaniz ya da fazla inek degilseniz, cumartesinin size yukledigi bir sorumluluk yoktur. Evde aylak aylak yatarsiniz. Birbirini takip eden cogu cumartesim boyle gecti.
Eylul ayının 4. cumartesi günü. Diğer cumartesiler gibi bos gecicegini düşündüğüm bir cumartesi daha. Tabi ki mukkemmel sekilde oglene kadar uyudum. Ama o gün,farkli bir cumartesiydi. Hayatimda bir seylerin degisecegi bir gündü o cumartesi. O cumartesiye kadar bir seylerin yanlis gittigini dusunup hayatimi bi duzene sokmaya karar vermistim. Ee tabi bunu tek basima basaramazdim. O gun o insani buldugum, ama o insana sahip olamadigim gündü.
Olaylar, yakin arkadaşım olan Firat'ın bana "Kanka dersaneden 6 da cikiyoz gel takiliriz" mesajiyla başlamıştı. Ee tabi bende işsizim gittim. Hem işim olsa bile Fırat'ı kiramazdim. Hazırlandim ve yola çıktım. Ilerde olucaklardan habersiz otobuste camdan yolu seyrediyordum. Beyazitta indim, Çemberlitaş'a yürüdüm, dersanenin cikisinda bekledim. 5-10 dakika sonra öğrenciler dagilmaya basladiginda gözüm Fırat'ı aradi. Sonunda Fırat'ı, onun sevgilisi Beste, onlarin yaninda tanimadigim bir baska kizi gördüm. Uzaktan o kadar guzel gozukuyordu ki... Gunes kadar parlak sarı saçları, gokyuzu kadar mavi gözleri, bulutlar kadar beyaz yanaklari vardi. Yaklastikca guzelligi giderek artiyordu. "Merhaba" derken sesi o kadar güzeldi ki, sadece Merhaba dese hic sıkılmadan dinleyebilirdim. Ve Merhaba derken o kadar guzel guluyordu ki, o gune kadar gordugum butun gulusleri kiskandircak kadar guzeldi. Gözleri bir okyanus kadar derin, gülüşü o okyanusta gezinmeme yarayan bir gemiydi.Ismi de en az kendi kadar guzeldi. Beril Gizem...
Daha sonra Makarna sarayina gittik ve yemek yedik. Ilk tanismamiz boyle olmustu. Daha sonra tramvaya bindik. Çaktırmadan, göz ucuyla Gizem'e bakiyordum. Sesi piyano notalari kadar guzeldi, her kelimesi ayri huzur veriyordu.
Ben Gizem'e odaklanmisken, Firat'ın durtmesiyle kendime geldim. Incegimizi söylüyordu. Inmek istemiyordum, bu acikca belliydi sanirim. Ama inmem gerekiyordu.Gizem'e gulumseyerek görüşürüz dedim ve indim.Indigimizde Fırat'ın yuzunde bir siritma gordum. Bu siritmayi biliyorum. Bi cogunuz da biliyosunuzdur zaten.
O gun yasadiklarim ilk goruste ask degildi belki, ama sonra ki gunlerde etkisini gostericek bir duyguydu. Gosterdi de zaten. Gizemle daha fazla konusabilmek için whatsapp grubuna girmistim. Onunla konustukca ayri bi mutlu oluyordum sanki.
Beste,Gizemle aramizda bir sey olamayacagini soyluyordu bana. Çünkü ben "çevresinde cok kiz olan erkek"lerdendim, Gizem ise daha olgundu. Evet haklıydı belki, ama kendime soz geciremiyordum. Çünkü bir once ki cumle de den den icinde yazdigim seyi ve yasam duzenimi degistirmek istiyordum ve bunu yaparken bana yardim edecek kisinin Gizem olmasini istiyordum. Belki çok bencilce bu düşündüğüm. Ama o gune kadar, belki de ilk defa bir kiza karsi bu kadar farkli seyler hissetmistim.
Gunler geciyordu. Gizemle olan muhabbetimiz ilerlemisti baya. Ama arkadastik. Normalde pek ders calismazdim. Ama ona soz verdigim icin bi kac kez ders calistim. Hayatim az cok duzene giriyor gibiydi. Gizem arkadasken bile bana yardimci oluyordu. Çünkü arkadaslik gorevini en iyi sekilde yerine getiriyordu. Ama ben bir arkadasliktan daha fazlasini istiyordum. Ona sarılmak,elini tutmak, saçlarına dokunmak,agliyicagi zaman kafasini omzuma bastirmak,uzuntulerini bilmek ve uzgun oldugu zaman onu mutlu etmek istiyordum.
Herkesin gerceklesmesini istedigi hayalleri vardir. Kiminin para, kiminin mutlu bir hayat, kiminin bir dost...Kisiden kisiye degisir. Hayallerimizin gerceklesmesi için bir şeyler yapmamiz gerek elbette. Benim hayalimin gerceklesmesi icin de ilk adim Gizem'e hislerimi soylemekti. Ama tedirgindim. Ya kizarsa ? Ya uzulurse ? Ya rahatsiz olursa ? Ya onu kaybedersem ?. Kafamda cok fazla soru vardi. Cogu zaman bunlari dusunurken dalip gittigim oluyordu. Okyanusta boğuluyordum, çünkü gemim yoktu...
Hislerimi soylemem lazimdi. Mutlu son olmiyicakti belki. Ama sonsuza dek boyle gidemezdi. Onu kaybetmekten korkuyordum. Ama bir yandan da hayallerimin gerceklesmesini istiyordum. Ve bir gün... Bir gün Gizem'e hislerimi soylemistim. Beni arkadaş olarak gordugunu, bana inanmadigi soylemisti. Haklıydı. Ona kizamazdim çünkü kirli bir geçmişim vardi. Bana guvenmesini istedim. Ama bu da olmadi. Arkadaş olarak kalmamizi istedi. Ama benim hayalim bu degildi ki...
Vee mutsuz son. Ders calismiyorum. Hayat duzenim degismedi. Hala gec uyuyorum, gec kalkiyorum, okula gec kaliyorum. Gizem'i kendimden uzaklastirdim. Aslinda hayalleri hala benimle. Aslinda kizlardan da uzaklastim. Ama ne fark eder. Gizem hala benim degil...