5. ANIT

16 7 0
                                    


MEDYA: Duru

Anılar ile geçmişe gitmek mümkün mü? Bence mümkün. Çünkü, anılar bizi yaşatan şeylerdir.

Elimdeki kutuyla kapıyı açmak baya zordu ama sonunda açabildim. Kutuyu masama bıraktım ve telefonla annemi aradım. İkinci çalışta açtı "Alo Dilek bir şey mi oldu?" dedi. Sesi endişeli geliyordu. "Olmadı bir şey. Hemen telaş yapma anne" dedim Kazadan sonra her arayışımda telaş yapıyordu. "N' apıyım kızım korkuyorum. Neyse boşver beni. Niçin aramıştın?" dedi. "Ne zaman geleceksin ona göre piyano çalışacağım da" dedim. Piyano çalmak bana her zaman huzur ve mutluluk vermiştir. Beni başka bir boyuta taşır. "Eve gelemeyeceğiz. İşimiz çok geç bitiyor, o saatte uzun yolu çekemeyiz. İstersen Açelya'yı ara evde yalnız kalma." Dedi. "Yok biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var" diye önerisini reddettim. Hoşça kal faslını bitirdikten sonra telefonu kapattım. Yatağıma oturdum ve kutuyu ters çevirip içindekileri yatağa döktüm. Bir sürü fotoğraf –Benim gizlice çekilmiş fotoğraflarım ve ikimizin olduğu fotoğraflar- ve yıpranmış mavi bir defter vardı. Defterde çizimler vardı ve hepsi birbirinden güzeldi. Her sayfada bizi çizmişti, çizimlerin arkasında da şarkı sözleri ve notalar vardı. Sözlere ve notalara bakınca bunların bilindik bir parça olmadığını fark ettim. Bunları kendisi yazmıştı. Müziğe ilgi duyduğunu biliyordum ama bu kadar güzel resim çizdiğini bilmiyordum.

Sayfaya su damlası damladığın da ağladığımı fark ettim. Kapı bir anda açıldı. Gelen kişi Açelya'ydı. Büyük olasılıkla gelmesi için annem aramıştı. Dolu gözlerimle bakarak "Sana ihtiyacım var" dedim. Koşarak yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Açelya her zaman yanımda olmuştu. Benim için arkadaştan öte kardeşim olmuştu. "Beraber atlatacağız tamam mı?" dedi. Belli belirsiz kafamı salladım. Yataktaki fotoğrafları ve defteri fark edince "Bunlar ne?" diye sordu. "Söz veriyorum daha sonra anlatacağım ama şimdi kafamın dağılması lazım." Dedim. "O zaman dizi izleyelim. Ne izlemek istersin" diye sordu. Açelya deyince ilk akla gelen şey yabancı dizidir. İzlemediği yoktur. Onun sayesinde ben de izliyorum. "Sanki benim istediğimi izleyeceğiz." Dedim. Kıkırdadı ve yataktan kalkıp bilgisayarımı aldı. "Tabi ki de hayır. Ama gene de iki seçenekten birini seçebilirsin" dedi. Bilgisayarı kucağına koyup "Supernatural mı yoksa pretty little liars mı?" Düşünüyormuş gibi yaptım ve "Supernatural" dedim. Bilgisayarın açma düğmesine bastı ve "Tamam o zaman pretty little liars ı açıyorum." Dedi. Umutsuz vakasın dercesine kafamı salladım. Yaklaşık iki dakika sonra bölümü açtı ve izlemeye başladık.

*****

Sabah uyandığım da Açelya gitmişti. Bu hafta benim aksime onun dersleri erken başlıyordu. Banyoya gidip kısa bir duş aldıktan sonra giyinmeye başladım. Kot pantolon ve bir omzu düşük beyaz bluz giydim. Pantolonuma siyah kemerimi taktığımda hazırdım. Ekim ayında olmamıza rağmen hava baya soğuktu. Bundan dolayı siyah paltomu giydim. Evin dışına çıktığım da gözüme ilk çarpan şey siyah bir arabaydı. Arabanın sahibi de Poyraz'ı. Beni görünce yanıma geldi. "Günaydın" dedim. Beni baştan aşağıya süzdü. Gülümsemesi yüzüne iyice yayılırken "Günaydın, bugün okula beraber gidebiliriz diye düşündüm" dedi. Okul eve uzak sayılmazdı ondan yürüyerek gidebiliyordum. "Yürüsem daha iyi olur" dedim ve Poyraz'ı arkamda bırakarak yürümeye başladım. "Hadi ama sana yardım edeceğimi söylemiştim." Dedi. Ona doğru dönüp kafamı salladım ve arabasına bindik.

Arabayı çalıştırdıktan sonra "Araba fobin yok değil mi?" diye sordu. Kazadan sonra araba fobim falan olmamıştı. Aksine arabaya binince Aras'ı yanımda hissediyordum. Poyraz'a bakmadan "Hayır yok. Olsaydı zaten dün arabana binmezdim. Hatta şuan da burada olmazdım." "Kabul ediyorum saçma bir soruydu." Dedi.

Yol boyunca hiç onun yüzüne bakmamıştım. Çünkü ne zaman yüzüne baksam bir daha gözümü ondan alamıyordum. Sanki birisine çok benziyordu. Tipinden çok davranışları benziyordu. Onu daha yeni tanımama rağmen yardımını kabul etmiştim. Nedenini bilmiyorum ama ona güveniyordum. Okula vardığımız da arabadan indim. Poyraz'a teşekkür ettikten sonra yürümeye başladım. Biraz ilerleyince gördüğüm şeyle kalakaldım. Aras için küçük bir anıt yapmışlardı. Anıtta bir sürü çiçek ve onun fotoğrafı vardı. Gözlerimin dolduğunu biliyordum. Yanıma birisi gelmişti. Kim olduğunu öğrenmek için kafamı çevirdim. Gelen Duru'ydu. "Senin fikrindi değil mi?" diye sordum. Bana bakmadan "Elbette." Dedi ve elindeki çiçeği anıta bıraktı. "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Teşekkür ederim" dedim. Alayla güldü "Bunu senin için değil Aras'ı için yaptım. Boşuna teşekkür etme." Deyip yanımdan ayrıldı.

Yaşadığım şoku atlatmak için ve girdiğim derslerin yorgunluğunu atmak için kahve içmem lazımdı. Kafeterya ya gidip bir tane kahve aldım. Boş bir masaya oturdum. Daha ikinci yudum alacakken Cem büyük bir coşkuyla yanıma geldi. "Cem sabah sabah ne bu enerji" dedim. "Tabi ki enerjik olacağım. Niye olamayayım ki" "Tam bir umutsuz vakasın bunu biliyorsun değil mi?" dedim. "Öyle olsun Dilek Hanım. Ben de bugün seni waffle yemeğe götürecektim." Dedi ve küsmüş gibi kollarını birbirine doladı. "Tamam tamam bir şey demedim. Onu boşver de Açelya nerede" dediğim anda kahkaha atmaya başladı. "Cem mal mal neye gülüyorsun." "Bugün bir çocuk ona şişman dedi. Sonra Açelya kızdı çocukla kavga etti. Şimdi ise spor yapıyor." Dedi. Açelya'yı bildim bileli spordan nefret ederdi. "Bizim Açelya spor mu yapıyor. Nerede şimdi" "Orasını bilmiyorum. Söylemeden koşup gitti." Anladım anlamında kafamı salladım. Kafasıyla anıttı göstererek "Bu arada sen iyisin değil mi?" diye sordu. "İyiyim merak etme" "Bu arada waffle konusun da ciddiydim Dilek hanımefendi. Bu sefer ekmek yok." Tam cevap verecekken arkadan Poyraz'ın sesini duydum. Poyraz yanıma gelip "Başlayalım mı?" diye sordu. Kafamı sallayıp ayağa kalktım. Ben ayağa kalkınca Cem de kalktı. Kaşlarını çatarak "Bir dakika neler oluyor" dedi. "Cem, sorun yok. Bugün saat 6'da waffle'larla birlikte benim eve gelin. Her şeyi anlatacağım." Dedim ve Poyraz ile birlikte yürümeye başladık.

Arabasının kapısını açarken "Bu arabada çok vakit geçirmeye başladım" dedim ve arabaya bindim. Poyraz "Evet şimdi nereden başlamak istersin" diye sordu. Her şeyin başladığı, ilk tanıştığımız yere gidecektik.

Uzun zaman sonra tekrar merhaba <3  Umarım bölümü beğenmişsinizdir <3 <3 


                              

Son Bir DilekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin