Hatalarım varsa affedin şekerlerim.
Güneşin içeri girmediği odada, küçük çocuk raftan masaya bıraktığı demir kutunun içindeki kütüphane kartını alırken oldukça temkinliydi. Her an biri gelecek gibi arkasına bakıp duruyordu, kartın üstündeki esmer kadının fotoğrafı çocuğun yüzünü andırıyordu.
Zil Sesi.
Tahta kasanın üstünden zıpladı, sağ elindeki kartı sımsıkı tutmuştu. Mutfaktan kapıya koştu, tişörtü bacaklarında elbise gibiydi.
"Bir, iki, üç.. "
"Dört, beş, altı.. "
"Yedi, sekiz, dokuz.."
Kapının kulpunu çekiştirdi, yansıması oldukça acınası görünüyordu. Gözleri az uyumaktan şişmiş, doğru düzgün yıkanmadığından yanakları kir içindeydi. Tanrım.. Çok kötüydü herhalde. İki tane kilit vardı, elini hızlı tuttu ve kapıyı açtı.
"On."
Gün ışığı gelenden önce varmıştı. Adam, yanında bir kadınla dönmüştü. Kadının ağzına elini bastırmış, kolunu sıkarak önden itiyordu. Yirmili yaşlarının sonlarındaydı, üzerinde yeşil papatya desenli elbise vardı, siyah saçları çırpındıkça yüzünün etrafında dağılıyordu. Prada çanta dirseğine kaymıştı, adamın kollarında çırpınıyordu. Çocuk mutfak tezgahına tutundu, olaydan uzaktaydı.
"Çok akıllıca."
Çırpınan kadını yere itti, ahşap zemine düşmüştü, üstüne uzandı. "Dur, dur!" Zorlukla ellerinden tuttu, ayağa kaldırdı, baş edemiyordu. Saçlarını tuttu, içeri çekerken sırıtıyordu, odaya sürükledi, kapıyı kapattı.
Zavallı..elinden bir şey gelmiyordu, ölüm kokusu gelmişti, yine. Masanın altına saklandı, güvendeydi. Kadının çığlıkları duyuluyordu, bağırıyordu. Elleri kulaklarını kapatmış, kadınla birlikte ağlıyordu, annesi için, yabancı için, ama o güvendeydi, değil mi?
SEKİZ HAFTA ÖNCE
Güneşli güzel bir sabah kıyı şehrini karşılamıştı, kahve rengi çatılı, çiçekler ve ağacın süslediği evin kapısı açılmıştı. Esmer ve dokuz yaşlarındaki çocuk elindeki kitaplarla yeşil renkli arabaya önden varmıştı. Hemen ardından çıkan esmer kadın ve sarışın bir adam sohbet ediyordu, kadın kapıyı kapatırken söyledi. "Onun yavru köpek eğitim kitabı var." Arabanın yanında sabırsızca gelmelerini bekleyen çocuktan bahsediyordu, adam eşine geçmesi için yol verirken omzuna sarıldı. "Biliyorum, ben de gördüm." Bayan sevgi dolu mırıltılar çıkarttı. "Belki yıl başından önce işe yaramasını sağlayabilirim." Bu çocuğa köpek alacağını ifade ediyordu. "Sahi mi?" Adamın elinde kırmızı alet çantası her adımlarında baldırlarına vuruyordu, ikisi de önemsememişti. "Henüz bir şey söyleme."
"Ah, aman tanrım. Gizli planlar yaptığın zaman çok seksi oluyorsun." Arabanın yanına gelmiştiler, adam binmesi için eşinin kapısını açtı, binerken teşekkür etmişti. Kapının kapandığına emin oldu, oğlunun yanına alet çantasını bıraktı ve araca bindi. "Tamam." Aracı çalıştırdı, eşi aynadan saçlarını düzeltiyordu, güneş gözlüğünü takmıştı. Eşini tuttu ve dudaklarına tutkulu öpücük bıraktı. "Seni seviyorum."
Çocukları söylenmişti, anne ve babasının öpüşmelerini görmek hiç kimsenin hoşuna gitmezdi. "Hadi millet! Gidelim." gözlerini devirmişti, ikili gülerek ayrılmıştı. "Bu yaz kampa gitmelisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Think /JiKook
Fanfiction"Sadece bir işin olacak, ne diyorsam onu yapacaksın. Evimi temizleyeceksin. Çöp, çanta, paspas, kova, süpürge, onlar senin eşyaların."Sanki tüm bu olanlar çok uzaktaydı, odadan çıkarken elinde demir bir kova diğerinde kirli gri bez vardı. "K...