Her şey bir sabah sarsılarak uyanmamla başladı. Ne güzel bir gün ama uykumdan ayrılmama sebep olanın kim olduğunu bildiğim için yorganıma iyice sarılıp uyumaya devam ettim. 20 yaşında da olsanız sabah size kahvaltı hazırlayıp odanıza gelip sizi uyandıran bir anneniz varsa pardon zorla uyandıran bir anneniz varsa çok şanslısınızdır. Kapımın sesini duyduğumda annemin odadan çıktığını anladım, söylene söylene iniyordu merdivenlerden her zamanki gibi. Kalkmaya karar verildi onaylandı ve kalkış. Yorganı tekmeleyerek kalkıyordum ta ki bana sarılmaya karar verene kadar takılıp yeri boyladım. İşte bu acıttı seke seke odamdaki banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım yatağımı toplayıp perdemi açtım işte tamamdır. Odamdan çıkıp merdivenleri inmeye başladım mutfağa girdiğimde annemle babam çoktan kahvaltıya başlamışlardı.
"Günaydıınn ahaaliiii." Dedim gülerek
Benim aksime bir durgundu annem ve babam kısa bir günaydın deyip önlerine bakmaya devam ettiler. Kahvaltı bu sessizlikle geçti derken babam
" Milena konuşmamız gereken bir konu var." Dedi
Allah allah ne konuşucaz ki kötü bir şey de yapmadım,fazla alışverişte yapmadım, arabamı da çarpmadım,evi de yakmadım, karşı komşu Şahin amcaya da takılmadım.. neyse
"Konuşalım babacım da.."
"Sen içeriye geç biz geliyoruz."
"Tamam." Diyerek içeriye geçtim. Bir huylanmadım değil ne konuşucaklar acaba. Küçükkende böyleydiler, genelde bir işler karıştırdığım zaman benimle konuşurlardı onlara yaptığım bir şeyi söylemediğimde ama şu sıralar bir şeyler de yapmadım. Kendi kendime düşünürken annem ve babam içeriye girdiler.
"Evet hadi meraktan çatlıyorum ne konuşucaksınız , bir saattir düşünüyorum ne yaptım diye gerçekten sizden habersiz bir şey..."
Babam o sırada sözümü böldü ki bölmez olaydı.
"Milena evlenmen gerekiyor kızım."
"Anlamadım." Deyip histerik bir kahkaha attım.
"Babacım bunu sen mi söylüyorsun, hani benim turşumu kurucak olan sen. Anne dalga mı geçiyor babam benimle yine?"babam ve beni evlendirmek ağzından çıkıcak en son şey.
"Kızım çok ciddiyim. Biliyorsun holdinglerimizi hepsi birbirine bağlı işliyor ve biz artık iflasın eşiğindeyiz . Kurtulamıyoruz tek bir çıkışımız var oda Arat Baydar ."
"Baba sen ciddisin." Dememle gözümden bir damla yaşın elime düşmesi bir oldu. Hızlıca gözümü silip babama baktım."
"Ne demek tek çıkışımız Arat Baydar. O yolsuzun bize ne gibi yararı olucak baba o işlerden bile anlamaz, tek bildiği karı kız peşinde koşmak, bilmiyormuş gibi konuşma lütfen."
"Kızım Arat'ın dedesi Hüseyin Baydar zamanında siz küçükken vasiyetinde ikinizin bir araya gelmesi söz konusu olduğu zaman mirasının yarısını sana verdiğini yarısını ise Arat'a bıraktığını yazmış." Bunu duyduğumda kulaklarım uğuldamaya başladı. Ne yani para için, miras için Arat ile mi evlenicem. Ben Milena Soykan açlıktan da ölsem onun karısı olmam bırakın karısı olmayı yanından bile geçmem.
"Hayır baba, öyle bir evlilik gerçekleşmicek. Sefalet içinde de olsak açlıktan da ölsek asla o adamla evlenmicem başka bir yolunu buluruz, amcama söylersin daha önce de kurtarmıştı bizi."
"Milena, yapma böyle kızım, denemedim mi sanıyorsun ben çok mu istiyorum seni zibidinin tekine vermeyi söylesene güzel kızım ben kıyabilir miyim sana hiç."
"Kıyıyorsun işte baba madem kurtuluş yok diyorsun illa bu evlilik olucak diyorsun olsun bana dicek bir şey kalmamış ki zaten ben senin başını ne zaman yere eğdim ne zaman üzdüm seni babacım bir şekilde üstesinden gelirim." Bunu diyen benim içimde kopan fırtınaları ne fırtınası poyrazı bir görseniz oturur bir duvara saatlerce bakarak ağlarsınız. Tıpkı şu an benim yaptığım gibi.
O sözlerimi söyledikten sonra arkamı dönüp odama çıktım. Ne denebilirdi ki daha hiç bir şey. Pijamalarımı çıkarıp altıma bir kot şort üzerine de beyaz bir t shirt giyip spor ayakkabılarımı giyip sırt çantamı ve kulaklıklarımı alıp aşağıya indim.
" Ben biraz hava alıcamm." Diye seslenip cevap beklemeden kapıyı çekip çıktım.
Kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım. Sahile kadar yürüdüm. Bir banka oturdum öylece denizi izlemeye başladım. Saatlerce o bankta oturdum belki de bir sürü maskesini takmış yürüyen insan köpeğini gezdirmeye çıkarmış yaşlı teyze, sevgilisine bir buket papatya almış liseli genç, spordan çıkmış genç adam,ve taşlara vuran dalgalar gelip geçti herkes. Şarjım bitmiş, çok güzel annemler kim bilir ne kadar merak etmiştir kahretsin. Hızlıca oturduğum yerden kalkıp taksi aramaya başladım. Güzel şehirsin İstanbul'da neden bu kadar yersiz bir kalabalığın var, yoksa çok güzelsin çok...
Taksi bulmamla binip evin adresini verdim. Gelene kadar camdan dışarıyı izledim boş boş hatta bir ara ağlamışım bile taksicinin şu meşhur 'Abla iyi misin' sözüyle fark ettim ağladığımı eve geldiğimi fark etmemle çıkarıp parayı taksiciye uzattım,ve indim. Kapıyı çaldım ve bekledim. 10 saniye sonra annemle babamı karşımda görmem bir oldu.
"Çok merak ettik kızım, bir şey oldu sandık telefonunda kapalıydı nerde kaldın."dedi annem
"Şarjım bitti dalmışım öyle yürüyordum sahile indim. Üzgünüm fark etmedim hiç." Deyip içeriye geçtim. Klasik bir akşam yemeği ve sonrasında cinnet geçiricek seviyeye gelmem..
Babam boğazını temizleyip söze girdi. Evet yine ne geliyor bakalım hazır mıyız...
"Kızım bu akşam gelseler olur mu?"
"Kimler babacım"
"Arat ve ailesi kızım."
"Baba bana bugün söyledin ve şimdi de bu akşam gelseler olur mu ne demek istersen bu akşam evleneyim hemen,bir yavaş gelin ya yavaş!"
"Kızım biliyorsun ne kadar erken olursa o kadar yararımıza olucak zaten yeterince zarar ettik."
"Yeterince zarar etmedin henüz baba yeterince yıkılmadım biraz daha zamanı var o dediğinin! Gelsinler ne kadar erken o kadar iyi değil mi ne kadar çabuk biterse o kadar az acıtır derler ya baba bu çok acıtıyor."
Sessizlik işte bu sen sadece susarsın baba keşke susmasan bir şey desende biraz olan umudumu kaybetmesem.
"Elis ara Nur hanımı gelsinler bu akşam."
Vay be babamdan beklemediğim soğukluk beklemediğim otorite keşke baba keşke önceden de bu kadar otorite sahibi olabilseydin..
" Milena hazırlan sende bu kılıkta çıkma insanların karşısına düzgün bir şeyler giy."
Karşımdaki adam 20 senedir babam olan adam mıydı yoksa bir başkası mı ?
"Tamam." Deyip ayaklarımı yere vura vura çıktım odama canımı sıkmaya başladı bu iş
Saat neredeyse on olmak üzereydi hele şükür teşrif edebildiler. Kapının çalmasıyla son bir kez kendime baktım siyah diz altında biten kalem bir elbise belime kadar gelen maşalı kumral saçlarım, siyah stilettolarım ve yüzümde yokmuşçasına duran makyajımla olmuştum. Sahiden olmuş muydum. Matem rengi siyah işte bu çok güzel olmuştum..İlk bölümü böylece bitirmiş oluyorum. Umarım sevilir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
ChickLit"Milena evlenmen gerekiyor kızım." "Anlamadım." Deyip histerik bir kahkaha attım. "Babacım bunu sen mi söylüyorsun, hani benim turşumu kurucak olan sen. Anne dalga mı geçiyor babam benimle yine?