18-Benimle Çıkar Mısın?

158 16 3
                                    

Salam çok oldu bölüm atmadım çünkü bu durum nasıl yazılır bilmiyorum yanlışım olursa affedin

Jungkook'un evin kapısını anahtar yardımıyla açmasıyla hemen odasına koştum. Kapıyı kapattım ardından kilitledim ve dolabı hareket ettirmeye çalıştım ama milim hareket etmeyince yanda duran vazoyu kapının önüne koydum. O nasıl kapının açılmasını engelleyecek demeyin ne yaptığımı bilmiyorum. Yatağın yanındaki duvara yaslanıp aşağıya kaydım ve bacaklarımı kendime çekerek yüzümü üstüne gömdüm. Yaklaşık bir saat önce akmayan göz yaşlarımı serbest bıraktım.ardından nefes alışlarım hıçkırığa dönüştü. Ne mi olmuştu? Doktorlar ölüm saatini verir vermez eve koşmuştum ama bir saatte koşarak gidemeyeceğim için  Jungkook'un arabasına atlamıştım. Eunha ve Jimin de gelmişti bu yüzden onlara görünmek istemiyordum çünkü kendime acıdığım gibi bana acımaları kötü olurdu. Kısa bir süre sonra odanın kapısı tıklatıldı.

"Yuju kapıyı açar mısın?" Jungkook'un sesiydi ona başımı bacaklarıma gömdüğüm için boğuk çıkan sesimle cevap verdim.

"Git buradan Jungkook" dedim hıçkırıklarımın arasında

"Ama orası benim odam"

"İstersen evinden de giderim" beni daha önce de kısaca kovmuştu.

"Bunu istemiyorum"

"Niye?" Soruma karşın şaşırtacak bir cevap verdi.

"Yanımda olman bana huzur veriyor" şok olmuş öylece kafamı kaldırmış kapıya bakıyordum. "Hadi aç kapıyı"

"Onlar burada mı?"

"Eunha ve Jimin'den mi bahsediyorsun hayır onları gönderdim. Hadi aç kapıyı"

"Istemiyorum" derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.

"Yanlız başına bunu atlatamayacağını biliyorsundur umarım"

"Ben atlatırım. Git buradan!" Dedim sonlara doğru yüksek ve daha çok ağlamaklı çıkan sesimle

"Şimdi kapıyı açmıyor musun?" Dedi ve yanıtımı bekledi. Cevap vermeyince devam etti. "Bunu hayır olarak kabul ediyorum. Sen açmazsa  ben açacağım" dedi hala cevap vermedim. Kısa bir sessizlikten sonra sadece benim hıçkırıklarım duyuluyordu ve sonrada kapıya yüklenen ani baskı beni korkuttu. Kafamı daha çok bacaklarımın üstüne gömdüm. Kapıyı kıracağını biliyordum. Ağlamaktan yüzümün berbat bir hal aldığını da... Kapıya tekrar bir baskı yapıldığında bu sefer çok sert vurmuştu canının acıdığını kısık bir 'omzum çıktı' cümlesinden anlayabiliyordum. Bir daha baskı yapınca kafamı kaldırıp konuşmaya başladım.

"Jungkook boşuna uğraşma kapının arkasında eşya var" dedim Jungkook beni duymazdan gelip bir daha kapıya vurdu. Ben yine kafamı kollarıma gömdüm. Ve birdaha vurunca kapının kırılma sesi kulaklarımı doldurdu.

"Bu mu kapının açılmasını engelleyecek" dedi gülerek vazo gösterdiğine emindim. Biraz sessizlikten sonra Jungkook'un yanıma geldiğini hissedebiliyordum. Yanıma oturduğunu anlayınca daha çok bacaklarıma sindim.

"Niye yüzünü kapatıyorsun?" Cevap vermedim. "Kaldır yüzünü gözlerini özledim" diyince bana yürüdüğünden emin oldum. Uzun bir sessizliği bozan benim hıçkırığım oldu.

"Hadi neler hissettiğini anlat ta geçsin" dedi belki de haklıdır. Eğer böyle devam edersem belki de içime kapanık biri olmaya başlarım. Bunu istemiyorum. Yavaşça bacaklarımı çevreleyen kollarımı gevşettim sakin bir tavırla yüzümü de kaldırıp Jungkook'a baktım.

"Gülerken gözlerin daha güzel" demesiyle zordan bir tebessüm ettim. "İşte böyle" dedi o da gülümseyerek
"Hadi anlat" dedi tekrar gözlerime yoğunlaşarak bende gözlerimi kapıya dikip konuşmaya başladım.

Ağzına acı biber (Yukook) /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin