Yaklaştıklarında onlara seslendim. Hepsi aynı anda dönüp gülümsedi ve düzlemdeki hareketlerine iki saniye arayla devam ettiler. " Ormanın nerede olduğunu biliyor musunuz?" dedim. Bu kez gülümsemek için bana üç saniye zaman ayırdılar. Palto hala ağzımdaydı, Boğuk çıkan sesimi unutarak ağzımı açtım ve palto yere düştü. Yutkundum ve bu kez bağırdım. " Ormanın nerede olduğunu biliyor musunuz? " Aynı hızla döndüler fakat gülümsemeyi unuttular. İçlerinden biri öne adımını atarak aralarında ki görünmez bağı kopardı ve " Orman mı? " dedi. " Kimse bilmiyor. " Diğerleri onu onaylayan şekilde başını salladı ve yeniden gülümsemeye başladılar. Çocuğa baktım, heykele... Sonra ayağa kalktım K, sen ise göçüğün altında bir yerlerdesin. İnsanların ters yönüne doğru yürümeye başladım. Acıyor ama daha iyi hissediyordum. Bir kaç adımdan sonrası alışkanlık gibi, yürümeyi yeniden hatırladım. Artık şehir yoktu. Ölmüştü.
YOU ARE READING
K
SpiritualVar olan ve yok olan... İkisi de o anda gerçekleşiyor. Yolcu, kapılarını açıp bilincinde bir seyahate çıktığında düşüncelerinin gerçekliğini sorgulamaya başlıyor. Ben de oradaydım ve yalnızca izledim.