2.Bölüm

111 16 27
                                    

Burnuma içki kokusunun dolmasıyla gece lambasını yakmam bir oldu. Emir'le göz göze geldiğimde şok oldum.

"Emir senin burada ne işin var?"dedim.

Gözlerimin içine boş boş bakarken sorumu cevap vermedi. Sorumu ikinci kez tekrarladım.

Bu sefer o bana "Asıl senin benim odamda ne işin var?" demesiyle yatağımın üstüne sızması bir oldu.

Ne yapacağımı şaşırmış bir halde öylece kalakaldım. Uyandırmak için bir kaç kere Emir deyip onu dürttüm. Ama hiç bir tepki vermedi. Onu odasına götürmeliydim. Ama nasıl taşıyacağımı bilmiyordum.

Ayağa kalkıp dolabımdan battaniye aldıp üzerini örttüm. Sonra  bende onun odasına doğru yürümeye başladım. O benim odamda yatarken ben onla yatamazdım. O yüzden onun odasında yatmaya karar verdim. Kapının önüne geldiğimde kapının kolunu yavaşça indirdim. Fakat kapı açılmadı. 

"Siktir" diye mırıldandım. Kapıyı niye kilitlemişti ki? Aklıma yedek anahtarlar gelince anahtarların olduğu yere yani mutfağa gittim. Birkaç dolabı açtıktan sonra anahtarları buldum.

Emir'in odasının önüne gelince elimdeki anahtarla kapıyı açtım. İçeriye girdim. İğrenç bir koku burnuma çarptı. Perdeler kapalı olduğundan dolayı içerisi kapkaranlıktı.Karanlıkta ışığın yerini bulmaya çalışıyordum ki bir şey düştü ve tiz bir ses çıktı. "Bir bu eksikti anasını satayım bu ne ya aksiyon gecesi mübarek" diye sessizce mırıldandım. Bugün sanki bütün aksilikler beni bulmuştu. Söylenerek lambanın yerini en sonunda  buldum. Lambayı yakınca  düşen şeyin bir viski bardağı olduğunu gördüm. Bardağı alıp masanın üzerine koydum ve yatağa gittim. Yorgun bedenimi yatağın üzerine bıraktım. Yastığa sarılınca yastığın altında bir şey olduğunu  fark ettim. Merakla yastığı kaldırdım. Gördüğüm şey ile küçük bir şok yaşadım. Ama bu bir kız tişörtü idi. Telaşla tişörtü yerine koydum ve tekrar eski pozisyonumu aldım. Acaba bu kadar çok içmesinin sebebi bu tişörtün sahibi miydi? İç sesim "bundan sanane" deyince iç sesime hak verdim. O beni neden ilgilendiriyordu ki?

Telefonumu açıp saat 6'ya alarm kurdum.Kimseye yakalanmadan odama gitmem gerekiyordu. Neriman abla 7'de kalkıp kahvaltı hazırlıyordu. Annem ve babamda saat 8 gibi uyanırdı. Yastıktan gelen vanilya kokusu dahada mayışmamı sağlarken gözlerim yavaşça kapandı.

Sabah alarmın çalmasıyla uyandım. Gözlerim ne kadar kapanmak için dirense de  Emir'i uyandırmam gerekiyordu. Yataktan kalkıp odama gittim.

Odama geldiğimde Emir hala uyuyordu. Yanına gidip onu uyandırmak için "Emir kalk hadi" diye seslendim. Hiç bir tepki vermeyince yanına yaklaşıp kolunu dürttüm. Daha ne olduğunu anlamadan kendimi altında buldum. Şaşkın gözlerle benden farkı olmayan gözlerine baktım. Bal rengi gözleri o kadar güzeldi ki o an gözlerinde kaybolmak istedim. Yeni çıkmaya başlamış sakalları ve sert yüz hatları ile gözleri mükemmel bir uyum içerisindeydi. 

Bu kadar yakınımda olması ile yaşadığım heyecan bana çok yabancıydı.Yanaklarımın kızardığına emindim.Hayatımda hiç bir erkekle bu kadar yakınlaşmamıştım.

Nefesi yüzüme çarparken konuşmaya başladı. "Bu olanlardan kimseye bahsetme yoksa çok kötü olur."dedi.

Bulunduğumuz durumdan dolayı konuşamadım. Sanki dilim tutulmuş gibi öylece yüzüne bakmaya devam ettim.

O bal rengi gözleri öfke ile dolduğunda korkum daha da artarken "anladın mı?" diye bağırdı.

Bağırmasıyla titreyip olumlu anlamda kafamı salladım.

"Aferim" deyip üzerimden kalktı ve kapıyı açıp gitti.

Derin bir nefes alıp yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Aynadaki görüntümü görünce içimden kendime küfürler saydırdım. Yanaklarım tahmin ettiğim gibi kıpkırmızıydı. Saçlarım dağılmış berbat gözüküyordum.

KARANLIK HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin