Arabanın kapısı açıldığında erkek arkadaşın arabanın etrafından dolanarak yanına geldi. İki tane güvenlik görevlisi sizin için bekliyordu ve birisi açık kapıyı tutuyordu. Jackson görüş alanına girdiğinde elindeki küçük aynada makyajını kontrol ediyordun. Son kez baktıktan sonra aynayı çantana atıp uzattığı eli tuttun ve arabadan indin. Jackson bir kısmı hala arabanın içinde kalan elbisenin uzun kuyruğunu düzeltti. Böyle zamanlarda tam bir centilmen olması en sevdiğin şeylerden biriydi. Ona bakarak gülümsediğini gördüğünde o da gülümsedi.
"Ne oldu?"Hala gülümserken cevap verdin. "Ne kadar centilmen olduğunu düşünüyordum,"
"Ben her zaman centilmenim," Alınmış gibi elini göğsüne koydu. "Ne zaman centilmen gibi davranmadım?"
Tek kaşını kaldırdın. "Her zaman?"
Küçük bir kahkaha attı. "Yalancı."
Küçük sohbetiniz güvenlik görevlilerinden birinin size içeriye geçmenizi, kameraların sizi çektiğini söylediğinde sona erdi. Kafanızı kaldırdığınızda yolu çevreleyen duvarın arkasındaki kalabalığı gördünüz. Uzakta olmalarına rağmen patlayan onlarca flaş gözlerinizi aldı ve bakmayı kestiniz. Kollarınızı birbirine dolayıp ele ele tutuştuktan sonra içeriye doğru yürümeye başladınız.
Jackson'ın da davet edildiği bir ödül törenine katılmak için Çin'e gelmiştiniz. Diğer davetliler sırayla kırmızı halıya çıkarken makyöz yanınıza gelip önce senin sonra da Jackson'ın makyajını kontrol etti. Jackson ile o gece sahne alacak sanatçılar hakkında konuşurken menajeri gelip kulağına bir şeyler söyledi, Jackson da başıyla onayladı.
Menajer gittiğinde iyice ona yaklaştın ve ellerini göğsüne koydun. "Bir sorun mu var?"
Başını olumsuz anlamda salladı. "Röportaj sırasında hangi sorulara cevap verip vermemem gerektiğini söyledi," Normalde gözlerine bakabilmek için biraz aşağı bakması gerekiyordu ama şimdi giydiğin topuklular yüzünden ondan birkaç santim daha uzundun ve gözlerine bakmak için başını biraz yukarı kaldırması gerekmişti. Bu onun da dikkatini çektiğinde alayla güldü. "Ayakkabıları değiştirmek ister misin?"
Hala göğsünde duran elinle hafifçe ona vurdun. Bu onun kıkırdamasına neden oldu. Ondan uzun olup olmaman umurunda değildi hatta bazen hoşuna bile gidiyordu. Sıranın size geldiğini söylediklerinde dışarı doğru yürümeye başladınız. Jackson dışarı çıktığında hala yanınızda olan makyöz eteğinin dolandığını fark etti ve seni kolundan tutup durdurdu. İkiniz eteği düzeltmeye uğraşırken Jackson çoktan kırmızı halıya çıkmıştı. Senin gelmediğini fark ettiğinde panikle geri içeri girdi. "Ne oldu?"
"Eteğim dolandı," Bir elinle elbisenin göğüs kısmını tutarken diğeriyle de eteği açmaya çalışıyordun. Jackson seni belinden tuttu ve havaya kaldırdı, etek açılınca makyöz eteği tuttu ve Jackson seni yere indirdiğinde eteği düzgünce yere bıraktı.
Sorun çözüldükten hemen sonra dışarı çıktınız, Jackson bu sefer seni arkada bırakmadığından emin olmak için önce senin çıkmanı bekledi. Kırmızı halıya çıkar çıkmaz flaşlar patladı ve kalabalıktan gelen sesler birden çoğaldı. Jackson belini tuttu ve seni durmanız gereken yere yönlendirdi. Poz verirken elinin biraz daha aşağı kaydığını hissettin.
Duyabilmesi için neredeyse kulağına yapıştın. "Menajerin böyle şeylere kızabilir,"
Bir yandan poz verirken güldü ve kulağına yaklaşma gereği duymadan direk kameralara bakarak cevap verdi. "Sen benim kız arkadaşımsın, sana nasıl dokunmam gerektiğini menajerime soracak değilim."
Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdın. Menajeri ilişkinizi her ne kadar gizli ve basit tutmak istese de Jackson tam tersini yapıyordu. O beraber olduğunuz bazı resimlerin yayınlanmasını engellerken Jackson seninle beraber Vlive da canlı yayın açıyordu. Menajerini seviyordu ve onu kovmak istemiyordu ama o da onu ilgilendirmeyen şeylere karışmayı kesmeliydi.
Birkaç dakika daha poz verdikten sonra ödül töreninin yapılacağı yere girdiniz ve görevlilerin yönlendirmesiyle masanızdaki yerlere geçtiniz. Jackson birazdan onu röportaj için çağıracaklarını biliyordu, bu yüzden sandalyesine tam oturmadı. Seni yabancı insanların arasında yalnız bırakmamak için gelmişti. Normalde de seni düşünür ve ona göre hareket ederdi ama bugün normalden daha fazla centilmen davranıyordu.
Kendini tuhaf hissetmemen için evdeki gibi sürekli şakalar yapıp duruyordu. Menajeri röportaj için gitmesi gerektiğini söylediğinde alnından ve burnundan öpüp yanından ayrıldı.
Gecenin geri kalanında çoğunlukla Jackson sana neler söylendiğini, ödülü alanların teşekkür konuşmalarını çevirdi. Sahne alan sanatçıların bazı şarkılarına eşlik ederken seni güldürmek için etrafında dans edip durdu. Saat ilerledikçe hava daha da soğudu ve sürekli değişen, yanıp sönen ışıklar yüzünden gözlerin acımıştı. Başın Jackson'ın omzuna düştüğünde ani bir panikle doğruldun. Jackson senin bu haline gülümsedi ve ceketiyle üzerini örtüp eliyle yüzünü omzuna yaklaştırdı. Kollarını sol kolunun etrafına dolayıp bir elinle elini tuttun ve başını omzuna yerleştirip onca gürültünün arasında Jackson'ın nefeslerini sayarak uyuyakaldın.
