"(Adın), hadi başlatıyorum. Acele et."
Banyoda saçını örmek için cebelleşirken erkek arkadaşının sesini duydun. Ellerin hızlıca örgünün son kısmını da ördükten sonra bileğindeki tokayla bağlayıp son kez aynada kendine baktın.
Uzun koridor boyunca koşmaya başladın. Koltuklara yaklaştığında kaygan yer yüzünden ayağın kaydı ve düştün. Poponun üzerinde de birkaç santim kaydıktan sonra tam Jooheon'la aynı hizada durdun.
Jooheon birden çok yüksek sesli bir kahkaha attı. Sen de ona katıldın ve gülerken ellerini yüzüne kapattın. Jooheon elindeki telefonuyla kalkıp yanına geldi. Arkana geçip seni belinden tutarak ayağa kaldırdı. O zaman telefondaki tanıdık görüntü seni dehşete düşürdü. Çoktan Vlive'ı başlatmıştı, bu da demek oluyordu ki yüzbinlerce insan düşmeni görmüştü.
"Jooheon! Başlattın mı?" Ona döndün. "Düştüğümü de çektin, değil mi?" Yumruğunu koluna geçirdin.
Gülerken yediği darbeyle inledi ve kolunu ovaladı. "Düşeceğini nasıl önceden bilip seni çekebilirim?"
Acıyan poponu tutarak koltuğa oturdun ve bacaklarını kendine çektin. Erkek arkadaşın yanına oturdu ve yüzünü görebilmek için başını bacaklarınla yüzün arasında boşluğa soktu. Kafasını hafifçe çevirerek bacağına bir öpücük kondurdu.
"Vlive açık," dedin ve Jooheon hemen telefonunu kaldırıp sizi çekmeye başladı. Hızlıca yorumlara göz attın. Bir kısmı Jooheon'a adını veya başka bir şeyi söyletmeye çalışıyordu, bir kısmı da sizinle ilgili şeyler yazıyordu. Gözün senin çok tatlı olduğunu söyleyen birkaç tane yoruma takıldı. Elinde olmadan gülümsedin.
İlişkinizi duyurduğunuzdan beri fazlasıyla nefret mesajları, hatta ölüm tehditleri bile almıştın. Şimdi hayranlarının sana alıştığını hatta
bazılarının seni sevdiğini görmek seni mutlu ediyordu.Jooheon izleyenlerden soru sormalarını istedi ve soruları cevaplamaya başladı. Hala aynı pozisyonda yatıyordu. Rahat etmesi için bağdaş kurdun ve başını bacağının üzerine yerleştirdin. Sana gülümsedi ve kamerayı bir saniyeliğine ters çevirdi. O kısa sürede doğrulup dudaklarına bir öpücük kondurdu. Kamerayı tekrar düzelttiğinde kulakların kızarmıştı.
"Kız arkadaşınla yapmayı en çok sevdiğin şey ne?" Soruyu yüksek sesle okuduğunda ikiniz de güldünüz. Bunu canlı yayında söyleyemezdi.
"Sanırım birlikte yemek yapmak," Soruya cevabını duyduğunda araya girdin.
"Birlikte mi?"
Kıkırdadı. "Tamam tamam, yemeği (Adın) yapıyor ben sadece izliyorum veya bir iki şeye yardım ediyorum ama onu izlemek hoşuma gidiyor."Dediği şeyle güldün. Çünkü ikiniz de sadece izlemekle yetinmediğini biliyordunuz.
Yüzündeki sırıtışı gizleme gereği duymadan konuştun. "Eğer açsan senin için bir şeyler yapabileceğime eminim."
İma ettiğin şeyi anlaması biraz zaman almıştı ama anladığında yutkundu ve dudaklarını yaladı.
"Yayını 5 dakika sonra kapatacağım. Son sorularınızı sorun, Monbebe."
Birkaç soru ardından 5 dakika geçti ve Jooheon yayını kapattı. Doğrulup yüzüne baktı.
"Bu yayının ikimizin ortak yayını olması gerekiyordu, seni yaramaz kız."
Sırıttığında ayağa kalktı ve seni bacaklarından çekerek koltuğa yatmanı sağladı. Üzerine çıkmadan hemen önce bileğine bağlı bandanayı çözüp ellerini bağladı.
Bacaklarını ayırdı. "Ne kadar aç olduğumu tahmin bile edemezsin, (Adın)."
![](https://img.wattpad.com/cover/112048604-288-k67511.jpg)