arkadaşlar okuduktan sonra bi yorum ve votelersek çok mutlu olacam ve daha kısa sürede yazmayı deniycem
İSTANBUL
-Baba, ben çıkıyorum! dedim ve kahvaltı masasından ağzıma bir şeyler tıkıştırıp çantamı sırtıma attım.
-Ee daha kahvaltı etmedin. Nereye?
-Ettim, ettim.
-Ee ben bıraksaydım bari....Zaten...araba sürmemekte ısrarcısın...
-Baba zaten yaşım tutmuyor ve olanlardan sonra araba kullanamayacağımı da çok iyi biliyorsun.... dedim yanağına hızlıca bir öpücük kondurarak.
-Tamam, tamam...dedi ve beni şöyle bir süzdü.
-Ee bu yaştan sonra da eteğimin boyuna karışmıyacaksın umarım, dedim gözlerimi devirerek.
-Ne zaman karıştım İstanbul! Sadece blazerı iyi ki almışım çok yakışmış kızıma..
Üstümdeki üniformaya baktım. Şu aptal blazer cekette cabasıydı. Kapıyı açıp bahçeye çıktım. Evin garajının şifresini girip bisikletimi aldım. Evet...annem bir araba kazasında hayatını kaybettiğinden beri arabanın şoför koltuğuna oturamamıştım. Bisiklete binip şu yeni lanet okuluma doğru sürmeye başladım.
......
İşte başlıyorduk...
Derin bir nefes aldım. Bisikleti okulun hemen girişindeki bir direğe kilitledim ve binaya girmek için yürümeye başladım. Bu okul gerçektende "Özel" lakabını hak ediyordu. Bahçenin ortasında da kocaman bir süs havuzu vardı...Lanet olsun! Bu okulun kolej ceketide varmış. ama benim zeki babam bana gidip blazer mı almıştı? Ben bu düşünceler içindeyken yanımdan hızlıca bir çocuk geçti. Anaa bu bizim uçaktaki kerata değilmiydi yaa? Piçoskiye bak sen, hiç selam da vermiyor. Hızlı adımlarla yürüyüp ona yetiştim.
-Naber, uçaktaki? dedim sırıtarak.
Duraksadı ve dönüp bana baktı. Benim bu okulda olduğumu fark edincede sanki dünyadak en kötü şey başına gelmiş gibi bir ifadeye büründü suratı.
-Lütfen, beni tanımıyormuş gibi davran.Hiç değilse bunu yap.. diyip hızlı adımlarla yürümeye başladıve süs havuzunu geçip okulun binasının merdivenlerini ikişer ikişer çıktı.
-Bekleee, diye bağırdım ve peşinden koşmaya başladım. Ne diyebilirim ki okulda tek tanıdığım kişi oydu. Belki bana nereye gitmem gerektiğini söyleyebilirdi. Hiç değilse bunu yapardı değil mi?
Tam havuzun yanından geçerken ayağım yerdeki çıkıntılı karo döşemeye takıldı ve... gerisini söylemeye gerek bile yok diye düşünüyorum...
Kendimi o çok beğendiğim süs havuzunun içinde bulmuştum. Doğrulmaya çalıştım. Herkes susmuş bana bakarken önümdeki bi grup kahkahalarla gülüyorlardı. Peşinden koşarken kendimi havuzda bulmama sebep olan amele insan ise sinirle okulun binasına girdi. Kim sinirliydi bu olayda? Daha doğrusu kimin sinirlenmesi gerekir? diye sormam lazımdı çünkü şu an o kızgın hissediyordu ben ise rezil ...
Olduğum yere pes etmişçesine çötüm. Zaten ıslanmış ve rezil olmuştum daha fenası olamazdı ya. O sırada suda bi gölge belirdi.
-Dalga geçiceksen....Uza şimdiden.. dedim yüzüne bakmadan.
-Daha fazla rezil olmanı önlemeye gelmiştim ama tabii sen bilirsin...
Ayağa kalktım. Hayatımda ilk defa gördüğüm bu kız ıslak çantamı aldı ve yürümeye başladı.Bende peşinden gidiyor arada bir de eteğimi, blazerımı ve saçlarımı sıkıyor, yerlere su damlatıyordum. Biz koridorda yürüyüp merdivenlerden inerken kevaşe kızlar ve tatlı bebelaclar da bize bakıyordu. Bodrum kadar karanlık bir yere indik merdivenlerden. Kız ıslak çantamı merdivenlerin hemen karşısındaki oturaklara fırlattı. Etrafıma bakındım, burası soyunma kabinlerinin olduğu koridordu. Kız, merdivenin hemen yanındaki dolaba yaslandı ve az önce çantasından çıkarttığı sigarayı içmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
Подростковая литератураKarma'ya inan üç kız başlarından geçen her şeyi karmanın gücünden sorumlu tutar ve başlarına gelenlerin daha önce yaptıkları günahların bir bedeli olarak görürler ama üçü de başlarına gelenlerin kendilerinin kaderi olabileceği ihtimalini hiç düşünme...