'Of seninle mi uğraşıcam ben be' diye sertçe çıkışıp telefonunu eline tutuşturdum.
'Benim tek isteğim şu küçücük çocuğa sırf telefonuna biraz daha bakabilmek için zarar verme! Madem sana emanet edilen bir şey var onu koru.'dedim ve yanlarından uzaklaştım.
Gidip gömleğimi çıkarttım ceketimi giydim çantamı aldım ve çıktım. Beyza'nın işi erken bitmiş ve o gitmişti.
Dışarda çok yağmur yağıyordu. Çantamı başımın üstünde tutarak otobüs durağına doğru koşmaya başladım.
10 dakika boyunca bekledim ama otobüs gelmedi . Benimle beraber durakta bekleyen birkaç kişiyle birlikte beklemeye devam ettim.Sonra durağın önünde bir araba durdu. Arka cama baktığımda Burak'ın camdan kafasını çıkarmış ve 'Hemşiye abaaaaa bizim ayabamiza gelseneeee' diye bağırdığını gördüm.
Kafamı çevirip şoför koltuğuna baktığımda , telefoncu çocuğu gördüm. (Telefon bağımlısını). Bana bakıp eliyle -gel- işareti yaptı. Kafamı Burak'a çevirmeden 'Yok canım ben almıyim saol' dedim.
Tam o sırada durakta durduğum yer ve Burakların arabayla beklediği yerin arasından bir motor geçti ve yerdeki çamurlu suyu üstüme fışkırttı.
Birden telefoncu kahkaha atmaya başladı. Sinirle -ve ıslak bir sekilde- ona baktım.
'Hâlâ gelmek istemiyor musunuz küçük hanım? ' dedi ûkalaca.
'Uff yaa' diyerek arabaya bindim. Telefoncu hâlâ kahkaha atıyordu.
'Sus be telefoncu' dedim sinirle.
Gülmesini tam olarak durdurmadan 'T-t-telefoncu mu?' Dedi ve yine kahkaha atmaya başladı .
'Evet telefoncu. Ne oldu zoruna mı gitti?'
'Tamam yetey ya kavga edip duymayın'
'Onu telefoncuya söyle Burak'
'1.si küçük hanım, benim adım 'Telefoncu değil , Mert. 2.si ise sen bayağı ıslanmışşın yaa' dedi ve tekrar gülmeye başladı.
'1.si telefoncu , benim adım küçük hanım değil , Deniz. 2.si ise sen tam bir gerizekâlısın. '
'Yetey aytık devam edin şu yola' diye bağırdı Burak .Birbirimize tip tip baktıktan sonra yola çıktık.
'Nerde senin evin?'
'Aslında buraya uzak . Ben iniyim size zahmet vermiyim'
10 dakika sonra bir yerde durduk.
'Aaa gerçekten indiriyor bu beni. Neyse' diye geçirdim içimden.
Kapıyı açacaktım ki Mert elimden tuttu.'Ne oluyor? 'dedim. Gülümsedi.
'Inme sen , Burakların evinin önüne geldik .'
Burak arabadan indi ve bize el salladı.
'Söyle şimdi nerden gidiyoruz?'
'Düz git ben sana yolu tarif ederim'
'Sen hangi mahallede oturuyorsun?'
'Baydere mahallesinde' dedim , güldü.
'Neden güldün?'
'Boşver'
Yağmur o kadar hızlı yağıyordu ki silecekler yetişemiyordu. Nerdeyse önümüzü göremiyorduk. Zar zor ilerliyorduk.
Sileceklerin silidigi kadariyla camdan yola bakmaya çalışıyorduk. Mert birden bağırdı.
'Diğer otoyolda kaza oldu kamyonun çarptığı araba bize doğru geliyor EĞİLLLLLL'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Prensesi
Teen FictionÇimlerde Uzanmış , yıldızları izliyorduk . Etrafta kimse yoktu .Uzun süren sessizliğimiz " Seni anlamıyorum" demesiyle bozuldu . Ben de doğrulup -ne demek istiyorsun- der gibi baktım . Eliyle gökyüzünü işaret etti . "Bütün bu yıldızları toplayıp yan...