Adım sesleri bana yaklaşıyordu. Derince bir nefes aldım ve ilk hamlenin sahibi olmak için oturduğum yerden yavaşça doğrulmaya başladım. Bu hareketimi tamamlayamadan gölgenin sahibi ortaya çıktı. Onu görmemle korkudan yere yapışmam bir oldu.
Gördüğüm şey nefes nefese kalmış bir adamdı. Yaklaşık 30 yaşlarında görünen bu adamın beyaz saçları yüzüyle tamamen uyumsuzdu. Adam hızlıca market arabasını doldurmaya başladı. Değişmiş olmadığı her halinden belliydi. Ama zararsız olup olmadığını bilemezdim...
Adamın yüz ifadesi bir anda değişti. Endişeyle bakan gözleri bir anda yerini hissizliğe bıraktı. Bu yüz ifadesi eskisinden çok daha kötüydü. Daha sonra boynunda bir kadın eli belirdi. Adamın yüzü çürümeye başladı. O anda ruhumun bacaklarımdan çıkışını hissettim. Adamın kasları boynundan yırtılmaya başlayarak ayak ucuna kadar ilerledi. Daha sonra adamın vücudu bir lastik gibi yere yığıldı. Adamın bedeni tam yanıma düştü. Bir saniyeliğine göz göze geldik. Kafamı değişmişe çevirdim. Midem bulanmaya başlamıştı. Kız bizim kasabadandı. Eskiden yüzünden gülücük düşmeyen bu kıza şimdi bakmak bir ölünün soğuk bedenine bakmaktan farksızdı. Reyonların arasından soğukça gidişini izledim onun gitmesiyle birlikte cebimdeki bıçağı çıkardım. Saatime baktım. Zaman değişmeye başlamak üzereydi. Adam değişmeden onu engellemeliydim. Elimdeki bıçağı adamın kafasında sakladım. Şimdi bacaklarımın kontrolü tamamen gitmişti. Reyona yaslandım. "Üzgünüm." Dedim. "Gerçekten çok üzgünüm"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞMİŞ
Science Fiction...Aldığım her nefes boğazımda bir yerlerde kalıyor gitmesi gereken yere ulaşmıyor gibiydi. O an kendi nefesimde boğulduğumu hayal ettim. Ama bu o şeylerin beni öldürmesinden olabildiğince iyi duruyordu. Adım seslerinin bana yaklaştığını hissedince...