... yanına gittim , bana bakıp aptal aptal gülüyordu ahh ne güzel gülüyordu o öyle, ona bakarak dalmışken bir ses duydum "bana ne söyliyeceksin?" hemen kendimi toparlayıp "ahh... şey... aslında" elimi saclarımı getirerek kaşıdım yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum (ah.bu ben :')) ...başımı kaldırdım, bana gülüyordu ve ben daha çok kızarıyordum, anlamış olacak ki yanımdan ayrılıp müdür yardımcısının odasına girdi bende arkasından bakıyordum... 5 dk sonra yanıma gelip bana benim adıma yapılmış izin kağıdını *okuldan cıkmak için* bana uzattı iki elimi uzattım ve başımı eğerek kağıdı elime koymasını bekledim, koyduğumda gine eski halime geldim ve "çok teşekkür ederim,cidden.." "ahh, benim sınıfa cıkmam lazım arkadaşım beni bekliyor" "ahh peki gercekten teşekkürler" diyerek arkamı dönüp yüzürümeye başladım...
rowoon'un ağızından;
izin kağıdını verdikden sonra teşekkür etmeye başladı. nasıl bu hardeyken muhteşem gözükebilir ki? aptal aptal gülmeyi bırakıp zuho nun yanına gitmem gerektiği aklıma geldi "ahh, benim sınıfa cıkmam lazım arkadaşım beni bekliyor" diyip gidişini izledim. hemen sınıfa cıkıp zuho nun yanına oturdum, bana bakmamıştı galiba kırılmıştı
"zuho"
"hı" dedi bana bakmadan, trip atmaya başlamıştı bile, 5-10 dk sonra tekrar konuşur , yani genelde öyle olur. etrafıma bakınırken yuna nın önündeki mavi şemsiye takıldı gözüme iyice baktıktan sonra benim şemsiyem olduğunu anladım, ahh cidden şemsiyemin onda ne işi var. zuho ya döndüğümde benim baktığım yere baktığını gördüm, yani o şimdi şemsiyeyi görmüştü. ahh cidden bu çocuk şimdi benle dalga geçicekti.
"rowoon?" diye seslenmesi ile başımı ona doğru çevirdim
"e-efendim?"
"yuna nın önündeki *parmağıyla işater eder* senin 'bana bile vermediğin' o en sevdiğin mavi şemsiyemi?"
elim ister istemez ensemdeki saclara gitti, gözlerimi tavanla birleştirip bir şeyler uydurmaya çalıştım ama sadece çalıştım
"şey.. zuho yaa hani şey olunca şey"
"eee"
evet şu anda resmen benle dalga geçiyordu, birden çiddileşti ve
"yoksa yunadan hoşlanıyormusun?"
"hayır"
"bugün yağmur yağdı *sırıtarak* sende yuna ıslanmasın diye şemsiyeni verdin işte"
"yah zuho bak gercekten böyle değil"
kollarını birbirine bağladı, tek kaşını kaldırdı ve "ya nasıl" dedi heeh çok iyi oldu şimdi ne diyeceğim ben. 'başından aşşağa kahve döktüğün kıza aşık olduğum için o na vermiştim' diyemem ya, bir şey ler uydurmaya çalışıyordum ki hoca sinifa girdi 'ahh, galiba ilk defa hoca geldiği için mutluyum kkkk'...
seviliyorsunuz<3-mrs.şuşu
İG/_korea_turkey