İçimi yoklayan o tatlı heyecan ile uyandım. Belki de hayatımın en heyecanlı günüydü. On dokuz yaşında bir şarkıcı iki tane şarkı çıkarıp listeleri alt üst etmiş izlenme rekorları kırmıştı. Şimdi ise çok ünlü sanatçıların bile elde edemediği bir başarıya ulaşıp American Music Awards ta iki farklı dalda adaylık almıştı. Şu an kendimi heyecandan ölmek üzere gibi hissediyordum.
Yatağımdan kalktım ve telefonuma doğru uzandım. Şu an ki heyecanımı dışarı vurmam gerekiyordu. En son aramalardan Andre'yi buldum ve aradım. Telefon ikinci çalışta açıldı ve çok uykulu bir ses bana "Efendim" dedi. Ah evet, Andre Fransa da yaşıyordu ve ben asla bunu düşünemiyordum. Bir dakika saat orada beşti! "Uyuyor muydun?" dedim. Aynı uykulu sesten cevap geldi "evet". Şaşkınlıkla cevap verdim. "Saat beş değil mi, neden?" o da sanki dünyanın en normal şeyiymiş gibi beni cevapladı. "Yetiştirmem gereken bir yazı vardı onu yazdım ve iki saat önce falan önce yattım" bu cümleyi duyduktan sonra telefonu kapatma ihtiyacı hissettim. "Tamam, o zaman sonra konuşalım öptüm" dedim ve karşı taraftan cevap gelmesini beklemeden telefonu kapattım.
Odamdan banyoya doğru hızlıca ilerledim, aynadaki görüntüm kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı. Aynadaki görüntüme kocaman bir gülümseme attım ve sekerek odama gittim. Camila'yı arayacaktım. Bu gün gereksiz enerjiktim. Telefon neredeyse çalmadan açıldı. Tüm neşemle "Nasılsın" dedim. Aynı sıcaklıkla cevap aldım. "İyi seni sormalı." Galiba fazla iyiydim. Sorusuna cevap vermeden ben ona bir soru yönelttim. "Birlikte hazırlanalım mı?" Telefondaki üç saniyelik duraklamadan sonra "Harika fikir! Hazırlan ve buraya gel." Sesinden gerçekten gelmemi istediği belliydi. "Tamam, o zaman bir saate oradayım." Yüzümde aptal bir gülümseme oluşmuştu.
Camila ile evlerimiz yaklaşık 30 dakika mesafedeydi. Yani yarım saat içinde evden çıkmam gerekirdi. Hızlıca duşa koştum. Banyoya girmeden önce şoförümü arayıp yarım saat sonra evden çıkmam gerektiğini söyledim. Kendimi aşırı mutlu hissediyorum. Gerçekten çok ünlü insanların da olduğu bir yer... Belki kariyerim için yeni bir adım. After party gerçekten kulağa büyüleyici geliyordu. Duşumu alıp banyodan çıktım ve üzerime en alakasız iki parçayı geçirip spor ayakkabılarımı giydim. Makyaj yapmayacaktım. Sonuçta iki saat sonra makyöz gelecek ve bizi ödül törenine hazırlayacaktı. Makyöze buraya gelmesini söylemiştim. Plan değişikliğinden onu da haberdar etmeliydim, aynı şekilde elbise firmasını da. Evet, her şeyi değiştirmiştim.
Şimdi aşağıya inip gitme vaktiydi. Merdivenlerden on yaşında yılbaşı hediyesini almak için aşağı inen çocuk gibi hissediyordum. Umrumda değildi. Kapıyı hızlıca açtım ve şoförün kapıyı açmasını beklemeden arka koltuğa oturdum. "Camila'ya gidiyorum." dedim ve kulaklığımı taktım. Yol boyunca şarkıyı dinlemek yerinde bir sürü şey düşündüm. Şöyle bir sıkıntı vardı ki arabadan indiğimde ne dinlediğim şarkıları hatırlayabildim ne de ne düşündüğümü.
Aklımda hiçbir şey kalmamasını umursamayarak içeri girdim ve Camila'nın ilk sözü
"Konuşmanı hazırladın mı?" oldu. Konuşma mı? Ah o kadar insan varken gerçekten kazanacağımı düşünmek aptallık olurdu.
"Konuşma hazırlamadım ama iltifatın için teşekkürler." Gülümsedim. Camila ise kaşlarını çatarak:
"İltifat değildi, hızlıca bir konuşma hazırlamalısın." Kahkaha atarak ona baktım.
"Aday olduğum kategorilerde kimler var görmedin mi?" Camila gözlerini devirdi.
"Ödül törenleri öyle şeylere hiç bakmıyor." dedi. Bilmediğimi belli edercesine bir mimik yaptım. Camila gülümsedi ve odasına doğru yürümeye başladı. Onu takip ederek ben de odaya girdim. Odaya girer girmez karşımda Camila'nın mükemmel ötesi elbisesi ile karşılaştım. Olduğum yerde duraklayarak hayran hayran bakan gözlerle:
"Wow, harika görünüyor." dedim. Camila ise üzerinde elbisesi olan bir prensesmiş gibi etek uçlarını tutup yukarı kaldırdı. Sonrasında ise kafasını hafifçe aşağıya eğerek:
"Teveccühünüz" dedi. Tuvalet masasının üzerine doğru yaslanıp:
"Eee heyecan var mı?" dedi yüzünde muzipçe bir ifade vardı. Gözlerimi hafifçe devirip derin bir nefes aldım.
"Açıkça söylemek gerekirse ölmek üzereyim" Camila ise kahkaha atarak bana baktı.
"Ne hissettiğini o kadar iyi anlıyorum ki. Gruptan ayrıldıktan sonra ki ilk performansımda gerçekten ölmek üzere gibi hissediyordum. Tek başıma o sahnede olmak, bayağı zordu." Şimdi kendimi daha rahat hissediyordum. Demek ki herkes ilk zamanlarında böyle şeyler hissediyordu. Kendimi biraz daha sakinleştirmek için gözlerimi kapattım ve derin derin nefes aldım.
Camila'nın yatağının üzerine kendimi bıraktım. Bu heyecan olayı biraz fazla olmuştu sanki. Bu kadar abartılacak bir şey yoktu. Tam bu kelimeler zihnimde dolanırken odanın kapısı çaldı ve içeri elbisem ve makyözüm geldi. Bence hiç de abartmıyordum. Yataktan bir yastık alıp içine doğru bağırdım. Sonra yüzümde salak bir ifadeyle:
"Katılmasam mı ben bu ödül törenine ya?" dedim. Camila ise beni yataktan kaldırıp tuvalet masasının önüne oturttu.
"Hadi bakalım yılın en iyi çıkış yapan şarkıcısı" dedi ve hazırlanmak için odadan çıktı. Adaylıklarımdan biri de buydu. Olduğum kategoride Shawn Mendes ve Drake de vardı. Bu sebeple ödül almamı muhtemel olarak görmüyordum. Saçlarımı tepeden toplamak için ellerimi saçlarıma götürürken gün sonunda nasıl görüneceğimi merak ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜN DAHA YAKINIZ
Teen FictionYeni ünlü olmaya başlayan 19 yaşındaki Stella Miller hayatında ilk defa katıldığı bir ödül töreninde hayatını tamamen değiştirecek olan harry styles ile tanışır...