Ellerimi beyaz elbisenin üzerinde gezdirdim. Küçük taşlarıyla oynamaya başladım.
"Yine mi onu düşünüyorsun?" Erkek arkadaşımın beni eski sevgilimin hediyesiyle yatağımızda görmesi kesinlikle utanç verici bir durumdu.
"Çöpe atacağım. Onu düşündüğüm yok, Zayn."
Seslice iç çektikten sonra kapı pervazına daha da yaslandı. Onu böyle görmek istemiyordum. Ona daha önce kimseye değer vermediğim kadar değer veriyordum.
Gözlerini ayak uçlarına sabitlemiş ayakta durmasını sağlayan tek şey kapının pervazıymış gibi duruyordu. Böyle olmasını istemiyordum. Beni ne kadar sevdiğini görebiliyordum. Sırf benim mutluluğum için kendisinden ödün verdiğinin de farkındaydım.
Ayağa kalkıp küçük adımlarla sevgilimin yanına gittim. Küçük bedenimi sarmasını istedim. Kırgındı, kırgın olduğu kadar da sinirliydi. Onu tanıyordum. O bana yönelmeyince kafamı omzuna yasladım ve kollarımı boynuna doladım. Beni sarmasını bekliyordum hala. Hayal kırıklığıyla ondan ayrılacağım sırada hızlıca kollarını belime doladı.
"İlk beni fark etmeni dilerdim." Titrek sesiyle saçlarımın arasına doğru fısıldadı. Onu bu hale getirmekten nefret ediyordum. Bazen ne yaptığımın farkında olmuyordum. İstemeden de olsa dengesiz hareket ediyordum. 24 yaşındaki bir kadın için kendini kontrol edebilmek bu kadar zor olmamalıydı.
Zayn'in telefonunun zil sesi kulağıma dolduğunda Zayn'in anı bozmayacağını bildiğimden kıçından telefonunu ben aldım. Bir şaplak atmayı da ihmal etmedim. Kıkırtısı kulağıma dolarken ben de gülümsememi eksik edemedim.
Arayan Ashley'di. Telefonumu kapattığım için bana ulaşamayıp Zayn'i aradığını düşündüm. Zayn'den uzaklaşıp aramayı yanıtladım.
"Zayn, yandan yemiş Drew geri döndü."
İsmini duymamla beraber bedenimi saran titremeyi Zayn'e belli etmemeye çalışarak aramayı sonlandırdım.
"Güzelim, iyi misin?"
Gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum.
"İşemem ve Ashley'nin yanına gitmem gerekiyor."
Kafasını salladıktan sonra telefonunu ona geri vermeden tuvalete girdim. Kapıyı arkamdan kilitleyip Ashley'e mesaj attım.
Gönderilen: Ashley Cook
O nerede?
Gönderen: Ashley Cook
Selena'nın eski evinin önünde öylece oturuyormuş.
Mesajları silip Ashley'i engelledikten sonra telefonu içinde havluların olduğu dolabın üzerine koydum. Derin bir nefes alıp yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra makyaj çantamı aldım ve yatak odasına girdim. Zayn yatakta uzanmış bilgisayarla uğraşıyordu. Büyük ve oldukça geniş olan çantamı dolaptan çıkardım ve beyaz bir atletle yüksek bel bir kotu içine tıktıktan sonra altta duran sivri uçlu deri botlarımı da koydum içine.
"Selena ne işler çeviriyorsun?"
Hafif çatallı çıkan sesine kıkırdadıktan sonra onu yanıtlamayı akıl edebildim.
"Ashley ve boktan krizler." Anlamamıştı ve anlamak için de çabalamıyordu. İşime geliyordu sonuçta bu.
"Zaynie arabanın anahtarını verebilir misin? Benzin almak için vaktim yok."
"Bebeğim o şuan kıçımda ve bu beni rahatsız ediyor." Aptal gülümsemesini alıp götüne sokmak için her şeyimi verebilirdim o an. Drew geri dönmüştü!
Yatakta üzerine çıkmadan önce bilgisayar ekranını kapattım ve resmen onu fırlattım. Yüzüne eğilerek nefesimi dudaklarına verdim. Yüzüne düşen saçlarımı arkada tek eliyle topladı ve dudaklarıma yapıştı. Kıçını kaldırmama yeterli değildi bu bacaklarımı üzerinde yana ayırarak elbisemin yukarı çıkmasını sağladım. Belinde duran kalçalarımı daha da aşağılara getirerek penisinin üstüne oturdum hızla. İnledikten sonra dudaklarımı ondan ayırarak hafifçe kalçalarımı penisinin üzerinden kaldırdım. Penisinin bana değmesi için kıçını havaya kaldırdı. O sırada hızla elimi kıçının altına koydum fakat kıçını yatağa tekrar sabitlemesiyle anahtarı alamadım. Kafasını geriye yatırarak büyük bir kahkaha attı.
"Çabuk gelmelisin, harika olacak." Deyip göz kırptıktan sonra kıçını kaldırıp elimi oradan çekti ve anahtarı elimin içine koydu.Arabada yapılabilecek en iyi makyajı yapmıştım. Sütyenimi çıkardıktan sonra beyaz ince askılı atleti üzerime geçirdim. Arabanın dışından içerinin görülmemesi iyiydi çünkü ben trafikte kırmızı ışıkta soyunuyordum. Arabaların kornalarının sesleri katlanılmaz bir hal aldığında saçlarımı halletmeyi bir sonraki kırmızı ışığa bıraktım.
Zayn eski evimin anahtarını evde bulabilme ihtimalime karşın arabada saklıyordu. Sürücü koltuğunun yanındaki cebe elimi attığımda d harfi kazılı maskotumu ve anahtarımı buldum. Büyük bir gülümsemeyle tam karşımda duran Drew'e yönelttim bakışlarımı. İnanılmaz derecede zayıflamıştı ve çökmüştü göz altlarının morluğu buradan belli oluyordu. Onu böyle görmekten nefret ettim. O boktan dolayı bu haldeydi ama ben onu iyileştirecektim.
Arabadan ürkek adımlarla indiğim sırada Drew'in beni fark etmesini ummuştum fakat o hala gözlerini diktiği noktadan dikkatini ayırmıyordu.Karşısına geçtiğimde ilk başta şaşırsa da ardından gülümsedi ve gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. Kollarını açtı ve gözlerini kapattı. Gelmemi bekliyordu. İnce topuklarımı umursamayarak kollarına koştum. Neredeyse unutmuş olduğum kokusunu en taze haliyle hatırlamak Tanrı'nın bana bir hediyesi olsa gerekti. Elinden tutup apartmana ilerlemesini sağladım.
Anahtarı elimden alıp maskotu incelemeye başladı.
"D.'' Diye fısıldadı. Sesini duymanın bende bu kadar heyecan yaratması sonucu dizlerim titredi ve bir anlığına da olsa düşecek gibi oldum. Kıkırdadı.
"Seni özledim."Niye yazdığım hakkında hiçbir fikrim yok beğenmeseniz de getirebileceğim yere kadar getireceğim. Bir de Selena biraz sorunlu bir karakter bunu da söyleyeyim son.