Böyle kitaplarla ilgilenmeyenler okumasınlar rica ediyorum.
Bazı gizemli geceler vardır; etrafta büyülü bir şeyler olduğunu sezinlersiniz. Ama bir türlü ne olduğunu anlayamazsınız, büyüsüne kapılırsınız ve kendinizi rahat hissedersiniz. Büyü dışı insanların böyle hissettikleri gece dolunay vardır; sihirbazların sihirlerinin dorukta olduğu bir gecedir. Genç sihirbazlar arasında parti yapılarak geçirilen bu gecede bazı önemli olaylar yaşayabiliyor. Kâhinler bu gecede daha iyi görebildikleri için kehanetlerinin gerçek çıkma olasılığı çok yüksektir.
Biz genç büyücüler partide eğlenirken, yüzümün asılmasına sebep olacak biri içeriye girdi: Berk. Yanımdaki Gökhan'ın beni kamufle etmesini umarak kadehimdeki içeceğimi içmeye devam ettim. Gökhan, her şeyi anlamış olacak ki beni iyice arkasına aldı.
"Şu çocuğun senle ne derdi var anlamış değilim," dedi Gökhan sinirli sinirli. "Senden neden nefret ettiğini bilmek istiyorum. Sinir olmaya başladı."
"Sessiz ol," dedim hemen. Çünkü Berk, Gökhan'ın arkasında duran beni, onun deyişiyle Öğretmenlerin Gözdesi Barış'ı fark etmişti. Saklandığımı çaktırmayarak, Gökhan'ın arkasındaki yerimi korumaya çalıştım ve bir yandan da söylenmeye başladım.
"Bende ondan pek hazmetmiyorum ama kuralları biliyorsun," dedim. "Sinirimi kontrol edebiliyorum ama damarıma basmazsa böyle durmaya devam edebilirim."
Neyse ki, Berk'in arkadaşları onu gördüler de kendi masalarına oturttular. Günlük giyinmişti; kot ve tişört. Ama nedense bu onun kalkıp birisini dansa kaldırmayacağı anlamına gelmiyordu. Böyle dedim, çünkü Berk karşımda durmuş bana dans teklifi ettikten sonra ortalık karışmıştı.
"Sen kimle dalga geçiyorsun!" diyerek ortalığı aleve veren Gökhan, Berk'in suratına yumruğu geçirmişti. Berk'in arkadaşları, Gökhan'ın arkadaşları derken ortalık karışmıştı. Ben ise ağzım açık olanları izlemekten ve onları ayırmak dışında bir şey yapamamıştım.
Tok ve güçlü bir ses, kalabalığın çıt bile çıkarmaz hâle getirdi: Müdür Yardımcısı Azra Hanım. "Herkes odalarına, derhal!" dedikten sonra eliyle Berk, Gökhan ve beni içeri alacak şekilde daire çizip, "Siz üçünüz benimle geliyorsunuz."
Gökhan, ben ve Berk olacak şekilde yan yana, Azra Hanım'ın peşinden, yürümeye başladık. Azra Hanım kapıyı sonuna kadar açıp sırayla hepimizi içeri aldıktan sonra, kapıyı arkamızdan kapatıp bizi sorgulamaya çekti. Gökhan, her şeyi abartarak her zamanki gibi anlatırken Berk araya girdi.
"Tam olarak öyle olmadı," dedikten sonra her şeyi teker teker anlattı. Azra Hanım pek inanmışa benzemiyordu; dikkatini dağıtan başka bir şey varmış gibiydi. Ne olduğunu merak ettim. Bizi kovar gibi hemen odalarımıza gitmemizi istedi. Çıkarken dikkatlice Azra Hanım'a baktım.
"Siz iyi misiniz, efendim?"
"Evet, şey-"
Telefon çalınca Azra Hanım çıkmamı işaret etti. Odadan çıkarken Gökhan ile burun buruna geldim.
"Bir şey mi oldu, Barış?"
"Hayır," dedim. "Hadi yatakhaneye geçelim."
Okulumuzun yatakhaneleri, ler diyorum çünkü bir odada aşağı yukarı en fazla beş kişi kalıyor; bizim odada, ben, Gökhan, Furkan ve Mert. Merdivenlerden çıkarken Azra Hanım'ın neden endişeli olduğunu düşünüyordum. Dolunay gecelerinden kötü haber alalı çok uzun zaman önce olmuştu ve herkes iyi haberler almaya alışmıştı ki bir kötü haber işitsek endişelenmemiz an meselesiydi.
"Sihir Felsefesi öğretmenimiz değişeceğini duydum, bunu biliyor muydun?" diye sordu Gökhan. "İyi birisi gelse keşke; yarınki ilk dersimiz o."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanet (Lgbt)
ФэнтезиKehanetlerin gerçek çıktığı bir dünyada yaşamak nedir bilir misiniz? Size kötü davranan birinin sizin hayatınızı kurtaracağını nerden bilebilirsiniz ki? Belirsizliklerin hâkim olduğu bir dünyadaydık. Ve bu dünya benim cehennemin olacaktı.