Hayat Her Şeye Rağmen

26 0 0
                                    

Gençler bu benim ilk hikayem biraz acemiyim o yüzden yayımlamayı bile çok düşündüm :( Umarım beğenirsiniz  :)

       Hayatım gittikçe sıkıcı bir hal alıyordu.Hep aynı şeyler,rutin hayatım..

Sabah alarmın çalmasıyla gözlerim fal taşı gibi açıldı.Aşk acısı çeken bir insana göre fazla dinç kalkıyordum sabahları.Ama her şeye rağmen uykum vardı.Muhtemelen bana zehirli bir elma yedirip uykuya dalmamı sağlasalar diğer insanların aksine onlara teşekkür eder,uykuya dalmayı beklerim.Böyle de üşengeç bir kızım :))

Aşk acısı çekiyorum dedim değil mi?Evet tamamiyle aşk acısı!

Aslında hala eski sevgilimi özlüyorum.Salak dedikodulara inanıp güzelim çocuktan ayrılmıştım.Fazla yakışıklıydı Kaanım ;)) Ahahhaa çok da yüzsüzümdür :)) Neyse işte.Ona doğru olup olmadığını sormadan bir anda mesajlarına cevap vermemeye başladım.Onu o kadar çok seviyordum ki,ayrılmaya bile dayanamıyordum..Kıyamazdım onu üzmeye.Ya gerçek değilseydi? Ve evet.Gerçek değilmiş.Tabi ben bunu ayrıldıktan sonra öğrendim.Hala onu özlüyorum.Bu kadar aptal olmak zorunda mısın Masal ???

Neyse bu konuya girdim mi çıkamıyorum ben..

Alarmın çalmasıyla yatağımdan fırladım.O lanet olası okul formalarını giyip çantamı hazırladım.Üşengeç olduğumu söylemiştim değil mi?Akşamları uykumdan 5 dakika bile feda edip çanta falan hazırlayamam ben!! Neyse.Çantamı hazırlayıp kapının önüne bıraktım.Tuvalete girdim.Saçlarım koyu sarı,hafif dalgalı ve uzundu.Masmavi gözlerim vardı.Abartılı olmasa da bir güzelliğim olduğu söylenebilirdi :)) Kendimi övmeyi pek sevmem aslında ama gerçekler :)) Pek dağınık olmayan saçlarıma düzleştiriyi hafif bir şekilde değirdim.Su dalgaları oluşturdum.Parfümümü sıktım ve işte.Hazırdım!!

Üstüme ince bir hırka aldım.Nisanın gelmesine 5 gün kalmıştı.Hava pek soğuk sayılmazdı.Asansörden indim ve koşa koşa kendimi dışarı attım.Evet işte oradaydı.Best Friend Foreverım ahhahah :)) Arkasını dönmüş,ellerini birbirine dolamış beni bekliyordu.Tavırlarından anladığım gibi beni fazla beklemişti.Ama anlamıyordu.O geç kalmamak için 7-8 dakika erken iniyordu anlaştığımız saatten.Ve böylece beklemiş oluyordu.Kendisi fazla dakikti de.Bir anlasan  beni Başak..Bir anlasan..

Başak benim bu hayatta en sevdiğim,en değer verdiğim insandı.Her zor anımda yanımda olan tek kişi.Upuzun kumral saçları ve yeşil gözleriyle prenseslerden farkı yoktu.İkimiz de okulun en popüler kızlarıydık fakat ona karşın derslerimiz çok çok iyiydi.

Koşa koşa yanına gittim.Ona arkadan -her zamanki gibi- sımsıkı sarıldım ve "Günaydın Badem Göz" dedim.Ona hep öyle derdim.Çünkü gözleri badem şeklindeydi.Tanrım bu dünyanın en tatlı kızı olmalı!!

Zorla kollarımın arasından ayrıldı ve -her sabahki gibi- "Nerde kaldın Barbie?Ağaç oldum burda!!" diye sitemli sitemli konuştu.O da bana Barbie derdi hep.Çok güzel olduğum içinmiş.Ahahahahah.

"Lütfen Başak.Her sabah aynı konuşmaları yapmaktan sıkılmadın mı?Hayrı önce inmek senin kararın.Sende o kadar erken inmezsen beklemezsin" diyip koluna girdim ve okulun yolunu tuttuk.

Hayat Her Şeye RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin