Uyanış

11 0 0
                                    


Uzunca vakit olmuştu...Sabah uyandığımda saat 9 gibiydi,gelecekti.

Odam soğuktu tuğla yapım şöminede ki ateş sönmüş tıpkı can çekişen bir insan gibi sesler çıkararak yok oluyordu,sigaramı aradım her zaman kalktığımda ilk hamlem elimi sigaraya atmam ve yakmak olurdu ölecektir,aslında en basit intihar girişimi bu belkide insan ölmeye korktuğu için içiyordur öleceğini bile bile.Dışarda yağan kar sanki benim çatı katı daireme doluyordu yeşil 5 katlı bir binanın en üst katında yaşıyordum ailemden kalan tek hatıra bu evdi ve fotoğraflar.Annem öleli 3 yıl babam öleli ise 25 yıl oluyordu.Bina eski lakin görkemliydi gri betonların arasında bütün ihtişamı ile gövde gösterisini sergiliyor ve beni yıkamayacaksınız diyordu.Ayağa kalktım kulağıma karın cama vuruş sesi geliyordu sanki yavru bir kedi pembe patileri ile cama vuruyordu.Odam da bir çalışma masası,gece lambası, gardrop ve yatak bulunuyordu odam havalanmadığı için sigara nedeni ile sürekli bir duman içindeydi eski laminant parkelerin üzerinde yürüyordum,laminant parke ağlıyordu yaşlı binanın en acı çeken yeri hep burası diye düşünürdüm her zaman,acıklı sesleri çıkardıktan sonra mutfağa girdim,yeşil mutfak dolapları ve gri mermer üzerine yapılmış olan kurt süslemeleri mutfağı tam bir rönesans tablosu yapıyordu mutfaktaki orta boyuttaki masam ve 4 sandalyem vardı bunlar çelik ahşap karışımı bir maddeden oluşuyordu sağlam ama hafifti masa da dahil olmak üzere üzerlerinde ağaç ve kurt figürü vardı kurt ağacın arkasında duruyordu ağaç koyu pastel bir renkteydi ve geri kalan her yeri beyazdı aynı şekilde masa da öyleydi bu bizim aile armamızdı.Su kaynattım kendime bir kahve yaptım balkona çıkıp bütün boğazı izledim kar yağıyordu ama üşümüyordum içeriye girecekken kapı çaldı o gelmişti.

İliythia, kızıl ve yeşil gözlüydü bembeyaz bir teni vardı orta'dan biraz uzun boylu hafif iri kalçalı bir kızdı.Karşımda her zaman ki makyajsız haliyle duruyordu üstüne kapşonunda ve iç tarafında kürk bulunan bir deri ceket onun altına bir sweatshirt giymişti altına ise kalın bir tayt ve ayaklarında ise ortak aldığımız siyah motorcu botları vardı,aynısı bende de vardı ve asla su geçirmeyip sıcak tutan bir şeydi beraber aldığımız şeylerden sadece bir kaç tanesinden biriydi elindeki kahvaltılık dolu olan poşetleri aldım. Bu gün beraber kahvaltı edeceğiz diye sözleşmiştik, içeri girdi hemen işe koyuldu hep böyle gayretlimiydi yoksa ben mi daha yeni fark ediyordum?Uzun ince parmakları ile hızlıca hazırlamaya başladı ekmekleri yumuşak halde tutarak kızarttı sert halini sevmediğimi biliyordu masaya her şeyi doldurdu ve ağır bir şekilde kahvelerimizi doldurdu kahve o kadar siyah bir haldeydi ki yeni çekildiğini hemen anlayabilirdiniz gece gibiydi kahvelerimiz.

Uzun soluklu bir aşk kahvaltısından sonra sigaralarımızı tüttürüp oturma odasının eski eşyalarından koca koltukta oturup film izlemeye koyulduk sigara üstüne sigara'dan sonra kapı çaldı ikimizde şöminenin verdiği sıcağın hafid uykulu hali ile gevşemiştik ve kapalı kalsın istiyorduk ama ısrar ile kapı çalıyor ve susmuyordu içimden "NEDEN SUSMUYORSUN OROSPU ÇOCUĞU" diyordum kapıyı açtım ve orta yaşlı kısa boylu zayıf bir postacı gelmiş ve elinde orta boyutta bir paket tutmuş ve "kargonuz var beyefendi" diyordu
-"şurayı"
-"şurayı"

-"birde şurayı imzalayin lütfen" dedi ve hızlıca gözden kayboldu kutuyu elimle salona getirdiğimde Iliythia oturmuş bana bakıyordu,kutuyu özenle değil resmen yırtarak açtım içinden 78 senesinde yapılmış olan gümüşi bir altı patlar çıktı bu ne alaka şimdi dedim kendi kendime yollayan kişinin ne bir adresi ne de bir ismi vardı Iliythia'ya gösterdim uzun bir süre sessizlik oldu yeşil gözleri ile bana baktı tıpkı çam ağaçlarından oluşan bir ormandı fakat bir anda o orman alevler içinde yanmaya başladı elimden silahı aldı ve "özür dilerim affet beni lütfen" dedi ve tetiği çekti gümüş renkteki kurşunun kafatasımın içindeki kemiği parçalaması an meselesiydi ve işte oluyordu kurşun ilk zayıf bir et tabakasindan sonra ete ve daha sert olan kemiğe saplandı daha sonra ise arka taraftan çıktı ben ise bunları hissediyordum ve siyahla beyaz arasında ki o ince çizgide duruyordum...

Kurdun ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin