Siyah Dosya

240 21 6
                                    

Tüm gücümle koşuyordum. Peşimdeydi biliyordum ve beni yakalayana kadar durmayacağından emindim. Belkide tek seçeneğim pes etmekti aman ben pes etmezdim. Çünkü eğer pes edersem o kazanırdı.

Bacaklarımın titrediğini hissettim. Daha fazla dayanamazlardı. Ama şuan tek düşündüğüm beni yakalayıp, cehenneme sürgün ederken müthiş bir acı çekeceğimdi. 

Ya benim en değerli varlıklarımı, kanatlarımı benden çalarlarsa? Hayır! Bu asla gerçekleşmiyecekti. Kanatlarım için ölene kadar koşacaktım. Bunun çok uzun sürmeyeceğinden emindim çünkü her adımımda acı çekerek ölümü tadıyordum.

Ve birden ayağım dolandı. Alçak bir bayırdan aşağı delicesine yuvarlandım. Nefesim kesilmişti. Birden karşında ayın aydınlattığı bir çift göz belirdi...

Korkutucuydu...

Hemde olması gerekenden daha fazla korkutucuydu...

İşte bu benim sonumdu...

---

Çığlıklar içerisinde uyanırken gökyüzünden hiç batmayan o güneşin odamı aydınlattığı sırada annemin yanıma koşuşunu izledim.

''Angel ne oldu sana böyle, neyin var?'' Telaşlı gözüküyordu oysa ki annem beni umursamaz, benim için endişelenmezdi.

O asil ve mükemmelliyetçiydi. Çünkü o kusursuz bir baş melekti. Aslında onun kızı olarak benimde ilgili en büyük hayali benimde tıpki onun gibi olmamdı. Ancak onun gibi olmak en son isteyeceğim şeydi.

''Bir şeyim yok. Sadece bir rüya.'' -Aslında sadece dehşet verici bir kabus-

Yavaş adımlarla sanki 'bu muydu yani' diye gözlerini devirdi ve odadan çıktı.

Annem, babamın ben küçük yaşta öldüğünü söylerdi. Onu özlediğini dile getirirdi sadece, başka da hiçbir şey demezdi. Babam sanki her zaman bir tarafım eksikmiş gibi hissettiriyordu bana. Onu hatırlamasam dahi dile getirmesem dahi bende onu özlüyordum.

Klasik bir melek kuralı vardır. ''Meleklerimiz 18 yaşına bastıklarında siyah kanat ya da beyaz kanat olacakları belirlenir. Eğer siyah kanatsa gözleri koyu siyah olur. Ve eğer beyaz kanat ise gözleri zümrüt yeşili olurmuş.

Thrus 1. madde annemin söylediğine göre göz rengimizin değişmesi meleklerin herşeyi gözlerinde saklı alma sebebiymiş. Ve eğer bir şeyi gerçekten istiyorlarsa gözlerini feda ederek o isteğin gerçekleşeceğini söylüyordu. (Ah! Kim gözlerini ne uğruna feda ederdi ki? Saçmalık bu! ) Benim hiç bi şekilde şüphem yoktu ben baş meleğin kızı olarak beyaz melek olmaya mahkumdum.

Benimle sıkı bir şekilde, ilgilenen bir tek Hollis vardı. Annem melek eğitimi olmamı gerekli gördü. Benim tek merak ettiğim şey sahip olacağım kanatlarımdı. Ben bunları düşünürken Holis penceremden süzülüp içeri girdi. Bembeyaz kanatlrıma hayran olmamak elde değildi. Aslında o ince bacakları, minik kalçası, sarı saçları, mavi gözleriyle uyum içindeyken bile ona hayran olmamak elde değildi. Ve o ince sesiyle sakin bir ses tonu ile -her zaman ki gibi- söze girdi. 

''Hey Angel. Üzgünüm ki bugün olan çalışmayı iptal etmek zorundaymı. Kütüphanedeki dosyaları düzenlemem gerekiyor. Bay Morgan, tüm beyaz kanatların dosyalarını düzenlemem için beni görevlendirdi. Eğer istersen bana eşlik edebilirsin.''

Bu teklifi geri çeviremezdim. Annem ile durmak yerine Hollis ile gitmeyi tercih ederdim.

---

''Angel bak ne buldum!'' dedi. Sırıtarak dosyayı bana uzattı. 

''Hayır, Ellie. Artık onlarla dalga geçmeyi keser misin? Resmi bir dosyayla dalga geçen ilk defa seni görüyorum.''

''Tadımı kaçırma işte Angel! Uuu şuna da bir bak!''

''Hayır! O kadarda yakışıklı değil.''

Ellie artık bıkmış bir şekilde elindeki ı yere fırlattı.

Hollis, Bay Morgan'ın yanındayken fırsattan yararlanıp Erkek Beyaz Kanatların dosyalarını karıştırıyorduk. Ellie ise benim en iyi arkadaşımdı. O benden 3 ay daha önce doğduğu için 18 yaşına çoktan basmıştı. Sadece yeni kazandığı yeşil gözlerine ve beyaz kanatlarına alışıyordu.

Ve birden söze girdi.

''Angel, hadi diğer dosyalarıda getirde bir bakalım neler varmış!'' diye sinsi bir şekilde lafını bitirdi.

Ah! Hayır Ellie artık bıktım bu aptalca şeyden. Kıçını kaldırda git kendin al!

''Tamam El.Getiriyorum.''

Tabiki en son isteyeceğim şey ona dosyaları getirmekti ama o benin en iyi arkadaşım onu kırmamalıydım. 

Sıkıntıyla ayağa kalktım. Yalpalayarak yürümeye başladım. Umursamaz bir tavırla, alfabetik sıraya göre sıralanmış, beyaz dosyaları inceleyerek yürüdüm. O kadar düzenli dizilmişti ki beyazlar arasında kayboldum.

Ve aniden Ellie'nin sesiyle hopladım.

''Hey!! Angel bugün gelir misin acaba?'' Cevap vermedim. Her raftan topladığım dosyaları taşımakta güçlük çekerken birden dosya dikkatimi çekti. Sanırım açmak yasaktı. Bunu yapmamalıydım. Ama merakıma yenik düşmüş olmalıyım ki kendimi dosyanın sayfalarını karıştırırken buldum. İşin tuhaf yanıysa tüm dosyaların içinde tonlarca bilgi varken bunda ise tek bir isim yazılıydı.

Sürgün;

Harry Styles.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 03, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

IncompatibleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin