Bu ses bana huzur veriyordu,bu dünyada bir yerimin olduğunu ve hala nefes alıp verebildiğimi hatırlatıyordu.İşimi seviyordum.Aklımdaki tüm saçmalıkları,yapmak isteyip te yapamadıklarımı,mutluluğumu hatta içimdeki tüm iğrençliği tertemiz bir sayfayı kirleterek kendimi rahatlatıyordum.
Yerimden doğruldum ve pencereyi açıp her zaman solumaktan sıkıldığım şu lanet şehrin kokusunu içime çektim...Sıkıcı sıkıcı sıkıcı sıkıcı pis.
Son zamanlarda Nathan’da tüm tabularını yıkmış ve burdan sıkıldığını söylemişti.Her günkü rutinlikten o da sıkılmış olmalıydı ki ona tamamiyle hak veriyordum.Belki de benimle aynı evi paylaşmak istemiyordu ki bunu düşünmek bile hataydı.
"Nathan Bakers,ortaokuldan beri Helen’a aşık olan çocuk" bunu düşününce yüzümde çarpık bir gülümseme oluştu.
’Günaydın’ evet Nathan her zamanki gibi neşeli tavrını takınmıştı ve bi dakika bu çocuk bi harika olmuştu bugün.O her zaman çok iyiydi ama bugün gerçekten farklıydı.
’Sana da günaydın’ dedim sırıtarak ’Bu halini neye borçluyuz,oo bir kız arkadaşın var ve bunu benden saklıyorsun öyle mi?’
Nathan pek te hoşnut görünmüyordu.’Ah Helen bunu sana daha kaç kere söyliyeceğim,benim için bir tek sen varsın.Bunu o kafana sok’ dediğinde yüzümün kızardığını hissettim ve gülümsedim.Onu anlamak bazen çok zor oluyordu.Beni gerçekten seviyor muydu emin değildim.Aslında kendi duygularımdan emin değildim ama onunla aynı ev-
’Hadi ama Helen,utangaçlık zamanı değil geç kalıyoruz.Git ve hazırlan çabuk’ dedi ve eğilip alnıma masum bir öpücük kondurdu.Hemen hazırlanmak için yukarıya çıktım.Dolabımdan rahat bi şeyler çıkarıp üstüme geçirdim.Nathan çoktan mızmızlanmaya başlamıştı.
"Tamam hazırım"
Nathan merdivenin ucuna doğru geldi ve ellerimden tutup beni etrafımda döndürünce küçük bi çocuk gibi gülmeye başladım.
Yavaşladı ve durdu.Ellerine belime koydu beni kendine doğru çekti.Kalbimin sesini buradan duyabiliyordum.
Aramızdaki mesafe azaldıkça kalbim daha da hızlı arttı.Burnunu burnuma sürttü ve dudağı yukarı doğru kıvrıldı.
Ellerini üzerimden çekince "Ne oldu?" dedi.Ne diyeceğimi bilemiyordum.Bana o kadar yakınken kalbim çıkacak gibi oluyordu.Ya da Buna daha fazla dayanamadım Nathan.
"Geç kalıyoruz" Her zamanki Helen Miller.Utangaç,korkak.Nathan’ın gözlerinin içine baktığımda pek de tatmin olmuşa benzemiyordu.
"Pekala" dedi ve arabaya binmemi söyledi.O ünlü Ford Cortina’sına bindik ve okula doğru yola koyulduk.
Tek kelime etmemişti ve sessizliği ben bozdum "Hala cevabımı alamadım?"
"Bugünkü halim konusunda mı?" başımı salladım "İçimden geldi" dedi sırıtarak ve ben de gülerek karşılık verdim.
Böylesi daha iyiydi.Gözlerimi ondan alamıyordum.O mükemmeldi.Ya ben! Ben onu hakediyor muydum?
"Bu arada Helen şu kitap işine bir ara versen.Sınav haftasındayız?" dedi ve soran gözlerle yüzüme baktı.
"Aa evet haklısın" bir yıldır kitap yazıyordum ve birincisinin devamı olan "Sessizlik’e" henüz yeni başlamıştım.
Ah şu milletin bakışları.Artık okula gelmiştik.Arabadan inince Nathan beni kendine iyice bastırdı.Sahiplenici tavrı gerçekten çok hoştu.
Liseden beri ayrılmaz ikiliydik.Şimdi ise aynı üniversitede ve aynı bölümdeydik.Henüz aramızda herhangi bir yakınlaşma olmamıştı.Tabi Nathan’ın küçük öpücükleri dışında.
"Şurdakileri görüyor musun?Yeni olmalılar"
Nathan’ın gösterdiği tarafa döndüğümde 4 yeni çocuk kantinin yanında sohbet ediyordu.En sağdaki siyah tişörtünden bile kaslarını görebildiğim çocuk konuşmasını kesti ve bizim olduğumuz tarafa baktı.
Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu.Lanet olsun hala gözü buradaydı!Gözümü başka bir yöne kaydırıp tam 1 dakika sonra tekrar baktım.Siktir! Gülümsüyordu,arkadaşları da bunu farketmiş olmalıydı ki onlar da benim olduğum tarafa baktıklarında Nathan’ın kolunu çekiştirdim.
”Bir sorun mu var Helen?" Evet Nathan bi sorun var ve senin halledemeyeceğin türden!
"Hayır sadece derse geç kalıyoruz" dedim ve son bir kez siyah tişörtlü çocuğa bakıp okula girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezarına Tüküreceğim
Teen FictionHelen genç ve güzel bir yazardır. Yeni kitabını yazmak ve kafa dinlemek amacıyla belirli bir süre bir kasabada nehir kenarındaki bir evde kalmaya karar verir. Kasabanın dört serserisi ile şerifi, genç yazara vahşice ve işkenceyle tecavüz ederler ve...