İLELEBET AŞK

#2#

Babam bizi eliyle göstererek;

Bestenin Babası: Sen ne yaptığını sanıyorsun?

Beste: Baba açıklayabilirim.

Bestenin Babası: Sekretere asistan istediğini söylemişsin.

Beste: Sen de bana kesinlikle asistan vermeyeceğini söylemişsin.

Bestenin Babası: Sanki işler başından aşkın da birde kendine asistan istiyor. Yaptığın sabahtan beridir burada oturmak, odanı çocuk parkına çevirmek, gözünü o telefondan çıkarmamak. Eminim ki şimdiye kadar masana koyduğum dosyaların birinin bile ne olduğuna dikkat etmemişsindir. Sen hayatı duvarları saçmasalak karlamak mı sanıyorsun. Bütün gün film izleyip çikolata yemek mi sanıyorsun. Burası öyle bi dünya değil. UYAN ARTIK BESTE SARGIN! Sen artık bir iş kadınısın; ne yaptığına da, nasıl davrandığına da dikkat etmek zorundasın. Burası bir geceliğine uğradığın bar değil küçük hanım.

Babamın dedikleriyle gözlerim doldu. Şimdi sinirimden bütün odayı dağıtabilirdim.

Beste: Ben artık o sözünüzden çıkmayan küçük çocuk Beste değilim. Kendi kararlarımı kendim verecek yaştayım. Sizin o hayat dediğiniz şey sosyeteye gövde gösterisi yapmak mı yoksa bütün gün şirkette eşşek gibi çalışmak mı? Bana iyi bak Haluk Sargın! Burada olmayı ben istemedim, bu hayatı da ben seçmedim, hele senin kızın olmayı hiç istemedim!

Bestenin Babası: Laflarına dikkat et Beste. Senin karşında baban var. Başçavuşu eşşeği değil!

Ateş şaşkınlıkla bizi izliyordu. Ve artık gözyaşlarımı tutamadım.

Beste: Ben kendi hayatımı yaşamaya gidiyorum. Şirketini de ve o gerçek dünyanı da sana bırakıyorum.

Diyip kapıyı çarpıp çıktım. Arkamdan birisi koştu. Arkamı döndüğümde bu kişinin Ateş olduğunu fark ettim. Koşarak garaja indim ve arabama hızlıca bindim. Çantamı yan koltuğa atıp arabayı çalıştırdım ve gaza bastım. Hemen anayola çıkıp nereye gittiğime bakmadan gazı kökledim. Sinirimden arabayı parçalamak istiyordum. Sonra güçsüzce omuzlarımı indirip ağlamaya başladım. Sonrada aynaya baktığımda arakamdan Ateşin arabayla geldiğini fark ettim. Hızlanıp yanıma geçti ve sağa çekmemi söyledi. Onu dinlemeyip daha da hızlandım. O da ani bir atak yaparak önüme geçti ve durdu. Yha bu çocuk manyak mıdır nedir? Ne karışıyor işime? Belasını arıyor sanırım. Arabadan indim ve yumruğumu sıktım.

Beste: Sen ne yaptığını sanıyorsun acaba?

Ateş: Ben sadece nasıl olduğunu merak ettim.

Beste: Babamla kavga ettim, onu çok kırdım, ona çok sinirliyim ve göreceğim ilk kişiyi parçalamak istiyorum. Sağlığının yerinde kalmasını istiyorsan arabanı çek ve peşimden gelmeyi bırak.

Ateş: Babanın senin yerine karar vermesini ben de doğru bulmuyorum ama bazı konularda haklı. Bişeyleri becermeye bi yerden başlamalısın ve bu senin için çok iyi bir fırsat.

Beste: Bu konular seni ne ilgilendiriyor?

Ateş: Bak yakınlarda bir çay bahçesi var gel orda oturup sakince konuşalım.

Beste: Neden benimle bu kadar çok ilgileniyorsun?

Ateş: Çünkü sen benim ortağımsın.

Beste: Eski ortağın.

Ateş: Henüz istifa dilekçeni vermedin.

Bu çocuk çok mu biliyordu. Neyse daha fazla terslememeliydim. Arabama doğru ilerledim. O da kendi arabasına bindi. Dediği yere gittik. Çay içerken beni sakinleştirmeye çalıştı. Beni iş için de heveslendirdi.