Ekim'in Ağzından;
Annemin tarif defterini iyi ki yanıma aldım. Yoksa her canım çektiği an nasıl yiyecektim. Malum Üniversite hayatı...
Aldığım genişçe kabın içine tariften okuyarak iki yumurta, 1 çay bardağı şeker ilave ettikten sonra sonraki aşamada ne yapacağımı öğrenmek için annemin pasta defterine bakıcaktım ki birden elektrikler gitti. Haydaaaa! Ne şansızım. Yaz olduğundan bu sıcak havada erimesin diye buzdolabına koyduğum mumları etrafa çarpa çarpa aldıktan sonra yaktım ve mum ışığında pastamı yapmaya devam ettim. Bir ara Eylül'den ses gelmeyince merak edip seslendim;
- Eylül ne yapıyorsun?
- Karanlıkta ne yapabilirim sence? Sen nasıl yapıcaksın kurabiyeni karanlıkta?
- Mum yaktım.
- İyi çabuk yapta yiyelim.
- Tamam Canım...
Dedim ve tarifteki malzemelei ilave etmeye devam ettim. Hepsini kaba koyup karıştırdıktan sonra kurabiye kaplarımla şekilleri çıkardım. Daha sonra tepsinin üzerine yağlı kağıdı,yağlı kağıdın üzerine de kurabiyeleri düzdüm. Tüh fırını önceden ısıtmayı unutmuşum! Mumu fırının yanına doğru tuttum ve dereceyi ayarladım. Allah Allah bu fırın niye çalışıyordu. Biraz daha uğraşınca fırında bir bozukluk olabileceğini düşünüp Eylül'e seslendim:
- Eylül gel bi!
Birkaç çarpma sesi geldikten sonra Eylül yanıma geldi ve;
- Efendim
Dedi.
- Ya bu fırın neden çalışmıyor ya?
- Bilmem bozulmuş mu?
- Bilmiyorum ki!!!
Mum ışığında biraz daha fırını inceledikten sonra Eylül bir tane kafama yapıştırıp;
- Elektrikler gitti ya deli. Beni de kendine benzettin.
Diyerek mutfaktan çıktı ve beni pişirmek için elektriklerin gelmesini beklemem gereken kurabiyelerimle başbaşa bıraktı.
***
Elektrikler gelene kadar içeride biraz koltukta uzanayım dedim. 5 dakika kadar uzanınca canım sıkıldı ve elime kumandayı alıp televizyonu açtım. Daha sonra serinlemek için klimayı açtım. Evlilik programını izlediğim yerde içten içe;- Bu kıza nasıl bakıyorlar yaa!
gibi yorumlar yapıyordum.Odaya Eylül girince kumandayı alıp televizyon'un sesini kıstım. Sitem'le:
- Eve yeni taşındık. 10 gün olmadan atacaklar bizi sesten.
Dedi.
Haklı valla.
- Kurabiye ne oldu karnım kazınıyor.
- Elektrikler gitti. Gelsin yapıcam.
Eylül önce yüzüme baktı. Sonra gür bir sesle kahkaha patlattı.
- Kızım aşık mısın ne bu dalgınlık?
Yaptığım mallığın farkına varınca ben de gülmesine eşlik ettim. Üniversite'ye yeni başlayacak olmanın heyecanı üstümdeydi.
Eylül ve Ben çocukluk arkadaşıydık. Hep aynı üniversite de okumanın hayalini kurmuştuk. Ama ikimizde farklı üniversiteler kazandık. Yine de aynı şehirde üniversiteler tutturduğumuz için mutluyduk. Ailelerimize İzmir de ev tutmak istediğimizi söyledik. Başta izin vermediler ama Eylül'ün abisi Hakan abi İzmir de olduğu için ikna oldular. Hakan abi hâlâ arada bir yanımıza gelir,bizle ilgilenir giderdi. İzmir'e taşınmamızla yeni bir hayat beni beklemeye başladı...