Ağca ile birlikte iş yerine gitmek için hazırlanıyorduk. Aynı şirkette çalışmanın verdiği rahatlıkla Ağca tüm işleri bana iteliyor. Bugün de zorla da olsa şirkete gelmeyi kabul etti.
- Hadi oğlum nerede kaldın ya?
- Geldim geldim. Anket bu takım elbise beni çok yaşlı gösterdi.
Sevimsiz suratıyla kravatını düzelterek:
- Hem benim tarzıma ters bu takım elbise, ruhuma aykırı. :D
- Of iyi oldu. Hadi işe geç kaldık senin yüzünden. Babam yine kaytardığımızı düşünecek.
- İyi be geldim. Hem uzun zamandır şirkete gelmiyorum. Belki yeni kızlar gelmiştir.
- Ya evet evet. O kızlarda Ağca gelsin de bizimle uğraşsın diye bekliyorlardı.
Diyerek göz devirdim.
Fakat dışarı çıktığımız da araba yerinde yoktu. Hemen şoförü aradım.
- Neredesin sen?
- Efendim arabada birkaç sorun varmış. Şuanda arabanın hasarı gideriliyor.
- Ne zaman biter iş sen onu söyle?
- Birkaç saat sürer Anket Bey.
- Tamam işin bitince şirkete gelirsin.
Diyerek telefonu kapattım.
- Araba da sorun varmış kardeşim. Bu saatte de taxi bulmak neredeyse imkansız. Otobüse bineceğiz. Hadi yürü!
- Ben uzun zaman sonra ilk defa şirkete gidiyorum ya ondandır. Ben de şans olsa zaten... Neyse hadi gidelim.
***
Otobüse bindiğimiz de tek bir boş yer vardı. Ağca da hemen oraya oturdu. Ben de ayakta durdum. Birkaç durak geçtikten sonra yaşlı bir amca bindi. Elinde de bastonu yürüyecek mecâli yok neredeyse. Otobüste kimse yer vermedi amca'ya Ağca da dahil. Amca Ağca'nın oturduğu yerin önünde durdu. Yer vermesini bekledi. Ama Ağca hiç oralı olmadı. Otobüs hareket ettikçe amca'nın bastonu bir o tarafa bir bu tarafa kayıyordu. Düşmemek için büyük bir çaba gösteriyordu amca. Ağca eninde sonunda dayanamayarak amca'ya;
- Amca bastonun ucuna lastik taksarsan kaymaz.
Dedi.
Amca şöyle bir baktı sonra da;
- O lastiği zamanında baban taksaydı şimdi sen olmazdın,ben de orada oturuyor olurudum.
Diyince bütün otobüs koptu. Herkes gülünce tabi Ağca utandı. Tam da o sırada otobüs durağa geldi ve Ağcayla birlikte indik. Çocuğun suratı kıpkırmızıydı.
- Amca haklıydı kardeşim. Orada öylece oturacağına yer verseydin. İkinizde mutlu olurdunuz. En azından domates gibi ortada gemezdin.
- Bir daha otobüse falan binmrm ben. Çok utandım lan. Koskoca amca dan böyle bir cümle beklemiyordum. Çok şaşırdım. Neyse bir daha da beni bindirme otobüse. Geleceğim varsa da şirkete gelmez oldum sayenizde.
Dedi. Göz devirerek kacaman kahkaha attım. Ve konuyu kapattım.
Ağca ve ben çok küçük yaşlarda babalarımızın işlerini birleştirmesinden sonra tanışıp arkadaş olmuştuk. O gün bugünden beri tek ve en yakın arkadaşım...