1 - Tin Man

498 64 41
                                    

Kim Jongin sıkılıyordu. Gerçekten sıkılıyordu. İnsanlar ondan kaçmak için yer arıyor, onu rahatsız ediyor, yüzüne bakamıyorlardı. 

Yüzü kısmen farklıydı, yaralı. Yüzünün sağ tarafında alnından başlayıp yanağına kadar inen koca bir yara vardı. Canavar öykülerindeki canavarları andırıyordu. Kai diyorlardı. Her neyse. O nerede olursa olsun insanlar ondan uzak durmaya meyilliydi. 

Fakat sıradan bir gün sinirli bir o kadar hayattan bıkmış bir adam ona çarptı. Sinirli olmasının sebebi Kai değildi. 

Bileklerine mürekkepler sürülmüş, ruhunun derinliklerinde sırlarla birinden ya da bir şeyden kaçıyordu. 

Bunun için kıçınızın üzerine bahse girebilirsiniz.



*******




''Tatlım, uyan!'' Titrek bir ses küçük çocuğu sarsarak uyandırdı. ''Lütfen, benim için uyan.''

Küçük çocuk sulanmış gözlerini birkaç kez kırparak başını kaldırdı ve onu uyandıran kişiye baktı. ''Annecim?''

Annesi ona gülümsedi. Büyük, büyük ve sıcak bir gülümsemeydi fakat bu büyük ve sıcak gülümsemede mutluluk yoktu.

Yağmur hızlıca camı dövüyordu. Gecenin ışığında içeri, ahşap zemine ağaçların rüzgarda dans eden gölgeleri vuruyordu. Küçük çocuk bir süre sonra merdivenlerden gelen sesi dinledi. Ses sanki her seferinde kapıyı kıracak kadar güçlü geliyordu. 

Rüzgar ıslık çalıyordu. Hayır bekle... ıslığı çalan rüzgar değildi. Çocuğun kalbi hızla atmaya başladı. Çığlık sesleri geliyordu. Annesi yavaşça saçlarını okşayarak geri taradı.

''Oyun vakti.'' fısıldadı annesi. ''Bunu konuşmuştuk, hatırlıyorsun değil mi? Saklan ve bul. Sen ve Ben.''

Çocuk yattığı yerden kalkıp oturdu. Bunu sevmiyordu. Başını hızla sağa ve sola salladı. ''Hayır anne istemiyorum, lütfen!''

''Bunu konuşmuştuk,''  Tekrarladı. ''Bana güven, tamam mı? Bana güven bunu yapabilirsin değil mi?''

Çocuk başını salladı. 

''Saklandıktan sonra,'' dedi annesi. ''Konuştuklarımızı hatırla. Çok iyi saklan. Ses çıkarma, kıpırdama, eğer sana biri yaklaşırsa umursama, tamam mı?''

Küçük çocuk annesinin istediği gibi onu onayladı. ''Anne korkuyorum.''

''Biliyorum, bebeğim. Onu gördüğünde, ondan korktuğunda ne söylemen gerekiyor?''

''Adını,'' çocuk fısıldadı. 

''Kesinlikle.'' Annesi yavaşça gülümsedi. ''Eğer canavarın adını söylersen, tüm gücünü kaybeder. Eğer ismini söylersen, eğer onun ne olduğunu bilirsen, ondan daha güçlü olursun. Bu yüzden korkularınla yüzleş ve gözyaşlarını sil.''

Aşağıda kargaşa daha da büyüdü, evin içinde büyük bir patlama var gibiydi. Bu diğerlerinden farklıydı. Yakındaki odadan çığlık sesini duyunca annesinin gülümsemesi silindi. 

''Saklan. Seni bulacağım. Söz veriyorum.''

Yumuşak dudakları hızlıca çocuğun başına bastırdı. Ve daha sonra hızlıca odadan çıkarak kayboldu. 

Saklan. Sadece annen seni bulabilir. 

Battaniyesinin altında saklanan ayıcığını aldı ve yataktan aşağı zıpladı. Çıplak ayaklarıyla hızlı bir o kadar sessizce yürüyordu. Bu oyunu defalarca oynamışlardı ama gece yarısı ve merdivenlerden çığlık sesleri gelirken değil. Ahşap zeminde küçük çıplak ayaklarıyla odanın içinde koşturuyordu bu sırada annesinin yalvarışını duydu. ''Lütfen yapma bunu... Lütfen!''

Düşün, düşün, düşün.

Çocuk çamaşır dolabının önünde durdu. Saklanmak için başka şansı yoktu. Annesi onu bulacaktı. Dolabın kapağını açtı ve içinde ne varsa yerlere ve raflara koymaya başladı. Ses yaklaştıkça nefesi titriyordu. Ayıcığını alıp hızla dolabın içine girdi ve kapakları kapattı. 

Kesik nefesi dışında hiçbir ses gelmiyordu. 

Çok sessizdi. 

''Korkularınla yüzleş ve göz yaşlarını sil.'' Kendi kendine fısıldadı ve aynı kelimeleri tekrar tekrar kendine hatırlattı. ''Korkularınla yüzleş ve göz yaşlarını sil. Korkularınla yüzleş ve gözyaşlarını sil.''

Ayak sesleri yankılanmaya başladı. Ses bir robotu andırıyordu. 

Sanki Tin Man gibiydi.

Annesi onun kalbinin olmadığını söylemişti. Metal kıyafetinin yağmurda paslanacağını düşünüp derin bir nefes aldı. Belki de bu beni bulmasını engeller.

''Neredesin? Dışarı çık.'' Sesi duyduğunda küçük dolapta etrafına bakmaya çalıştı. ''Burada olduğunu biliyorum kedicik. Sonsuza kadar saklanamazsın.''

Terden saçları alnına yapışmıştı, Ne zaman dışarı çıkacaktı? Çıkabilecek miydi?

''Pekala pes ediyorum,'' dedi adam. ''Sen kazandın kedicik, oyun bitti.''

Ayak sesleri uzaklaşmaya başladı. Yağmur dindi. Oyun bitti.

Çocuk birkaç dakika daha bekledi. Dolapta sıkışmıştı, kasları ağrıyordu. Sessizce dışarı çıktı ve aşağı indi. Annesinin neden onu aramadığını merak ediyordu.

Ayıcığına sarılmaya devam ederek ahşap kapının kulpundan tutup kapıyı açtı. 

Kırmızı ahşap parçalanmış, menteşeler kırılmıştı. Geçip dolaştı ve mutfağın girişinde durdu. ''Annecim?''

Annesi yerde yatıyordu, gözleri kapalıydı ve hareket etmiyordu. Çocuk hemen onun yanına oturdu küçük elleriyle annesinin saçlarını geri taramaya çalıştı. Yanakları şişmiş, başı kanıyordu, boynunda bir işaret vardı, parmağı boyalı biri oraya basmış gibiydi.

''Annecim.'' Annesinin hafifçe sarsarak fısıldadı. ''Şimdi kalkabilirsin. Daha fazla oyun oynamamıza gerek kalmadı.''

''O uyuyor kedicik.''

Çocuk korkudan hıçkırdı. Titriyordu kafasını yavaşça kapıya çevirdiğinde Tin Man'i gördü. 

Tin Man kafasını sağa sola sallayarak annesinin yanına geldi ve eğildi onun güzel yanaklarını okşamak yerine boynundaki izi okşadı. İç çektikten sonra yumuşak dudaklarını annesinin çatlamış dudaklarına bastırdı. Aşk gibi görünüyordu aslında bunun ne demek olduğundan emin değildi. Tin Man kapıyı kırdığı için ona kızgın değildi. 

Belki de bir kalbi vardı. 

''Hadi.'' dedi ayağa kalkarken. Konuşmasına izin vermeden çocuğu kollarının altından yakaladı ve omzuna attı. ''Gitmemiz gerek.''

Siren seslerini duyuyordu.

Korktu, kurtulmak için çabaladı, kurtulup oyuncağını alabilmek için. Annesinin yanına gitmek için. Panikledi, çığlık attı. 

Ve Tin Man fısıldadı. ''Eve gitme vakti kedicik.''





Bu hafta sık sık buna bölüm yazmaya çalışacağım tanıtım gibi düşünün bunu bir sonraki bölüm birkaç sene ilerlemiş olacak. Umarım beğenip okumaktan çekinmezsiniz. Ve Lilian'ı geciktirdiğim için özür dilerim sadece biraz kararsızım. LÜTFEN YORUM YAPIN ÇOK YALNIZIM.

Landmine // SeKaiWhere stories live. Discover now