Medya : Caroline
"Caroline hadi geç kalıcaksın ? "
"Tamam hemen geliyorum . " dedim ve aşağıya koşar adım indim .
Nathan görüş alanıma girince ona doğru yürüdüm ve yanağını öptüm .
"Bugün ben yürüyerek gidicem . " dedim . En tatlı olduğunu düşündüğüm gülümsememle . Yoksa hayatta izin vermez .
"Ah ! Yapma şu gülümsemeyi . " dedi Nathan . Oda gülmeye başlayınca kapıya doğru koştum ve bağırdım .
"Seni seviyorum Nathan . "
...
Nathan benim eğitmenimdi . Babam , arkadaşım , dostum , kardeşim . O benim her şeyimdi . Diğer elementler de vardı . Ama ben hiç onları görmedim . Nathan da görmemiş .
Havayı içime çeke çeke okula doğru gidiyorum . Yolda bir kaç çocuk (benden sanırım büyükler ) bana bakmaya başladılar .
"Şişt yavrum . "
"Way güzeliye bak be ."
"Offf taş , metor ulan ."
Duymamazlıktan gelip yürümeye davam ederken içlerinden biri kolumu tuttu ve sert bir şekilde kendine çevirdi . Sinirleniyordum . Derin nefen al ! Sakin kal !
Pis pis gülüşmeye devam ediyorlardı . Gözleri mi kapattım ve açtığımda her yer kırmızı ve turuncu görmeye başladım demek gözlerimden ateş fışırtayı başarmışım . Elini hemen çekti beni tutan çocuk . Yanmıştı ."Lan ateş şaçıyo bu . Sen ATEŞ'sin . "
Gözlerimi eski haline döndürdüm . Aferin bana .
"Eğer birine bir şey söylerseniz sizi bulur yakarım ." Der demez kaçmaya başlamışlardı bile . Sesli bir kahka attım . Acaba diğer elementler ne yapıyorlardı . Bu hayatta en çok merak etiğim onlardı . Acaba onlar da beni merak ediyorlar mıydı .
Bu soruları es geçip okulun mahçesine doğru yürüdüm .
...
"Alışverişe çıkıcaz demi . "
"Bilmem . "
"Hadi ama . Sor babana . "
"Of tamam Anna ben sana haber veririm ."
Alışverişmi ? Nathan izin verir mi ki ?
Eve varır varmaz Nathan'ın yanına aşağı bodrum kata indim . Kum torbasına vuruş yapıyordu .
"Ben geldim ." Dedim ve koşup yanağını öptüm .
"Hoşgeldin meleğim . "
Güldüm . Ben Nathan'ı çok seviyordum gerçekten .
"Ya bir şey sorucam . Şey -"
"Ney ? "
"Alışverişe çıkabilir miyim ? " dedim . Bir anda .
"Ah Caroline biliyorsun toplu olan yerlerden uzak durman gerekiyor . "
"Hadi ama . Ne olur . "
"Ah! Tamam ." Bir çığlık attım koşup yine öptüm ve yukarıya odama resmen uçtum .
...
"Şuraya da uğrayalım . " dedi Anna . Başımı salladım . Anna benim kim olduğumu bilmiyordu . Onun yanında konturolümü sağlayabiliyordum . Mazaya girdik . O elbise reyonuna giderken ben bekliyordum .
"Ateş , burda olduğunu biliyoruz . Etrafın sarılı . "
Ne ? Beni buldular mı ? Beni ama nasıl ? Mazadan çıktım . Herkes mazalardan çıkmış çıkışa bakıyordu . Yine biri bağırdı .
"Eğer çıkmazsan burdaki olacaklardan sorumlu değiliz . " dedi ve elindeki silahı tavana sıktı . Çığlık atmaya başladılar yanımdakiler .
Sinirleniyordum . Bu o kadar kolay nasıl sinirlenebiliyorum ? Sankin ol Caroline . Sakin ol . Sakın ol . Lanet olsun ki olamıyorum içimdeki güç çıkmak için can atıyordu . Görüşüm değişti . Saçlarım renk değiştirdi ve havaya kalktılar . Saçlarım kızıl olunca hemen beni fark ettiler . Ayaklarımdan ateş başıma kadar hızlıca çıktı . Her yerim ateş olunca . Etrafımdaki herkes kaçıştı . Anna bile .
"Teslim ol Ateş . Kimseye zarar gelmesin ."
Burdan kaçmam lazım . Düşün , düşün . Kafamı yukarıya kaldırdım . Cam tavan .
Kurşun gelmesin diye etrafıma ateşten duvar yaptım ve cam tavanın ısısını artırıp kırılmasını saladım . Ayaklarıma biraz daha ateş verip uçtum . Hızlı bir şekilde eve doğru gittim . Evin üstüne gelince avcıları gördüm . Her yerdeydiler . Aklıma Nathan'ın dedikleri geldi .
"Eğer bir gün gelirlerse ... atrese gel orada buşuşalım . Sakın unutma Caroline . Bunun geri dönüşü olmaz meleğim . "
Hemen adrese doğru uçtum . Gücümü çok kulandığımdan dolayı iyice halsizleşince yere indim . Ateşim söndü . Eski halime dönünce bu sefer koşabildiğim kadar koştum . Adrese gelince içeriye girdim .
"Nathan . Nathan . Nathan. " diye bağırdım .
Odaların birinden Nathan çıktı . Gidip sarıldım ona .
"Çok korktum ."
"Meleğim ." Dedi ve alnımı öptü .
"Hadi zaman kaybetmeden diğerlerini bulmalıyız . Çok zamanımız yok . Burdan çobucak ayrılmalıyız . "
Başımı saladım . Herşey hazırlanınca arabaya bindik ve diğerlerine doğru yala çıktık . Kafamda olan soruları sormaya başladım :
"Tam olarak neresi olduğunu bilmiyoruz ki . "
"Eğer aranızdan biri görülürse ... gelmeniz söylenmişti . Yakalanmamalısınız . Hiçbiriniz . "
"Peki onlar oradamı olacak . "
"Haberlere çıkacaksın kesin o zaman görür gelirler . Hala çok güçlü değilsiniz . Hala eğitilmeniz lazım . Bu sonsuza kadar gidemez . İlahi savaş çıkmak zorunda kalacak .
"Bana bunları hiç söylememiştin . "
"Zamanı gelmesi gerekiyordu . " sesimi çıkarmadım .
"Bizden ne istiyorlar . "
"Siz 4 elementin kalbinde bir madde var . O madde elerine geçerse çok kötü şeyler olucak . Bu dünyanın sonunu bile getirebilir . "
"Alırlarsa ölücez . Yani kalbimizi deşçekler ."
Ses gelmedi . Doğru demek ki . Gözümden yaş geldi . Hayır ağlamıcam . Çünkü daha hayattayım . Ve hayatta kalıcam . Ve diğerleriyle bu şavaşı kazanıcam . Onlar istiyor diye dünyanın sonu gelmiyecek . Biz buradayken asla .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş
Science Fiction4 element ... İçlerinde güçlerini açığa çıkartan maddeyi isteyen kötü amaçlı kurulan bir kuruluş ... Onlara yardım edecek kişiler ... Bakalım başlarına neler gelecek ...