İlk kitabım o yüzden çok heyecanlıyım. Yazım kurallarında sorun olursa kusura bakmayın
Bu arada kapak yapımım berbattır. Hayrına yapan olursa sevinirim akkskdkfkİyi okumalar...
"Bu gün dışarı çıkıyoruz değil mi" aslında vereceği cevabı biliyordum. Alışmıştım ama yine bir umutla soruyordum. "Hayatım bu akşam bizim erkeklerle anlaşmıştık başka zaman çıksak" işte beklenen cevap. Hiçbir şey söylemeden yüzüne kapatmıştım. Ben arar dışarı çıkmak isterdim ve o da bahane bulurdu. Zaten öğleden sonra üniversitede oluyorduk. Çıkmamız saat beşi buluyordu ve bişeyler yapmak istiyordum ama son zamanlarda Serkan hiç oralı değildi. Birden değişmişti.
Hızlıca okulun içine girip Deniz'i aradım. Onu bulsam iyi olurdu. Anca ona anlatabiliyordum herşeyimi.
"Alo Deniz nerdesin? "
"Kafeteryadayım canım sende gel. "
Demesiyle telefonu kapatıp hızlıca yönümü kafateryaya çevirdim. Öğrencilerle dolu olmasına rağmen gözlerimin Deniz'i bulmasıyla hemen yanına gidip sandalye çekip oturdum.
"Hayırdır yüzün hiç mutlu gözükmüyor" işte Deniz buydu, her halimi anlayan.
"Ben gerçekten anlayamıyorum artık. Her zaman o benle vakit geçirmek isterken şimdi benden uzaklaşıyor. " dedim bitkin çıkan sesimle.
"Yani bilmiyorum Duru gerçekten Serkan çok değişti. Siz çıkalı dört ay oluyor ama son 1-2 haftadır soğuk gibi, aslında... " sözünü tamamlamaması dikkatimi çeksede arkadan gelen sesle ne diyeceğini sormadım. Arkama döndüğümde iki tane gencin -büyük bir ihtimal bi üst sınıftanlardı- birbirine girdiğini gördüm. Daha doğrusu uzun,esmer ve kaslı olan, diğer çocuğu altın almış yumruk atıyordu. Amaçları neydi bunların. "Seni öldürecem lan. Sen kimsin. " Esmer olan çocuğum kükreme gibi çıkan sesiyle irkilirken yumruk atmayı kesip üstünden kalktı. Kendiside yumruk yemiş olacak ki kaşı patlamıştı. Hızlıca dışarı çıkarken sinirden gözlerinin koyulaştığını fark ettim.
"Hadi Duru bizde derse gidelim
artık" Deniz'in sesiyle az önceki yaşanan kavganın şokundan çıkıp olumlu anlamda kafamı salladım.Blok dersin bitimi ile kendimizi dışarı atarken derin bir ohh çektim. Bu dersler beni kasıyor anam. "Eee ne yapacağız? Bak istersen beraber çıkalım dışarı. Hem bende sıkıldım. " Denizle ev arkadaşıydık aynı zamanda. Ailemiz iki kızın evde tek yaşamasına başta karşı çıksa da yurtta yer olmayınca ev tutmak zorunda kalmışlardı. "Olur, aslında bende bi kafam dağılsın istiyorum. " dememle Deniz iki elini birbirine çarpıp gülümsemeye başladı. "O zaman ilk yemek yiyelim sonra biraz gezeriz. "
Girdiğimiz kafe'de verdiğimiz siparişi beklerken etrafı inceliyordum. Daha önce gelmemiştim ama güzeldi. Siyah beyaz tonların hakim olduğu duvarlar, masaların rengi ve masanın üzerindeki cam fanusların içindeki balıklarla renklendirilmişti. Oldukca sadeydi. Dışarının manzarasına bakarken gözüme takılan kişiyle gözlerim sabitlendi. Serkan vardı, bir bankta oturuyordu. Fakat gözlerimi oraya sabitleyen bir tek o değil yanındaki Ece ile el ele olmasıydı. Ece serkan'ın okuldan arkadaşı hatta sözde kankasıydı.
Masadan kalkıp ilerlemeye başladığımda Deniz'in arkamdan gelip bana seslenmesini umursamadım. Mekandan çıkıp onlara doğru ilerliyordum. Beni görmeleri şuanlık imkansızdı çünkü arkalarında kalıyordum.İyice diplerine girip konuşmalarını dinledim. "Serkan Duru ile ayrıldığını duyduğuma çok sevindim. " Ece'nin sözü ile vücudum kaskatı olurken gözlerim doldu. Biz ayrılmışmıydık? Hayır. Ayrılacakmıydık? Evet. Ama ne zaman?
TAMDA ŞİMDİArkalarında olduğuma şimdi sevinmiştim, en azından o pisliğin iğrenç suratını görmüyordum. Tam olarak Serkan'ın arkasına geçip ellerimi arkadan yüzüne yaklaştırıp gözlerini kapattım. Bunu yapmamla irkilsede sonradan yumşadı. "Hakan abi çek ellerini ya. " Ece şok olmuş gözlerle bana bakarken sesini çıkaramıyordu. Benden ses gelmeyince ellerimi açmam için beklemiş olacak ki konuşmasını kesti.
"Sıkıldım artık kimsen çek elini" dedi. Konuşmak istemiyorum. Çünkü konuştuğum an gözümün altında birikmiş olan yaşlar dökülecekti. Ama elimi onun suratına değdirmeye de devam etmek istemiyordum. Oldukça çatallaşmış sesimle "Benim" dedim. Gözümdeki damlanın elime düşmesiyle ellerimi yavaşça suratından çektim. Vücudu katılaşmış gibi arkasını dönemiyordu. "Ayrılmışız, hatta yeni sevgilin olmuş hayırlı olsun" dedim kendimi sıkarak. Sesim çıkıyor muydu acaba.
Serkan arkasını dönüp bana baktı. "Ben sadece, oturuyordum Duru. Ece'yi tanıyorsun işte arkadaşım. " Şu durumda bile inkara devam etmesi kahkaha atmama sebep oldu ama daha çok kuru bir kahkaha. "Evet arkadaşın. Hatta kankan. Hatta kardeşin. Ayrıldığımızı söyleyip elini tuttuğun arkadaşın demi. " dedim içim acırken. Aslında onu seviyor muydum bilmiyorum. Başlarda evet ama şu son bir haftadır ayrılmayı düşündüğüm doğrudur. Ama böyle değil. Bir kızın elini tuttuğu için değil. Arkadaşım dediği kıza yalan söyleyip ayrıldığımızı söylediği için değil. Akşam dışarı erkeklerle çıktığı için, Eceyle çıktığı için değil. En azından düzgünce ayrılmayı düşünüyordum. Hatta telafi ederse ayrılmamayı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Tarifi
HumorAşkın tarifi yoktu bu hayatta. Kimine aşk seni seviyorum demek, kimine bir sarılış, kimine bir bakıştı. Ama onların aşkının tarifi sadece bu kitabın içinde saklı.