Umut gelince güçlenmiştik ama kralı nasıl öldürecemizi bulamamıştık. Tek çare Sedat'taydı Sedat'tan ümidimizi kestimiz anda Sedat'ın aklına kaleye girecek bir pilanı vardı. Pilan şöyleydi ağaçlardan bir merdiven yapıp kalenin duvarına tırmanıp içeri girecektik ve herkez bir yerlere saklana saklana kralın odasına girip kralı öldürecektik. Ama bizim bilmedimiz ne güçleri varmış. Tam kralı yatanda öldürürken Sude ah diye bağırdı Sudeye baktık Sudeden kanlar akıyor nasıl oldu diye sorduk. Sude eve gidelim anlatırım dedi. Jet hızıyla uzaklaştık meğer kralın samurayı varmış. Toprak tapınağına götürdük ordaki doktorlar yarayı kapatmayı başardılar eve döndük Sude iyileşince yeniden saldırdık samuray o kadar güçlüydüki hepimizle başa çıkıyordu. Sonra samuray ben ve Sedat hariç herkezi öldürdü bizde tüm gücümüzle karşı çıktık Sedatı sırtından kesip bir kenara attı. Tam benide öldürecektiki Sedat samurayın sırtına bıçak fırlattı. Samuray yere düştü samurayın kafasına kılıcı saplayıp kralı öldürdük. Arkadaşlarımızın kanını yerde bırakmadık. Sonuna kadar mücadele ettik ve sonunda başardık. Zafer bizimdi artık arkadaşlarımızı gömdük. Ve sonra toprak tapınanda çok mutlu bir hayat sürdük.
