Oh Yeon Joo gözlerini hafifçe araladı bir hastane odasındaydı.
Gördüğü manzara karşısında biraz şaşırmıştı.
Çünkü ellerine kenetlenmiş bir el görmüştü ayrıca bu elde bir yüzük vardı . Bu yüzüğü kesinlikle tanıyordu.
Çok geçmeden olayı anlamıştı ama bunun nasıl mümkün olacağına hala aklı almıyordu.
Hafifce arkasına döndü ve tahmini doğruydu bu Kang Chul'du.
Uzun süre birbirlerine baktılar sessizliği bozan Kang Chul oldu.
Uyandın mı?
Nasıl sın?Oh Yeon Joo cevap vermeden Kang Chul'u hüzünlü bir şekilde izliyordu. Her an gözlerinden bir yaş gelebilirdi.
Annene eve gitmesini söyledim.
Bana bir sürü soru soracak sandım ama pek bir şey söylemedi.Ona kocan olduğumu söyleyemedim. Erkek arkadaşıyım dedim.
Aceleden ona bu kartviziti verdim ama bir şey demedi.
Küçük bir sessizlik oluştu Oh Yeon Joo için bir sorun olmamıştı sadece Kang Chul'u izliyordu.
Ben hapiste 2 yıl geçirdim ama burada sadece bir hafta geçmiş.
Tebessümle...
Zaman hızla geçer diye çok endişelendim.
2 yıl boyunca, yalnızlığın üzüntüsünden ölürsün diye korktum. Çok rahatladım.
Oh Yeon Joo yavaşca elini Kang Chul'un yanağına koyar. Ve bakar.
Ardında gözünden bir damla yaş narince yüzünden aşağıya süzülür.Babama ne oldu?
Kang Chul'un bakışları biraz farklı hal alır. Oh Yeon Joo'nun yüzüne elini koyar kısa bir süre baktıktan sonra.Yavaşça yatakdan doğrulurlar.
Oh Yeon Joo' nun saçını geriye nazikçe çektikten sonra yataktan kalkar ve ceketinin cebinden Oh Yeon Joo'nun babasın ona vermiş olduğu resmi Yeon Joo'ya uzatır.
Yeon Joo ağlamaklı bir şekilde babasının resmine bakarken bir damla yaş resme düşer. Ağlamaya başlar.
Kang Chul onu kendine çeker.
Yeon Joo bir yandan Kang Chul 'a sarılırken bir yandan ölmüş babasının resmine bakarak ağlamaya devam eder...***