KENAN 'DAN
Gözlerini açması için yalvarmaya başladım. Annem öldüğünde yalvardığım gibi tıpkı. Nedenini bilmiyorum ama onu bu halde daha 2 saattir belkide 3. tanıdığım hatta tanımadığım sadece baygın gördükten sonra evime getirip yemek yemiştik. Bu kısa sürede nasıl bu kadar korkuyodum ona bişey olucak diye. Üstelik ben kızlarla sadece oynar birlikte olup bırakan umursamazdım. Cebimden telefonu çıkarıp Cem'i aradım. Ambulansı arasam yarım saatte gelirdi. Çok fazla kanaması da yoktu aslında.. Ama korkuyordum. Bidaha gözlerini açamıyacak diye. Efendim diye açtığında. Kısaca arabayı al ve gel çok hızlı ol dedim ve kapattım. Tişörtümü çıkarıp karnına doğru bastırdım. En sevdiğim annemin bana aldığı tişörtü hemde. Cem arabanın kapısını açtığında kucağıma alıp arabaya bindim. Benden bi açıklama bekliyordu evet. Sadece hızlı git ve sus. Yoksa seni fena benzetirim. Dediğimde hızlıca kafasını salladı ve gaza bastı. 10 dk içerisinde hastanede olduk ve kucağıma aldığım masumiyeti sedyenin üzerine bıraktım. Ellerim titriyodu nedensiz. 15 Dakika sonra odadan çıkan doktorun açıklama yapmasını bekledim. Sinirden terliyerek. Durumu iyi hafif kanaması var bu yüzden biraz dinlendiriyoruz. Kandan korktuğu için bayılmış muhtemelen. İçeri girebilirsiniz dediğinde üstümden kalkan o yük. Soğuk terlerimi sildim. Ve yandaki koltuğa oturup o masum yüzü izledim. Gözlerini araladı ve bana baktı..
***
Gözlerimi o iğrenç hastane kokusuyla araladım. Ve o deniz mavisi hatta denizleri utandırcak mavi gözlere baktım. Ne olduğunu hatırlıyordum. Neden kaçmak istediğimi. Beni neden bu kadar etkilediğini bilmiyordum. Su diye sayıkladığımda hızlıca suyu bana içirdi. Ve soguk bakışları bana yöneldi. Ne bekliyordumki beni umursamasını mı. hahaha.!! Ama beni kurtarmıştı. İnsanlık niyetine diye geçiştirdim. Boş hayaller kurmak istemiyordum elbette. Kalkmaya çalıştığımda. Kan kaybettin bugün bende kal dedi ve umursamaz bakışlar. Zorunda değilsin bişeyin benim hatam. Teşekkür ederim diye mırıldandım. Olmaz yani içim rahat etmez dogrusu. Kal dediğinde üstelemedim çünkü kalkıcak halim bile yoktu. Ben kalkamıyorum diye mırıldandığımda sırıtıp kucağına aldı ve yine kalp atışlarıyla karşı karşıya kaldım. Bide o huzur verici kokusu. Başımı boynuna gömdüm. Yorgunluktandı ya da bilmiyorum huzur yolculuğu yapmak istiyordum. Arabaya yaklaştığımızda. Kokumu sevmene sevindim demesiyle kızardım. Sadece yorgunluktan diye çıkıştım ve karnını yumruklamaya başladım. Kalkamıyodu birileri diyip alay ettiğinde daha sert vurdum ve. Ah iç kanama geçiriyorum yardım edin diye gülmeye başladı. Gerizekalı bu çocuk yeminle. Geber diyip dil çıkardım ve arabaya bindim. İsmini sormamla Kenan diye yanıtladı yine soğuk davranmalar.. Bende Buse dediğimde kafasını bile çevirmeden iyimiş dediğinde sinirli bakışlarımla camdan dışarıyı izlemeye başladım ve evin önündeydik. İndiğinde bende indim. Kapıyı açtığında kendimi içeri doğru attım. Ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Hayır şimdi neden bunu yaptı. Kesin dengesiz bu çocuk kesin. Domates diye dalga geçtiğinde tam vurucaktımki. Fazla alıştın vurduğun yerleri tek tek öpersin biliyosun dimi diye elimi kavradı. donup kaldığımda Odama geç sana giyicek bişeyler getireyim dedi. Şey ben odanın yerini bilmiyorum dediğinde birlikte siyah odaya yöneldik kapıyı açtım ve O sarışının yatakta uzandığını gördüğümde Sinirlerim tavan yaptı. Kenaan bebeğim nerde kaldın demesiyle gözlerimin dolduğuna eminim..