Öptü,
Öptü beni yanaklarımdan,
Tatlı bir selam getirircesine dudaklarıyla..
Utandı tüm yanaklar
ve
yanaklar kırmızı.
Selamlar,
Selamlar utandı böylesine içten,
böylesine bilmeden selamlar.
Lakin bilmeden öptü beni,
leyleklere inanan bir çocuk gibi bilmeden.
Hislerimi gizleyen bedenimin arkasından öptü.
Nasıl bilecekti ki?
İstanbul gibi bir lanet şehirde,
Nasıl duyacaktı kalbimdeki bolero misali ritimlerin,
kornalar arasında kayboluşunu.
Anlamayacaktı,
Ah be İstanbul! Anlamayacaktı!
Elinde hatunlarla geçmişi kadar kısa sigarası,
uzun cansız saçlarında tokası,
Şairin virgülü beklediği kadar bekledi beni.
Sigaradan,hatunlardan usanmış dudakları
utandırmak istemedi kismeyi.
Yanaklar istemedi kırmızıyı.
Ama ben istedim...