Yine sabahlamanın verdiği yorgunlukla yerinden kıpırdadı Soo Jin. Odasının perdesini açarak Güneşin odasına girmesine izin verdi. Gözleri acıyla yanıyordu. kolunu anlının üzerinde tutarak gözlerinin Güneşe ayak uydurmasını bekledi.
Soo Jin'in pencereyi açmasıyla çiçek kokularının odaya doluşması bir oldu. Şeftali ağaçları yapraklarını bir bir döküyordu artık. Hayvanlar daha bi hareketlenmiş, telaşa koyulmuştu. Kuş sesleri erkenden her yeri kaplamıştı. Doğa renklerini açmış, bütün canlılığını gözler önüne sermekteydi. Parlayan gözleriyle bu şen manzarayı inceledi Soo Jin. İlkbaharın başlangıcı doğanın heryerinde hissedilebilirdi. Soo Jin'in içi tarif edilemez duygularla yeşerdi. Biraz önceki yorgunluk yerini taze bir sevince bıraktı. Ağazında bir melodiyle mutfağa doğru yöneldi. Soo Jin, bu günün diğerlerinden farklı geçeceğine emindi.